Sarı nokta hastalığının genellikle 65 yaş üzeri kişilerde görüldüğünü vurgulayan Durlu, 'Sarı nokta hastalığı tüm yaş gruplarında görülebiliyor. Yaşa bağlı sarı nokta hastalığında kalıtsal özellikler etkiliyken, yüksek tansiyonlu kişiler, sigara içenler, lipid ve kolesterol düzeyleri yüksek olanlar, aşırı kilolu kişiler ve güneş ışınlarına korumasız maruz kalanlar da risk altında' dedi.
Doç.Dr. Durlu, sarı nokta hastalığının belirtilerinin, görme kalitesinde bozulma, okuma zorluğu, cisimleri ve çizgileri kırık veya dalgalı görme, renkleri soluk ve gri görme, yüzleri tanımakta güçlük, ışığa hassasiyet, siyah noktalar, gece görüşünde azalma ve bakılan cismin ortasında bulanık bir alan veya karanlık leke görme olduğuna dikkat çekti.
Durlu, ilaçsız göz anjiyosu yönteminin sarı nokta hastalığının teşhis ve tedavisini belirlemekte çok olumlu ve yararlı sonuçlar içerdiğine dikkat çekerek, "Modern tıptaki yeni gelişmeler, erken tanı ve tedavi seçeneklerini arttırıyor ve korkutucu tablolar ciddi oranda azalıyor. Islak tipte yapılan göz içine iğne tedavileri sonrası hastanın görme oranı ve yaşam kalitesi artıyor. İlaçsız göz anjiyosunun en önemli avantajı damardan ilaç vermeden sarı nokta ve retinanın damarlarını kısa sürede çok yüksek hassasiyetle inceleyebilme fırsatı sunmasıdır. Bu yöntem yapılırken ilaç verilmediği için hiçbir yan etkisi yoktur. İlaçlı göz anjiyosunda ise, nadiren de olsa ölüme kadar yol açabilen alerjik reaksiyon olabilmektedir. Diğer bir önemli avantajı, hastaya hiçbir zarar vermeden göz arkası dokularını dijital ortamda katmanlara ayırarak görüntülemekte ve sarı nokta hastalığının tipini ayırt etme olanağı vermesidir. Bu yöntemi, yurt dışındaki önemli kliniklerle eş zamanlı olarak bir buçuk yıldır kullanmaktayım" dedi.