İsrailli diplomat Oron, Daily Sabah gazetesine verdiği röportajda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun "Yahudi teröristler" olarak adlandırdığı bu gibi suçlulara karşı sert önlemler alınacağını ve cezalarını çekeceğini söylediğini hatırlattı. Oron, Filistin ve İsrail güvenlik birimlerinin olayın aydınlatılması için çaba sarf ettiğini söyledi.
Oron "Tüm bunların sonunda adaletin yerini bulmasını umuyorum ve ileride bu gibi olayların yaşanmasının engellenmesini umuyorum. Bu gibi olaylar incelendiğinde arkasında mutlaka yasalara uymayı reddeden gerçekçi vizyondan uzak kişiler bulunduğunu görürüz. Bunlara artık daha fazla izin vermeyeceğiz" diye konuştu.
- Türkiye-İsrail ilişkileri
Röportajda İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerin normalleşme sürecini de değerlendiren Oron, "Normalleşme ne zaman gerçekleşir, bunu bilemem ancak Türkiye'deki siyasi gelişmeleri, koalisyon görüşmeleri ve erken seçim ihtimalini takip ediyoruz. Ne olacağını bekleyip göreceğiz" ifadesini kullandı.
İki ülke ilişkileri, İsrail'in Mavi Marmara gemisine düzenlediği ve 9 sivili öldürdüğü saldırının ardından en alt düzeye indirilmişti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı arayarak özür dilemesinin ardından iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri yeniden kurmak için görüşmeler başlamıştı. Türkiye ve İsrail'den üst düzey diplomatların haziran ayında Roma'da görüştüğü belirtilmişti.
Amira Oron, Roma'daki görüşmeyi de değerlendirdi ve görüşmenin olumlu geçtiğini, son amaca ulaşılamasa da görüşmeyle normalleşme sürecinin yeniden rayında olduğunu belirtti. Oron, Mavi Marmara davasının iki ülke tarafından düzgün şekilde sonlandırılması gerektiğini ifade etti.
- Yahudi yerleşim alanlarının genişlemesi
Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki İsrailli yerleşimcilerin genişlemesiyle ilgili olarak İsrail'in genişleme gibi bir gündemi olmadığını savunan Oron, "Biz sadece müzakerelerin ardından İsrail'in kontrolü altında olacak bölgelerin imara açılmasına izin veriyoruz" dedi.
Oron, iki devlet çözümünün İsrail ve Filistin arasındaki sorunun tek çözümü olduğunu vurgulayarak, "Sonsuza dek savaşamayız. İsrail'in de Filistin'in de kendi geleceklerini belirlemeye hakları var. Biz birbirimize bağlıyız. Topraklarımızı paylaşmayı ve birlikte var olmayı öğrenmek zorundayız. Ana prensibimiz bu" şeklinde konuştu.
- Suriye krizi
Röportajda, Suriye kriziyle ilgili değerlendirmelerde de bulunan İsrailli diplomat Amira Oron, "Bize göre Esed meşruiyetini çoktan kaybetti. O bir suçlu ve Suriye'yi yıkıma götürdü. Bu nedenle biz Esed'i çözümün bir parçası olarak görmüyoruz" dedi.
"Asıl mesele Esed gittiğinde ne olacağı" diyen Oron, Suriye'nin geleceği hakkında pek umutlu olmadıklarını, kapsayıcı bir çözümden yana olduklarını ve bölgedeki diğer ülkeler gibi krizin çözülmesini umduklarını belirtti.
Oron, İsrail ve Türkiye'nin Suriye meselesine dair işbirliği yapıp yapmayacağına dair soru üzerine, "İsrail ile Türkiye'nin ilişkileri daha iyi olsaydı her iki taraf da bundan memnun olurdu. Görüşleri paylaşmak ve güvenlik alanındaki işbirlikleri iki ülkenin de yararına olacaktır. Ama maalesef bu noktada değiliz" yanıtını verdi.
İsrailli Maslahatgüzar, Türkiye'nin DAEŞ'e yönelik askeri operasyonu için ise "İsrail Türkiye'nin kendini savunma hakkına destek veriyor" dedi ve DAEŞ'e karşı işbirliğinin iki ülke menfaatine olacağını söyledi.
