HUZUR VE BEREKET AYI RAMAZAN - DİTİB'in iftarı her kesimi bir araya getirdi
DİTİB Genel Başkanı Kazım Türkmen:- 'İnfak toplumda barışa, birlikteliğe ve dayanışmaya vesile olur, zekat ve fitrenin yanında refahın paylaşımını sağlar. Çünkü dinimiz maddi kaynakları sorumlu bir şekilde kullanmayı ve muhtaçlara yardım etmeyi emreder'- 'Bizim dinimiz barış ve birlikte yaşamın dinidir. Terör kurbanları ile dayanışma içerisindeyiz'

Oluşturma Tarihi: 2019-05-11 00:58:35

Güncelleme Tarihi: 2019-05-11 00:58:35

Diyanet İşleri Türk İslam Birliğince (DİTİB), Almanya'nın Köln kentinde geleneksel olarak düzenlen iftara Müslümanların yanı sıra Katolik ve Protestan kilisesi temsilcileri de katıldı.

DİTİB Genel Merkezi'nde düzenlenen ve çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katıldığı iftar programı, Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı.

DİTİB Genel Başkanı Kazım Türkmen, burada yaptığı konuşmada ramazanın Allah'ın rahmet kapılarını açtığı, birlik ve beraberliğin hat safhaya ulaştığı, kardeşlik, dostluk, sevgi ve saygının güçlendiği bir ay olduğunu belirtti.

Bu yılki ramazan sloganının "İnfak" olduğunu aktaran Türkmen, bu kavramın yardımlaşma, dayanışma, paylaşma, insanlığın huzuru için maddi ve manevi yardım ve israftan sakınma gibi anlamlarının bulunduğuna vurgu yaptı.

Türkmen, "İnfak toplumda barışa, birlikteliğe ve dayanışmaya vesile olur, zekat ve fitrenin yanında refahın paylaşımını sağlar. Çünkü dinimiz maddi kaynakları sorumlu bir şekilde kullanmayı ve muhtaçlara yardım etmeyi emreder." dedi.

İnfak'ın insanın kendi istek ve arzularının geri plana bırakıldığı anlamına gelebildiğini ve yardımlaşmanın verdiği manevi ve dini kazancın çok yüksek olduğunu ifade eden Türkmen, "İnfak sadece para, mal ve mülk ile yardım anlamına gelmez, kendini manevi anlamda da başkası için olağanüstü özveri anlamına da gelir, feragat etme gibi bir anlam da taşır. İnfak Allah yolunda onun yarattığı her varlığa yardım etmek anlamına da gelir." şeklinde konuştu.

DİTİB Genel Başkanı Türkmen, bir sofranın paylaşımının İslam'ın yanı sıra Yahudilik ve Hristiyanlıkta da yer aldığını ve ortak bir yemeğin toplumu, insanların birbirine bağlılığını, güveni, merhameti, dayanışmayı ve paylaşmayı sembolize ettiğini dile getirdi.

DİTİB'in vaaz ve hutbelerinde sürekli terör ve şiddete karşı gelindiğinin, hoşgörü, insan sevgisi ve karşılıklı kabule vurgu yapıldığının altını çizen Türkmen, Sri Lanka'da düzenlenen terör saldırılarına atfen, "Bizim dinimiz barış ve birlikte yaşamın dinidir. Sizin terörünüzü ve nefretinizi reddediyoruz. Terör kurbanları ile dayanışma içerisindeyiz. Dualarımız bu saldırılarda hayatlarını kaybedenlerle beraberdir." diye konuştu.

Köln Başkonsolosu Ceyhun Erciyes ise ırkçılık, yabancı düşmanlığı, ayrımcılık yapanlara, toplumdaki korkulardan beslenmeye ve bunlardan siyasi çıkar temin etmeye çalışanlara "dur" denilmesi gerektiğini vurguladı.

Erciyes, "Yeni Zelanda'da camide ibadet eden insanlara, Sri Lanka'da kilise ve otellere saldıranlar içimize korku salmayı ve bizleri bölmeyi amaçlamaktadır. Korku ve nefretten beslenenlere karşı hep birlikte sesimizi yükseltmeliyiz." ifadesini kullandı.

Eğitimin önemine de değinen Erciyes, burada yaşayan Türk toplumunun sosyal hayatta her açıdan daha etkin hale gelebilmesi, siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda içinde yaşadığı topluma daha fazla katkı sağlayabilmesi için eğitimin temel koşul olduğunu vurguladı.

Almanya Katolik Kilisesi Ulrich Pöner ile Almanya Protestan Kilisesi Yüksek Meclis üyesi Detlef Görrig ise yaptıkları konuşmalarda her türlü aşırılığı ve fanatizmi kınayarak, birlik, beraberlik, barış ve huzur içinde yaşamanın önemine vurgu yaptılar.