Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tanıklar, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlantı kurulan tanıklardan Değercan Değer, 15 Temmuz'da yaklaşık 10 aylık asker olduğunu, hazır kıtaya geçtiklerinde bütün bölüklerin toplanmış olduğunu gördüğünü söyledi.
- "Hükümete el konulmuştur diyen albay Yunanistan'a kaçtı"
Değer, "Oraya gittiğimizde ne olacak diye bekliyorduk. İsimlikleri çıkartmışlardı. Bir albay geldi ve 'Türk Silahlı Kuvvetleri, hükümete el koydu.' dedi. O albayın yanında tanıdık hiçbir komutanımız yoktu. Yanındaki bütün rütbeliler yabancı idi. 'Hükümete el konulmuştur.' diyen albayın daha sonra televizyonda Yunanistan'a kaçtığını gördüm." ifadelerini kullandı.
Darbeci albayın yanındakilere "2-3 tane kalıplı asker seçin." demesi üzerine kendisi ve devresi bir askerin daha seçildiğini belirten Değer, nöbet yerine götürüldüklerini anlattı.
- "Cephaneliğin kilidini kırdılar"
Nöbet yerinde 5 saat bekletildiklerini kaydeden Değer, "Tuvalet izni için ısrar ettik ve nöbet yerinden ayrıldık. Bu sırada aşağıya inerken onları gördük, cephaneliğin kilidini kırdılar ellerindeki aletlerle. Silahları toplamışlardı." diye konuştu.
Tanıklardan Sercan Sarısoy da askerliğini ulaştırma bölüğünde şoför olarak yaptığını söyledi.
Sarısoy, "Akşam paşamı aldım ve lojmanlara geçerek evine bıraktım, sonra birliğime geri döndüm. İki kez içtima anonsu yapıldı. İkinci anons yapıldığında içtima için alaya geçtim. İsimliği olmayan bir komutan bize bağıra bağıra 'Yeni grup komutanınız benim. Gidişatın olumsuzluğundan dolayı askeriye yönetime el koymuştur.' dedi." beyanında bulundu.
Daha sonra darbeci komutanların toplanarak her bölükten asker istediğini anlatan Sarısoy, jetlerin havalandığını ve askerlerin tedirgin olduğunu ifade etti.
- "Silah odasını kilitledik"
Kendi bölüklerinden asker göndermeyeceklerini ilettikleri halde darbeci askerlerin bir kişi de olsa verilmesini istediğini, bunun üzerine en üst devre olan bir askeri verdiklerini dile getiren Sarısoy, Kara Kuvvetleri Komutanlığında her tarafta gezen sırt çantalı askerler bulunduğunu, çantalarının bir tarafında da kelepçeler olduğunu belirtti.
Sarısoy, ilerleyen saatlerde yaşananlara ilişkin şunları kaydetti:
"Saat 23.00'e geliyordu. Bir tane binbaşı gelip araç set amirliğine el koyduğunu söyleyerek, 'Benden izinsiz hiçbir araç dışarı çıkmayacak, emrim dışında kimse hareket etmeyecek.' dedi. Takım komutanımız Üsteğmen Süleyman geldi ve 'Kimseye güvenmeyin, buraya birisi gelirse silah vermeyin.' dedi ve silah odasını kilitledik."
Sarısoy, araç sevk amirliğine telefon geldiğini ve iki şoför istendiğini belirterek, talep edilen şoförlerin sözde yurtta sulh konseyi üyesi eski tuğgeneral Ali Kalyoncu'nun resmi ve sivil araçlarına verildiğini anlattı.
Öte yandan, sanıklardan Erhan Caha reddihakim talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, sanığın taleplerini belirtilen süre içinde iletmemesi ve duruşmayı uzatmaya yönelik olduğu gerekçesiyle reddihakim isteğini reddetti.
Duruşmaya öğleden sonra devam edilmek üzere ara verildi.