İHH tarafından düzenlenen "Yetimler, Problemleri, Çözüm ve Stratejiler Uluslararası Çalıştayı"nın açılışında konuşan Yıldırım, Müslümanların dünyadaki tüm yetimlerden sorumlu olduğunu belirtti.
Kimsesiz tüm çocukların tehlike altında olduğunu, başta devlet olmak üzere dernek, vakıf ve sivil toplum kuruluşlarının yetim ve öksüzlere bakması gerektiğini ifade eden Yıldırım, "Haiti'de deprem olduğu zaman buradan gittik. İlk yardımları başlattığımızda, organ mafyasının veya başka çetelerin de en az bizim kadar hızlı bir şekilde oraya intikal ettiklerini gördük. Bir yerde doğal felaket olduğunda siz uçağa binip gittiğinizde, o uçakta büyük bir ihtimalle suç örgütlerinin temsilcileri de var çünkü felaketlerin yaşandığı yerlerde kimsesiz çocuk ve kadınlar olacaktır. Bunlardan menfaat elde etmek isteyenler mutlaka olacaktır" diye konuştu.
- Misyoner tehlikesi
Bülent Yıldırım, yetimlerle ilgilenirken pek çok üzücü olayla karşılaştıklarını aktararak, çeşitli örnekler verdi. Tsunami felaketi sonucu Açe'de birçok çocuğun yetim ve öksüz kaldığını ancak Müslümanlar bölgeye intikal edene kadar bunların misyoner kuruluşların tuzağına düştüğünü dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti:
"Pakistan'da deprem olunca hükümet yetkililerine danışmanlık hizmeti verdik. Bu arada bütün yetimlerin bakım hakkının bizlere verilmesini rica ettik. Pakistan hükümeti kabul etti. Ne kadar yetim çocuk varsa bunların hepsini aldık ve Aşiyan adında bir kamp yaptık. Burası çok güzel, tatlı bir yerdi. Pakistan hükümeti, burayı ziyarete gelen tüm devlet yetkililerine örnek olarak gösteriyordu. İslam dünyasında belki de bu bir ilkti. Ancak birdenbire misyonerlik kuruluşları, Pakistan devletine baskı yapmaya başladı. Orada kalan yetimlerin bölüştürülmesini istediler. 'Bizimle protokol imzaladınız, bu yetimleri alamazsınız' dediğimizde çok çeşitli baskılarla karşılaştık. En sonunda bu misyonerlik kuruluşlarından biri, bizimle masaya oturdu. Tamam 'bu yetimlerin hepsine siz bakın ama bu listedeki çocukları bize verin' dediler. Bu çocukların hepsinin yetim ve öksüz olduklarını öğrendik. Yani hem yetim hem de öksüz çocukları tespit etmişler. Alıp yetiştirecek ve İslam dünyasının içine yeniden göndereceklerdir. Müslümanlar olarak biz ilgilenmezsek başkaları alır yetiştirir ve onlar eliyle Müslüman topraklara zulüm götürmesini sağlar. Onun için yetimle ilgilenmediğiniz zaman, sadece o çocuğu kaybetmiyorsunuz. Kendi geleceğinizi ve neslinizi de tehlikeye atmış oluyorsunuz."
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın girişimleriyle 100 bin yetimin, yakınlarının yanında bakılacak duruma getirilmesinin sevindirici bir gelişme olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Son zamanlarda Türkiye'nin yürütmüş olduğu bu çalışmalar bizlere gurur veriyor. Bu çalışmaları dünyanın her tarafına örnekliyoruz. Yetim maaşının bağlanması da basit bir şey değil. Erzurum'un bir köyünde ekmek dahi alamayacak bir baba şehit ediliyor, ardında 6 yetim bırakıyor. Bakanlık hemen devreye giriyor ve çocuklar maaşa bağlanıyor. O zaman dedim ki, işte asrısaadetten gelen nefes bu" ifadesini kullandı.
- Yeryüzünün melekleri
Yetimlerle ilgili çalışmalarda dünyanın her tarafında meleklerle karşılaştıklarını, bunların ise sivil toplum kuruluşların temsilcileri olduğunu aktaran Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Güney Afrika, Katar, Kuveyt ve Avrupa'nın çeşitli ülkelerindeki yardım kuruluşlarının temsilcilerini yer yüzünün melekleri olarak niteliyorum. Nereye gidip bir açık görsek ve 'burayla ilgili bir çalışma yapmamız gerekiyor' dediğimizde, bir bakıyorduk bir yardım kuruluşu oraya el atmış. Türkiye'de artık bu işlere sendikalar da destek veriyor. Biz şu anda 80 bin yetime ulaşmış durumdayız. Bununla da övünüyoruz ama çok yanlış aslında. ABD'de bir kuruluş, misyoner bir örgüt, 4 milyon 300 bin yetime bakıyor. Bunların yüzde 85'i Müslümanların yaşadığı topraklardaki yetimler. 13 bin tane kilisesi, 25 bin rahip ve rahibesi var. Silkelenmek lazım. Allah, bizlere zenginlik de vermiş. Daha fazla gayret göstermek gerekiyor. 80 bin yetimi 5 milyona çıkarmanın hesap ve planlarını yapmak zorundayız."
Suriye'deki iç savaş nedeniyle pek çok çocuğun yetim ve öksüz kaldığını anımsatan Yıldırım, "Bakın bugün Suriye'nin semalarında 20 ülkenin uçakları dolaşıyor. Ekmek fırınları bile bombalanıyor. 12 yaşında bir kız çocuğunu bulduk, başına gelenlerden dolayı akıl hastası olmuş. Kaç kere kötülüğe uğramış bilinmiyor. Bunu aldık, yıkadık. Ablaları, onu yıkamaya başladılar. Vücudunda büyük bir yara bulundu. Meğerse organları alınmış. Devlete teslim ettik. Şu anda emin ellerde. Ancak bunun gibi onlarcası var. Bu çocuklarla ilgilenmek ve uğraşmak cennetin kapısını açar" değerlendirmesinde bulundu.