Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah Bin Zayed'in sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımı büyük tepki topladı. Zayed'in paylaşımına dünyadan ve Türkiye'den birçok tepki gelirken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Bakan Zayed'i çok sert sözlerle eleştirdi. Zayed'in bu paylaşımının ardından Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşcı, Kutsal Emanetler ilgili bilgi verdi. Küçükaşcı, Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferinin ardından İstanbul'a getirilen değeri paha biçilmez bir hazine olduğunu belirten Küçükaşcı,"Kutsal Emanetler"in uzun yıllardır Topkapı Sarayı'ndaki Kutsal Emanetler bölümünde sergilendiğini ifade etti. Fahrettin Paşa'nın getirdiği emanetlerin sarayın Hazine bölümünde yer aldığını ifade eden Küçükaşcı, Hazine bölümünde restorasyon çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Küçükaşcı, restorasyon çalışmalarının ardından kutsal emanetlerin yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açılacağını ifade etti.
Hz. Muhammed'in hırkası, sakalı, ayak izi, mektupları, oku ve kılıcı, su içtiği kabı, Hz. Musa'nın asası, Hz. Davud, Hz. Ali, Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer'in kılıcı, Hz. Yusuf'un cübbesi gibi birçok peygambere ait eşyaların yanı sıra hırka, seccade ve sandık gibi yüzlerce emanet, Topkapı Sarayı Kutsal Emanetler Dairesi'nde sergileniyor. Öte yandan saraya gelen ziyaretçiler de Arap Bakana tepki göstererek Kutsal Emanetlerin yağmalanmaktan kurtarıldığını ifade etti.
"30 TENE SANDIĞA 745 KALEM ESERİ İSTANBUL'A GÖNDERİYOR"
Kutsal Emanetlerin İstanbul'a getiriliş süreci hakkında bilgi veren Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşcı, "Kutsal emanet deyince Peygamber efendimize onun ashabına, geçmiş peygamberlere ait eşyaların yanında diğer taraftan Mekke ve Medine'ye ait eşyalar içinde Kutsal emanet kavramını kullanıyoruz. Fahrettin Paşa Medine'yi terk etmek zorunda kalacağını düşününce İstanbul Hükumetine buradaki eşyaları ne yapacağım diye soruyor. Onlarda sorumluluğu sende olmak üzere ne istiyorsan yap diye izin veriyorlar. Fahrettin Paşa 1919'da Medine'yi terk etmeye karar verince 30 tane sandığa 745 kalem eseri İstanbul'a gönderiyor" dedi.
"RESTORASYONU BİTTİKTEN SONRA BUNLAR DÜNYANIN GÖRMESİNE AÇIK HALE GETİRİLECEK"
Kutsal Emanetlerin İstanbul'a kolay gelmesinin sebebinin Hicaz demir yolları olduğunu söyleyen ve emanetler hakkında bilgi veren Küçükaşcı, "Fahrettin Paşa hepsinin İstanbul'a ulaşmasını sağlıyor. Ulaştıktan sonra bunlar Topkapı Sarayı'nda muhafaza edilmeye başlanıyor. Eserlerin kütüphaneye ait olan kısımları kütüphaneye veriliyor ve şu anda araştırmacılar yazma eserleri gerekli prosedürleri tamamladıktan sonra geldikleri zaman görebiliyorlar. Diğer kıymetli eserler ise mesela Hz. Fatma'nın mezarına gönderilmiş olan sanduka gibi kıymetli mücevher eserler bunlar ise Hazine bölümünde ve insanlar Kaşıkçı elmasıyla birlikte onları ziyaret ediyorlarmış. Fakat Hazine Bölümü şu anda kapsamlı bir restorasyondan geçtiği için bu eserlerin tamamı bizim depolarımızda bekletiliyor. İnşallah en kısa zamanda hazine kısmının restorasyonu bittikten sonra bunlar tüm milletimizin ve dünyanın görmesine açık hale getirilecek" diye konuştu.Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah Bin Zayed'in Kutsal Emanetleri İstanbul'a getiren Çöl Kaplanı olarak bilinen Fahreddin Paşa ile ilgili büyük tepki toplayan paylaşımla ilgili konuşan Küçükaşcı, "Fahrettin Paşa'nın getirmiş olduğu eserlerin hepsi Peygamber sevgisinin bir tezahürü olarak Mescid-i Nebevi'ye hediye edilmiş eserler. Fahrettin Paşa bunların bu eserlerin kıymetini bilmeyen insanların eline geçmemesi için İstanbul'a göndermiş. Çok güzel el yazması Kur'an-ı Kerimler, gelin sorgucu gibi çok değerli mücevherle süslenmiş paha biçilemez mücevherat var. Fahrettin Paşa o zaman gayrimüslimlerin, değerini bilmeyenlerin eline geçmesin diye gayret ederken bu kişilerin ataları Osmanlı'yı oradan atmakla uğraşıyorlardı" diye konuştu.
"İNGİLİZLER YAĞMALAYACAKTI"
Kutsal Emanetlerin İstanbul'da hem muhafaza edilip hem de sergilendiğini ve Arap Bakanın paylaşımını yanlış bulduğunu ifade eden Betül Polat, "Biz onları almasaydık bunları başka birileri yağmalayacaktı. Onların elinden kurtarılmış bir şey İngilizler yağmalayacaktı" ifadelerini kullandı.
"ONLARDAN KESİNLİKLE DAHA FAZLA SAHİP ÇIKABİLİYORUZ"
Türkiye'nin kutsal emanetlere sahip çıktığını dile getiren Semih Sezen, "Eğer kendileri kutsal emanetlere sahip çıkabilselerdi biz Türkler olarak, zaten zamanında kutsal emanetleri onların elinden almazdık. Yavuz Sultan selim sayesinde Mekke, Medine olsun bizim elimize geçtikten sonra kutsal emanetleri çok şükür buraya getirebildik, onlardan kesinlikle daha fazla sahip çıkabiliyoruz" dedi.
(Hasibe Karadağ - Mehmet Başa/İHA)