İTO Aralık ayı Olağan Meclis Toplantısı
İTO Aralık ayı Olağan Meclis Toplantısı

Oluşturma Tarihi: 2015-12-10 20:55:26

Güncelleme Tarihi: 2015-12-10 20:55:26

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, "2016 Eylem Planı ve reform paketi göstermektedir ki mazeret üretmek değil, iş ve çözüm üretmek tüm kişi ve kurumlardan temel beklentimizdir" dedi.

Çağlar, İTO'nun Aralık ayı Olağan Meclis Toplantısı'nın açılışında 64'üncü Hükümet'in 2016 Eylem Planı ve reform paketlerine ilişkin değerlendirmelere bulundu.

Yeni kabinenin dinamizmini iş dünyası üzerinde de hissettiklerini ifade eden Çağlar, "Bugün de Başbakanımız seçim vaatlerine yönelik 2016 yılı Eylem Planını ve reform paketlerini açıkladı. Bu paketlerin insan haklarından, teknolojiye, eğitimden, ekonomik ve mali düzenlemelere çok geniş kapsamlı eylemler içerdiğini memnuniyetle gördük" ifadelerini kullandı.

Eylem planından asgari ücret konusunda işveren üzerindeki yükün minimize edilmesi, ticarette taşınırların teminat olarak kullanılabilmesi, yatırım bankacılığının etkin hale gelmesi gibi ticaret alanında dikkati çeken başlıkları paylaşan Çağlar, "İş dünyasının kısır döngü olmuş birçok sorununa dokunan, çözüm sunan bir program. En geç 1 yıl içinde de hepsinin hayata geçeceğinin sözünü Başbakanımız verdi. İş dünyası olarak motivasyonumuz arttı. Başbakanımızla, Bakanlarımızla çok başarılı bir dönem geçireceğimize inancımız tam. Bu reform paketi de göstermektedir ki mazeret üretmek değil, iş ve çözüm üretmek tüm kişi ve kurumlardan temel beklentimizdir" değerlendirmesinde bulundu.

-"Rusya ile yaşanan gerginlik masada, diplomatik yollarla çözülmeli"

Rusya ile yaşanan krize de değinen Çağlar, şunları söyledi: "Ticari yaptırımlarla "kısas politikası" yolunu seçti. Türkiye ve Rusya birbirleri için iki önemli pazar, stratejik ortaktır. Ülkelerimiz arasında 20 milyar doları aşan ve Rusya'nın lehine olan bir ticaret hacmi söz konusu. Biliyorsunuz düşen petrol fiyatları nedeniyle son yıllarda Rusya'nın yaşadığı ekonomik bir daralma vardı. Bunun sonucunda 2015 yılında 10 aylık dönemde ticaret hacmimizde zaten yüzde 22 azalma oldu. Gelen Rus turist sayısında yine yüzde 25 düşüş mevcut. İki ülkenin de iş adamları bu kayıpları telafi etme çabasındayken, bugün ticari yaptırımlarla karşı karşıyayız."

Çağlar, barışın dilinin ticaret olduğunu ifade ederek, "Refahın da, gücün de yolu ticaretten geçiyor. Bizler bu dili konuşmaya devam edeceğiz. Ancak Rusya'dan da bu noktada Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın kullandığı barışçı üsluba, sağduyulu yaklaşıma uygun tavırlar bekliyoruz. Bu konu masada, diplomatik yollarla çözülmeli" ifadelerini kullandı.

Bağdat yönetiminin, Musul'daki Türk askerleri nedeniyle Türk mallarına boykot kararını değerlendiren Çağlar, "Bu karar bizim asıl ticari ilişkilerimizin olduğu Kuzey Irak'ı bağlamıyor. Bununla birlikte bölgedeki ilişkilerin Türkiye lehine sonuçlanması için üst düzeyde görüşmeler sürüyor ve önemli bir olumsuz durum beklenmiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımıza tüm bu meselelerdeki barışçıl yaklaşımları ve ticari ilişkilere gösterdikleri hassasiyet nedeniyle çok teşekkür ediyorum" dedi.

- "G20 Zirvesi'nde birçok ilki dünya gündemine taşıdık"

G20 Zirvesi'ne değinen Çağlar, "Türkiye olarak, terör ve mülteciler meselesini tüm dünyanın gündemine taşıdık. Ekonomilerin çevre ülkelerdeki gelişmeleri dışlayarak, tek başına sağlayacakları bir refahın kalıcı ve sürdürülebilir olamayacağının yani kapsayıcılık ilkesinin gerekliliğinin altını çizdik. Zaten yıl boyunca G20 ajandasına KOBİ'lerin önemi, kadınların ekonomiye katılımı ve az gelişmiş ülkeler gibi birçok ilki taşımıştık. Bu organizasyonuyla hem ilkesel olarak hem de teknik olarak tüm G20 ülkelerine unutulmaz bir dönem başkanlığı örneği gösterdiğimize inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Brüksel'de düzenlenen Türkiye-AB Zirvesi'ne değinen Çağlar, "Mülteci sorunuyla baş edemeyen, nüfusu yaşlanan ve ekonomik etkinliğini yavaş yavaş kaybetmekte olan AB, Türkiye ile yakın olmak zorundadır. AB, Türkiye'yi edilgen değil, etkin bir muhatap olarak kabul etmesi gerektiğini anlamıştır" diye konuştu.

- "Durağan zeminde bile yüksek büyüme kapasitesine sahibiz"

Üçüncü çeyrek büyüme rakamlarına da değinen Çağlar, "Siyasi belirsizliğin arttığı, birçok komşumuzun ekonomik olarak küçüldüğü, Çin'in dahi yavaşladığı bir dönemde yani durağan zeminde bile yüksek büyüme kapasitesine sahip bir ekonomiyiz. Bu rakamla, Çin ve Hindistan hariç diğer tüm gelişmekte olan ülkelerin iki katı hızda büyüdük. Dileğimiz 2016 yılında bu büyüme oranının üretim kalemleri lehine yükselmesidir. Hükümetin açıkladığı reform paketi ve önlemler listesi bu yönde umudumuzu artırmaktadır" ifadelerini kullandı.

Aralık ayında Fed toplantısında bir faiz artırımı beklendiğini söyleyen Çağlar, İTO üyelerini dövize yaşanacak dalgalanmalara karşı uyardı.

Çağlar, özellikle Hindistan tarafından gelişmekte olan ülkelere yönelik küresel bir korunma ağı kurulsun fikrinin gündeme taşındığına vurgu yaparak, "Bu dalgalanmalar da devreye girecek bir destek mekanizması. Bu fikrin önümüzdeki süreçte de daha fazla dile geleceğine inanıyorum. Diğer taraftan 16 Aralık'ta bir faiz artırımı ihtimali yüksek. Yani aralık ortasında dövizde yaşanacak dalgalanmaya hazırlıklı olalım" şeklinde konuştu.

- "Ticari Faaliyet Endeksi 1,5 yıldır ilk kez yüzde 50 sınırını aştı"

Ekonomideki gidişatı, Ticari Faaliyet Endeksi'yle takip etmeye devam ettiklerini ifade eden Çağlar şunları kaydetti:

"Reel Kesim Güven Endeksi, Tüketici Güven Endeksi ve Sanayi Üretim Endeksi'nde görülen artış Ticari Faaliyet Endeksimize de yansımış durumda. Üretim alanında aralıkta yüzde 50,4 olan endeks, şubatta yüzde 57,5 olarak gerçekleşti. Ticaret alanında ise aralıkta yüzde 48,6, şubatta ise yüzde 51,8 oldu. Hizmet alanındaysa aralıkta yüzde 52, şubatta yüzde 56,5 olarak gerçekleşti. Genel Ticari Faaliyet Endeksi aralıkta yüzde 49,7, şubatta yüzde 54,8 oldu. Biliyorsunuz bizim iyimserlik sınırımız 50. Yeni yılla birlikte beklentiler son 1,5 yıldır ilk kez bu sınırın üstüne çıkıyor."