Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar hazır bulundu.
Duruşmada savunma yapan sanık Üsteğmen Mehmet Beler, mesai sonrası dışarıda gezip evine dönerken uçakları gördüğünü, bir süre sonra da bölük komutanı olan Yüzbaşı Miraç Karakuş tarafından atılan WhatsApp mesajı üzerine kamuflajını giyip birliğe geçtiğini bildirdi.
Beler, bölük komutanının odasında olmadığını, bir üsteğmenin herkesin Bozpark'a gittiğini ifade etmesi üzerine oraya geçtiğini, buradayken Binbaşı Hasan Hüseyin Eçik'in, TSK'nın yönetime el koyduğunu söylediğini kaydetti.
Eçik'in orada bulunanlara da nizamiyelerin emniyetini alacaklarını söylediğini aktaran Beler, bu ifade üzerine darbeyi desteklemediklerini düşündüğünü öne sürdü. Beler, "Ben, darbeyi desteklemediğimizi anladım." dedi.
Bozpark bölgesinde dağıtılan mühimmattan aldığını ve Eçik'in emri doğrultusunda bir grup kursiyer teğmenle 6 nolu nizamiyeye gittiğini ifade eden Beler, sabah geri dönebilecekleri söylendiği için döndüklerini, daha sonra eve gittiğini anlattı.
Beler, 24 Temmuz'da gözaltına alındığını ancak serbest bırakıldığını belirterek, bu süre içinde çalışmaya devam ettiğini, geçen yıl eylül ayında Gaziantepe tayin edildiğini belirtti. Yaklaşık 10 ay sonra 6 Haziran'da tekrar gözaltına alındığını ve tutuklandığını söyleyen Beler, suçlamaları kabul etmedi.
FETÖ ile bir bağı bulunmadığını savunan Beler, tahliye talebinde bulundu.
- Tabur komutanının mesajı üzerine birliğe gitmiş
Sanık eski Üsteğmen Emre Coşar da savunmasına FETÖ/PDY ile bir bağı bulunmadığını söyleyerek başladı.
15 Temmuz akşamında evinde olduğunu, 21.12'de amiri olan Tabur Komutanı Binbaşı Hasan Hüseyin Eçik'in mesajı üzerine Bölük Komutanı Yüzbaşı Güven Günindi'yi aradığını ve ne olduğunu sorduğunu belirten Coşar, onun da bilmediğini söylediğini ifade etti.
Coşar, angarya bir iş olduğunu düşünerek hazırlanıp 21.25'te evden çıktığını ve birliğe vardığını belirterek, önce kendi taburu olan Malazgirt taburuna, personelin Anafartalar taburu önüne geçtiğini öğrenince de oraya gittiğini söyledi.
Burada üzerinde eşofman olan harbiyelilerin yanı sıra Binbaşı Eçik, Yüzbaşı Günindi ve Abdullah Beyaztürk'ü gördüğünü anlatan Coşar, Eçik'in kendisine çağrılan personelden yeni gelenleri söylemesini istediğini aktardı.
Coşar, bu emri yerine getirip, yeni gelenleri söylediği sırada bir hareketlilik olduğunu ve Eçik'in, "Sen de bizimle gel." diye emir verdiğini belirterek, Kurmay Başkanı İlhami Holat, Eçik, Günindi ve Beyaztürk'ü takip ettiğini kaydetti.
- Okul komutanını AMM odasında derdest etmişler
Ani müdahale mangası (AMM) odasının kapısına kadar gittiklerini anlatan Coşar, burada yerde yatan biri olduğunu dile getirdi. Coşar, "Yerde yatan şahsın ben ilk aşamada kim olduğunu anlayamadım. Sadece pantolonunu görüyordum. Birileri de elini bağlamaya çalışıyordu. Şahit olduğum ilk vaziyet bu." dedi.
Bu arada birinin, odadaki sandığın üzerinde oturan ve ayağa kalkan, sonradan okul komutanının emir astsubayı olduğunu öğrendiği kişiyi oturtmasını söylediğini belirten Coşar, odanın dışında olduğunu ve astsubayın kendiliğinden oturduğunu öne sürdü.
"Bu sırada yerde yatan şahsın İzzet Çetingöz olduğunu anladım." diyen Coşar, şoke olduğunu ve buradan biraz uzaklaştığını iddia etti.
Coşar, odadakiler çıktıktan sonra Hasan Hüseyin Eçik'e ne olduğunu sorduğunu, onun da "Okul komutanı darbecilerle birlikte harekete geçecek, bu durumu engelledik." dediğini ileri sürdü.
Başka soru sormaya imkan bulamadan dağınık vaziyetteki Harbiyelilerin yanına gittiklerini anatan Coşar, güvenlik önlemleri doğrultusunda 3 nolu nizamiyeye gönderildiğini belirtti.
"Kafamdaki şey 'okul komutanı darbeci, darbecilere karşı okulda emniyet alıyorum'. Kafamdaki bu. Bu yüzden verilen görevi de yadırgamadım." diye konuşan Coşar, kendisine kanunsuz bir emir de verilmediğini iddia etti.
Coşar, olayları telefonundan takip etmeye çalıştığını, bu sırada 2 nolu nizamiyede şiddetli bir patama duyduğunu, darbecilerin kendilerini bombaladığını düşündüğünü savundu.
Nizamiye uzakta olduğu için okulda ne yaşandığından da habersiz olduğunu öne süren Coşar, sabah olduğunda Binbaşı Eçik'in silahların depoya kaldırılması ve yerlerine dönebilecekleri emri vermesi üzerine silahını bırakıp evine gittiğini bildirdi.
Eçik, aynı gün silah ve teçhizat sayımı yapılacağı söylenip çağrıldığını, sayımın ardın da evine gittiğini 17'sinde ise ifade vermek için çağrıldığını söyledi. İfade verdiği sırada okul komutanı Tümgeneral İzzet Çetingöz'ün geldiğini, ona kandırıldığını anlatmak istediğini ancak dinletemediğini savundu.
Eçik, daha sona inzibata teslim edildiğini ve ardında polislerce gözaltına alındığını bildirdi.
Mahkeme başkanının İzzet Çetingöz'ün derdest edildiği AMM odasında kimlerin bulunduğunu sorması üzerine de Eçki, İlhami Polat, Güven İnindi, Abdullah Beyaztürk'ün bulunduğunu, Ali Tolga Sıçrar'ı ise odada değilde koridorda görmüş olabileceğini söyledi.
Eçik, tahliye talebinde bulundu.