Özgen, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB önderliğinde 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla Bakırköy Halk Pazarı'nda düzenlenen kutlamadaki konuşmasına, 1 Mayıs 1977'de ve 10 Ekim Ankara terör saldırısında yaşamını yitirenlerin önünde saygıyla eğildiğini ve anılarına bağlılığını ifade ederek başladı.
16 Nisan'da ülkenin emekçileri, işçileri, ezilen ötekileri ve muhalif demokrasi güçlerinin kendi 'hayır' taleplerini dile getirdiğini aktaran Özgen, "Biz emekçiler de referandum sürecinde kendi 'hayır' taleplerimizi, bu ülkenin ötekilerinin 'hayır' talepleriyle ortaklaştırarak, bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. KHK hükmünde kararnamelere, OHAL'e, baskıya, gözaltıya, tutuklamalara, iş güvencesinin ortadan kaldırılmasına, kıdem tazminatının ortadan kaldırılmasına, iş cinayetlerine, iş yerlerinde mobbinge, soruşturmaya 'hayır' demiştik. Böylelikle bu ülkenin ezilen bütün kesimleri iradelerini ortaklaştırdı. Onlar her zamanki gibi hileleriyle, yalanlarıyla, hırsızlıklarıyla bizlerin iradesini çaldı. Bu referandumun sonuçları şaibelidir. Bu sonuçları, bu ülkenin yarısı olarak kabul etmediğimizi belirtiyor ve buradan bir kez daha 'hayır' demeye devam ediyoruz." diye konuştu.
Özgen, OHAL ve KHK'larla 100 bin kamu emekçisinin işinden edildiğini, 10 binlerce kamu emekçisinin açığa alındığını kaydederek, "Sendikal hak ve özgürlüklerimiz KHK'lar ile yasaklanmaya devam ediyor. Arkadaşlarımız hakkında soruşturmalar, keyfi uygulamalar devam ediyor. 3 binin üzerinde KESK üyesi işten atıldı. Sizin OHAL yasanıza, KHK'larınıza, soruşturmalarınıza boyun eğmiyoruz, korkmuyoruz, geri adım atmıyoruz. Seyit Rıza'nın dediği gibi, biz sizlerin yalanlarınıza, dolanlarınıza ve bütün ithamlarınıza karşı boyun eğmeden, diz çökmeden mücadeleye devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin her yerinde mücadeleye devam ettiklerini belirten Özgen, bugün bütün illerde, Ankara'da, İzmir'de, Adana'da, Diyarbakır'da, Van'da, Samsun'da, Trabzon'da 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla bir araya gelenleri selamlayarak, ülkenin bütün ötekilerinin bir arada mücadele yürütmesi gerektiğini dile getirdi.
- "İçeride diyalog ve barış süreci dışında başka bir seçenek yok"
Lami Özgen, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz, bu ülkenin işçileri, emekçileri, ezilen bütün kesimleri, içeride ve dışarıda savaşa karşı barış talebimizde ısrarcıyız, barış mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Çalışma yaşamında toplumsal barışa ihtiyaç olduğu gibi toplumun bütün kesimlerinin bir arada yaşama iradesi için de barışa ihtiyaç var. Bu yüzden içeride ve dışarıda yürütülen savaş politikalarını kabul etmiyoruz. AKP'ye 'Bu savaş politikalarından vazgeç' diyoruz. İçeride diyalog ve barış süreci dışında başka bir seçeneğin olmadığını bir kez daha ifade ediyoruz. Bu ülkenin halkları ve ezilen bütün ötekileri, kardeşçe, barış içinde, bir arada yaşamak istiyor."
Özgen, "Biz emekçiler, ezilenler, yoksullar, bu ülkenin üretenleriyiz. Bu ülkenin üretenleri olarak bu ülkenin ortak geleceğinin sahibiyiz. Bizim demokratik bir toplum ve demokratik ülke kurma şiarımız eşitlik, barış, özgürlük ve bir arada ortak yaşamla hayata geçecektir. Bunun nüveleri bugün burada vardır. Bunun nüveleri 16 Nisan referandumuyla bu ülkenin yarısı olduğumuz ortaya konularak kanıtlamış durumdadır." ifadelerini kullandı.