Üçgen Mahallesi'nde yaşayan ve doğuştan guatr hastası olan Kaplan, 2012'de tiroit kanserine yakalandı. Hastalığı son evreye ulaşan Kaplan'a kemoterapi uygulandı. Saçlarını kaybeden, 2,5 ayda 84 kilodan 57 kiloya düşen Kaplan, iki kızı, iki torunu ve ailesinden destek alarak hayata tutunmaya çalıştı.
Kemoterapide atom ve ışın tedavisi de uygulanan Kaplan, psikoloğunun önerisiyle moral olsun diye kahvaltılık veren bir kafede yarı zamanlı işe başladı. Kısa sürede kendisini sevdiren, yaptığı börek ve tatlılarla müşterilerin beğenisini toplayan Kaplan, kanseri yenerek hayata bağlandı.
Bir süre çalıştıktan sonra patronunun devrettiği iş yerini kiralayan Kaplan, burada ev yemekleri çıkardı. Yarı zamanlı olarak girdiği işin patronu olan Kaplan, pazarları gezip, en taze sebzeleri satın alarak yemeklerini lezzetlendiriyor.
En zor durumlarda bile gülümsemekten vazgeçmeyen Kaplan, hem kafeye gelen müşterilerine ev yemeklerini ikram ediyor hem de bisikletiyle siparişleri götürüyor.
- "2,5 ayda 27 kilo verdim"
Kaplan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hayata hep pozitif bakarak her zaman umut aradığını söyledi.
Bu süreçte kendisini en çok zorlayan şeyin kemoterapi olduğunu dile getiren Kaplan, "Atom, ışın tedavisi gördüm. Bir süre yürüyemedim. Hep başaracağıma inandım, hayatı bırakmadım, umutsuzluğa hiç kapılmadım, sonunda kanseri yendim. Yaşamak istiyordum, çocuklarımın geleceğini görmek istedim. Tutunduğum dal, iki kızım oldu. Birisi spor lisesinde son sınıfta okuyor, üniversiteye hazırlanıyor. Diğeri evlendi, iki torunum var." diye konuştu.
Çalışmadığı dönemde de komşu ve arkadaşlarının, yemeklerini çok sevdiğini ifade eden Kaplan, psikoloğunun önerisiyle bir uğraşta bulunmak için günde 4 saat çalışarak, kahvaltı çıkarmaya başladığını anlattı.
- "Kemoterapiye girerken bile tebessüm ediyordum"
Kısa sürede kafede herkesin ablası olduğunu belirten Kaplan, şunları kaydetti:
"Burası devredilince, 'part time' başladığım yere patron oldum. Biraz güç oldu ama azmettim, başardım. Kadın isteyince başarıyor, yeter ki istesin. Burada yaverim dediğim Şerife hanım ve kızlarım destek veriyor. Annem yaptığı turşularla destekliyor. Ailem, arkadaşlarımın desteği hep yanımda oldu. Pazara gidiyorum, kasaba gidip pazarlık ediyorum. Siparişler geliyor, bisikletimin arkasında sepetim var, istenen yemekleri götürüyorum."
Kaplan, "Hayatı sevmek, tutunmak için mücadele etmek, ne zorluklar olursa olsun tebessümü hiç bırakmamak gerekiyor. Kemoterapiye girerken bile tebessüm ediyordum." dedi.
Müşterilerden Fatma Topçu ise dört yıldır aynı yerde yemek yediğini, kendisini evinde gibi hissettiğini vurgulayarak, "Yemekleri çok lezzetli. Herkese öneriyoruz. Yüzü sürekli gülüyor, hep pozitif enerji veriyor." diye konuştu.