TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesindeki "Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonu", AK Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Metiner başkanlığında toplandı.
Toplantıda, CISST Derneği Başkanı Akar, 1990'lı yıllardan beri cezaevleri ve orada yaşanan sorunlarla ilgilendiğini söyledi.
Avrupa'da artık bir çok ülkede, suçluları hapsetmek yerine alternatif yöntemler arandığını belirten Akar, 53 ülkeyi kapsayan araştırmaya göre, 100 bin kişi başına düşen mahpus sayısına bakıldığında, bu oranın bazı ülkelerde artarken bazılarında da azaldığını vurguladı.
Mustafa Akar, Avrupa Konseyi'nin rakamlarına göre, 100 bin kişi başına düşen mahpus sayısı yüzde 50'nin üzerinde artan ülkelerin Ermenistan (yüzde 82,8), Türkiye (yüzde 78,9), Makedonya (yüzde 60,3) ve Hırvatistan (yüzde 59,4) olduğunu ifade etti.
Bu oranın Avrupa Konseyi rakamlarına göre Türkiye'de yüzde 78,9 olduğunu, ancak Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü rakamlarına göre yüzde 126,6 olduğuna değinen Akar, "Yani bu durumda Türkiye birinci oluyor" dedi.
Akar, Türkiye'deki mahpus sayısında 2005 yılından sonra büyük artış yaşandığını, bu sayının 50 binlerden 180 binlere çıktığını, şu anda 180 bin 500 olduğunu belirterek, "Denetimli serbestlikteki 200 bin insanı da katarsanız bu sayı 8 kat artmış olur" diye konuştu.
Akar, 2000-2015 yılları arasında 253 cezeaevi kapatılırken, 112 yeni cezaevi açıldığına işaret etti.
Akar, şu görüşleri dile getirdi:
"Hapishanelere ilişkin ayrıntılı istatistiki bilgiler tutulmuyor, bu büyük eksiklik, bu bilgiler ayrıca kamuoyu ile de paylaşılmalı. Mahpusların sivil toplum örgütlerine yazdığı mektuplar ücretsiz olmalı. Bu mektuplar görülsün, incelensin ama engellenmesin. Mektuplar dışarı çıkabilmeli ki bizler oradaki sorunları bilelim ve bunlara çözüm yollarını arayalım. Sivil toplum örgütleri hapishaneleri ziyaret edebilsin ve çalışma yapabilmeleri yasal güvenceye alınsın. Hapishaneler akademisyenler ve bağımsız araştırmacılara açık hale getirilsin.
Cezaevlerinde çıplak arama, ağır hasta mahpusların tahliyesi ve sürgün anlamına gelen sevkler büyük sorun teşkil ediyor ve çözülmesi gereken ilk sorunların başında yer alıyor. Özellikle çıplak arama büyük sorun. Bir cezaevinde görüştüğümüz yabancı kadın mahkum hüngür hüngür ağlamıştı. Çünkü, önce tamamen üstünü soyuyorlar, sonra tamamen altını soyuyorlar. Çıplak iken ellerini kaldırarak çömeltiyorlar ve öksürtüyorlar ki cinsel organlarında bir şey varsa düşsün diye. Böyle bir şey olamaz, bunu kabul edemeyiz. Kimsenin kimseye bunu yapma hakkı yok. Çıplak aramanın acilen kaldırılması lazım."
Mustafa Akar, cezaevlerinin engelli mahkumlar için uygun olmadığını, zeminlerin düz olmadığını ve kabartma zeminin de bulunmadığını kaydetti.
- LGBT'li mahkumların durumu
Adalet Bakanlığının cezaevlerinde 139 LGBT'li mahpus olduğunu bildirdiğini ifade eden Akar, "Eğer mahkum transsa, tek kişilik hücrede tutuluyor. 8 ay tek kişilik hücrede kalan eşcinsel mahpus, AİHM'e gitti ve Türkiye bu davada mahkum edildi" sözlerini sarfetti.
Akar, Alanya L Tipi Cezaevindeki 14 LGBT'li mahpusun 8 aydan fazla bir süredir tek kişilik hücrelerde tutulduğunu iddia ederek, "LGBT'liler hormon tedavisi ve epilasyon istiyorlar ama mümkün olmuyor. Kadın giysileri ve ayakkabıları istiyorlar, ruj ve toka kullanmak, almak istiyorlar ama erkek hapishanesinde oldukları için ve kantinlerde de bu ürünler olmadığı için alamıyorlar. Bazılarının 'sen erkeksin' diye zorla saçlarını kestiriyorlar. Bu nedenle LGBT'liler için bir cezaevi inşa edilebilir" değerlendirmesinde bulundu.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum (CISST) Derneğinin kurucusu Zafer Kıraç ise cezaevlerinde 2 bin 435 çocuk yer aldığını belirterek, cezaevlerinde çocuklar için gerekli ve onların sorunlarını çözecek ortam oluşturulmadığı için, onların daha sonra suç işleyerek tekrar cezavine girdiğini ifade etti.
Çocukların, büyükler için uygulanan infaz rejimine tabi tutulmasını eleştiren Kıraç, "Bu olmamalı. 14 yaşındasınız, anneniz gelmiş, onunla demir parmaklıklar arasından ya da camın arkasından görüşebiliyoruz. Bunun dışında çocuk bedenine dokunmayacak sistemi de kurmalıyız" dedi.