Arslan, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de geçen yıl Kurban Bayramı'nda yaklaşık 3,5 milyon kurban kesildiğinin tahmin edildiğini aktardı.
3 gün içerisinde hayvan varlığının yaklaşık yüzde 5'inin kesildiği Kurban Bayramı'nın halk sağlığı, hayvan sağlığı, hayvan refahı ve ekonomik boyutları olan bir organizasyon olduğunu belirten Arslan, "Böylesine karmaşık ve oldukça kısa bir sürede gerçekleşen organizasyonun sağlıklı ve huzur içerisinde geçmesi için pandemi koşulları da dikkate alınarak ciddi önlemler alınmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
- "Zoonoz hastalıklar, toplum sağlığı için riskler oluşturmaktadır"
İstanbul'da kesilen kurbanların yarısına yakınının belediyelerin denetlediği ünitelerde, kalanının ise otopark gibi kesime uygun olmayan alanlar ile sokaklarda yapıldığını aktaran Arslan, şunları kaydetti:
"Bu alanlarda yapılan kesimlerde atık yönetimi aksamakta, kan, deri, iç organlar gibi hayvansal atıkların bir kısmı kesilen yerlerde bırakılmaktadır. Sokak hayvanları tarafından tüketilen hayvansal atıklar ile hayvanlardan insanlara geçen zoonoz hastalıklar, toplum sağlığı için riskler oluşturmaktadır. Yine kurban bayramlarında şehir merkezlerine kurulan hayvan pazarlarından kaynaklanan koku, çevre kirliliği ve sinek, pire, kene, fare gibi vektörler ve bu vektörlerin aracılık ettiği zoonoz hastalıklarda artış görülebileceği unutulmamalıdır. Tüm bu risklerin yanında Kovid-19 salgını nedeniyle bu yıl Kurban Bayramı'nın çok daha ciddiyetle değerlendirilmesini gerektirmektedir."
- "Önemli bir insan trafiği oluşacaktır"
Prof. Dr. Murat Arslan, Kurban Bayramı öncesinde hayvanların, oldukça uzun mesafeler katederek bölge veya şehir değiştirdiğini, bu seyahatlerde araç başına en az 3 kişinin hayvanlara refakat ettiğini bildirdi.
Kurban Hizmetlerinin Uygulanmasına Dair Tebliğ'e göre, bu yıl kurbanlıkların kurban satış alanlarına 16 Temmuz'dan itibaren getirileceğini aktaran Arslan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kurban öncesi, sırası ve sonrasını da kattığımızda hayvanlar satış ve kesim alanlarında en az 3 hafta kalmaktadır. Vatandaşların kurbanlık satın almak için çok sayıdaki kurban satış alanını ziyareti, kurbanlığın kesimi ve ihtiyaç sahiplerine dağıtımı sırasında önemli bir insan trafiği oluşacaktır. Bu hareketliliğin Kovid-19'un bulaşması açısından önemli bir risk oluşturacağı açıktır. Resmi kurumların kayıtlarına göre, 2019 yılı Kurban Bayramı'nda İstanbul'da toplam 144 bin 311 büyük ve küçükbaş kurban kesimi yapılmıştır. Ancak oldukça önemli sayıda kayıt dışı kesimler de yapıldığı bilinmektedir.
Vatandaşlar, sayısı 200'den fazla olan kurban satış alanında oldukça sıkışık bir şekilde, hijyen kurallarının olmadığı bir ortamda bir arada bulunacaktır. Her kurbanın satışı, kesimi ve dağıtımı ile aile bireylerinin teması da düşünülürse yaklaşık 1 milyon kişinin bulaş açısından risk altında olduğu düşünülebilir. Diğer şehirlerden gelen çok sayıdaki üreticinin bayram sonrası dönüşleri de bu şehirlere hastalığın taşınmasına aracılık edebilir. Tüm bu riskler düşünüldüğünde yaklaşan organizasyonun Kovid-19 tedbirleri açısından ayrıca değerlendirilmesi, bulaşmanın minimuma indirilmesi için önlemler alınması ve kamuoyunun konuya ilişkin bilgilendirilmesi önem arz etmektedir."
- "Alınacak önlemlerin temel hedefi insan trafiğini azaltmaya yönelik olmalı"
İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Arslan, alınacak önlemlerin temel hedefinin insan trafiğini azaltmaya yönelik olması gerektiğini belirterek, şu tavsiyelerde bulundu:
"Öncelikle kurbanlıkların transportu yapılmadan, yetiştirildiği bölgelerde kesime sevk edilmesi için projeler geliştirilmelidir. Bu amaçla büyük şehirlerde yaşayan vatandaşlar vekaletle memleketlerinde kesim yapmaya teşvik edilmeli ve bölgedeki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması sağlanmalıdır. İstanbul'da yapılacak kesimlerde kurban sahibinin kesim yerine gelmeden, kurbanının vekalet verdiği kurum tarafından kesilerek kendisine ulaştırılması, yasalar ve altyapı imkanları elverdiği oranda, yerel yönetimlerin bağışlanan kurbanları kavurma ve benzeri ürünlere işledikten sonra ihtiyaç sahiplerine ulaştırması gibi seçenekler değerlendirilmelidir.
Kurban kesim ve satış yerlerinin kapasiteleri yarı yarıya düşürülmeli, sosyal mesafe kuralları ödünsüz uygulanmalıdır. Satış ve kesim yerleri bariyerlerle sınırlandırılmalı, giriş kapıları kontrollü olmalıdır. Kurban satış yerlerinde pazarlık yaparken tokalaşmanın önüne geçilmeli, maske ve ateş kontrolü mutlaka yapılmalı, tüm ziyaretçilerin galoş giymesi sağlanmalıdır. Kesimlerin 3 güne yayılması ve randevulu yapılması için düzenleme yapılmalıdır."
- "Kesilen kurbanlar hak sahiplerine ambalajlı verilmelidir"
Kesim için özel sektörün işlettiği onaylı işletmelerin kullanılması ve kapasitenin artırılması gerektiğini de vurgulayan Arslan, "Kurban satış yerleri ile kesim yerlerinde denetim yapmak üzere yeterli sayıda veteriner hekim bulundurulmalıdır. Kesimde görevli tüm personelin sağlık kontrolü yapılmalı, uygun kıyafetlerle çalışmaları sağlanmalıdır. Kesimde görevli tüm personel hayvan refahı, hijyen ve toplum sağlığı konusunda bilgilendirilmelidir. Kesilen kurbanlar hak sahiplerine ambalajlı verilmelidir. Kesim sonrası hayvansal atıkların usulüne uygun olarak bertaraf edilmesi sağlanmalıdır. Sürecin en sağlıklı şekilde yönetilmesi için yazılı ve görsel basın, billboardlar, broşürler ve benzerleri kullanılarak vatandaşlar bilgilendirilmelidir. Tüm bu önlemlerin alınmasında Veteriner Hekim Odası'yla iş birliği yapılmalı ve meslek odası mutlaka Kurban Hizmetleri Komisyonu ve İl Pandemi Kurulu'nda yer almalıdır. Toplum sağlığını korumak adına kurban alanlarında bulunan veteriner hekimlere karşı görülen şiddetin önlenmesi için gerekli önlemler alınmalıdır." ifadelerini kullandı.