Kara Harp Okulundaki darbe girişimi davası
FETÖ'nün darbe girişimine katıldıkları iddiasıyla 156'sı Kara Harp Okulu kursiyeri, 8'i rütbeli 164 sanığın yargılandığı davada sanıklar ve avukatları, savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yapıyor

Oluşturma Tarihi: 2018-01-17 17:53:46

Güncelleme Tarihi: 2018-01-17 17:53:46

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulunda yaşanan eylemlere ilişkin 156'sı Kara Harp Okulu kursiyeri, 8'i rütbeli 164 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki mahkeme salonunda görülen duruşmada, sanıklar ve avukatları cumhuriyet savcısının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yapıyor.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde hakim karşısına çıkan sözleşmeli subay adayı Anıl Aysel, önceki savunmasını tekrar ettiğini belirterek savunmasına başladı.

Cumhuriyet savcısının esasa ilişkin savunmasındaki tespitleri kabul etmediğini belirten Aysel, kursiyerlerin kendi iradeleriyle Genelkurmay Başkanlığı karargahına gitmediklerini söyledi.

Olay tarihinde Kara Harp Okulunda bulundukları sırada alarm verilmesi üzerine içtima alanında toplandıklarını anlatan Aysel, okula yönelik terör saldırısı olabileceği gerekçesiyle kursiyerlerin tahliye edileceğinin söylendiğini aktardı. Daha sonra kursiyerlerden rastgele gruplar oluşturulduğunu dile getiren Aysel, bu şekilde helikopterlere bindirildiklerini anlattı. Kısa süre sonra helikopterlerin iniş yaptığı yerin Genelkurmay Başkanlığı karargahı olduğunu anladığına dikkati çeken Aysel, buraya kargaşa ve kaosun hakim olduğunu ifade etti.

Yasa dışı bir olayın içinde yer almamak için bir grup kursiyer arkadaşıyla karargahtaki mescide sığındıklarını anlatan Aysel, "Savcının mütalaasında 'darbeyi bildikleri halde olay yerinden uzaklaşmadılar' şeklinde bir tespiti var. O gece oradan çıkmamız mümkün değildi, dışarıda halk vardı, içerde silahlı darbeciler. İki ateş arasında kalan bizlerin yapabildiği tek şey olaylardan uzak durup polisin gelmesini beklemekti. Bunu yaptık. Kimseye zarar vermedik, darbe girişiminde yer almadık. Beraatımı istiyorum." savunmasını yaptı.

- "Komutanlarımdan şikayetçiyim"

Sanık sözleşmeli subay adayı Bekir Yıldırım da 15 Temmuz akşamı yat içtimasından sonra alarm verildiğini, bunun üzerine şarjörsüz tüfeğini alarak toplanma alanına geçtiğini belirtti.

Tanımadığı subayların terör saldırısı ihtimaline karşı kendilerini daha güvenilir bir bölgeye sevk edileceklerini söylediklerini bildiren Yıldırım, daha sonra bulundukları yerden, helikopterlerin havalanacağı tören alanına geldiklerini kaydetti.

Burada rastgele kursiyer subaylardan gruplar oluşturulduğunu dile getiren Yıldırım, "15'erli gruplar halinde helikoptere bindirildik. Kısa bir uçuştan sonra duvarlarla çevrilmiş yere iniş yaptık. Buranın Genelkurmay Başkanlığı karargahı olduğunu ilerleyen saatlerde öğrendik." iddiasında bulundu.

Karargahta çatışma seslerinin gelmesi üzerine kanunsuz bir emre muhatap olmamak için arkadaşlarıyla o bölgeden kaçmaya çalıştıklarını ancak silahlı askerlerin kendilerini engellendiklerini öne süren Yıldırım, ilerleyen saatlerde sanık eski üsteğmen Hasan Ali Seyrek'in kendilerine "Bizi kandırdılar, kaçmamız gerekiyor." dediğini aktardı.

Tuvalete gitme bahanesiyle hizmet taburuna geldiklerini, buradan da korkuluklardan atlayıp polise sığındıklarını kaydeden Yıldırım, "Bizi o gün Genelkurmay karargahında ölüme terk eden komutanlardan şikayetçiyim. Kanunsuz bir işin parçası olmamak için oradan kaçtık, polise sığındık. Daha önce de söylemiştim, kimlik tespiti dışında iddianamede ismim geçmiyor. Beraatımı istiyorum." ifadelerini kullandı.

- Tutuksuz sanık savunma yaptı

Davanın tek tutuksuz sanığı sözleşmeli subay adayı B.A. ise kanser teşhisi konulduğunu belirterek, tedavisine devam edildiğini söyledi.

FETÖ üyesi olmadığını, iddianamede bunun aksini ortaya koyabilecek bir delilin bulunmadığını savunan B.A, "Darbeci hainler hayallerimizi çaldılar, umutlarımızı söndürdüler. Hepsinden şikayetçiyim. Üniversite sınavına köyde hazırlandım, bu örgütün ne dershanesine ne de yurduna gittim. Bu konuda beni doğrulayacak birçok şahidim vardır. Suçsuzum, bu sürecin mağduruyum aynı zamanda. Beraatımı talep ediyorum." savunmasını yaptı.

Duruşmaya ara verildi.