'Kıbrıs'ta sondaja başlıyoruz'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: (2)- 'Önümüzdeki günlerde Kıbrıs etrafında iki gemiyle sondaja başlıyoruz. O bölgede bizsiz bir şey yapılamayacağını o bölgeye uzaklardan gelenler de onların şirketleri de görsün. Akdeniz'de Türkiyesiz hiçbir şey yapılamaz, buna müsaade etmeyiz.'- '(AB ile ilişkiler) Bizim de yaptığımız esasen ilişkilerimize daha pozitif bir ortam yaratarak gerginlikleri azal

Oluşturma Tarihi: 2019-02-21 12:35:27

Güncelleme Tarihi: 2019-02-21 12:35:27

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Önümüzdeki günlerde Kıbrıs etrafında iki gemiyle sondaja başlıyoruz. O bölgede bizsiz bir şey yapılamayacağını o bölgeye uzaklardan gelenler de onların şirketleri de görsün. Akdeniz'de Türkiyesiz hiçbir şey yapılamaz, buna müsaade etmeyiz." dedi.

Aydın'da, ticaret odası, sanayi odası, ticaret borsası ve esnaf odaları üyelerinin katılımıyla gerçekleştirilen iş dünyası toplantısında konuşan Çavuşoğlu, Türkiye olarak sahada ve masada hem sert hem yumuşak gücünü gösterdiğini, TİKA, Kızılay AFAD, Maarif Vakfı, Yunus Emre Türk Kültür Merkezleri ve THY'nin dünya genelinde yürüttüğü çalışmaların yumuşak güce örnek olduğunu belirtti.

Bu faaliyetlerle hem FETÖ'yü bertaraf ettiklerini, hem de ülkenin itibarını artırdıklarını dile getiren Çavuşoğlu, dış politikada stratejik hareket ettiklerinin altını çizdi.

AB ile ilişkilerde de stratejik davrandıklarına dikkati çeken Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Müzakerelerle ilgili yeni fasıl açılmasa da Gümrük Birliği'nin güncellenmesi iki tarafın da yararınadır. Ticaretimizin artması için vize serbestisi, Schengen ülkelerine vatandaşlarımızın vizesiz seyahat edebilmesi için geri kalan 6 kriteri de tamamlamak, karşılamak ve vatandaşımızın bu anlamda da önüne açmak bizim için de faydalı, esasen Avrupa içinde faydalı.

Göç mutabakatını zorluklara rağmen devam ettirmek her iki tarafın da yararınadır. Bizim de yaptığımız ilişkilerimizde daha pozitif bir ortam yaratarak, gerginlikleri azaltmak, adım atamayacağımız konuları parantez içine almak, çalışabileceğimiz alanlarda ilerlemek. Ama haksızlıklar olduğu zaman, çifte standartlar olduğu zaman da yüzlerine söylemek lazım. Bunu da söylüyoruz."

- "Kıbrıs milli davadır"

Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi içinde bölücü terör örgütlerini destekleyenlerin bulunduğunu ifade eden Çavuşoğlu, Avrupa Parlamentosu seçimlerinin bu tabloyu daha olumsuz noktaya götüreceğini, merkezdeki siyasilerde de bu endişenin bulunduğunu aktardı.

"Kıbrıs bizim için hem stratejik bir hedeftir, hem milli bir davadır." diyen Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aynı şekilde Ege ve Doğu Akdeniz, Kıbrıs etrafındaki hidrokarbon zenginlikleri bizim için stratejik hedeftir, milli konulardır. Hiçbir zaman Kıbrıs Türk halkının ve Türkiye'nin haklarını çiğnetmedik, bundan sonra da çiğnetmeyiz. Önümüzdeki günlerde Kıbrıs etrafında iki gemiyle sondaja başlıyoruz. Eskiden Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırmalar yapıyordu. Şimdi bir platformumuz var. Alanya bölgesinde mart ayına kadar sondaj yapıyor. O bittikten sonra Kıbrıs'a gidecek. Yeni platformumuz da bugünlerde geldi geliyor. Karadeniz'e gidecekti, onu da oraya kaydırıyoruz ki o bölgede bizsiz bir şey yapılamayacağını o bölgeye uzaklardan gelenler de onların şirketleri de görsün. Akdeniz'de Türkiyesiz hiçbir şey yapılamaz, buna müsaade etmeyiz."

- Rusya ile ilişkiler

Rusya ile ilişkilerin geliştirilmesinin de Türkiye'nin yararına olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, Batılıların bir NATO ülkesi olarak Rusya ile ilişki kurulmasını eleştirse de o NATO üyesi ülkelerin çoğunun Rusya ile daha iyi ilişkiler içinde olduğuna işaret etti.

Mevlüt Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Biz bugün gaz ihtiyacımızın yüzde 50'sini Rusya'dan alıyoruz. Avrupa ülkelerinin bazıları yüzde 80, 90'ını alıyor. Son zamanlarda Trump'ın Almanya'ya yüklenmesinin sebebi de bu. Sen alırken iyi, ben stratejik ilişki kurduğum zaman ya da Türk Akımı inşa ettiğim zaman problem çıkıyor. Neden, hep çifte standart anlayışından kaynaklanıyor. Bu bölgede, bu coğrafya yaşıyorsa kriz yönetimini çok iyi başarmanız lazım. Biz Türkiye olarak bugün kriz yönetiminde dünyada en önemli aktörüz. Yanı başımızdaki Suriye'de biz olmasaydık hala günde binlerce insan ölmeye devam ediyordu. Ama yaptığımız hamlelerle Halep'ten bu yana, Astana süreciyle, Soçi süreciyle, anayasa komisyonuyla, İdlib anlaşmasıyla ve diğer hamlelerimizle biz bugün Suriye konusunda en iyi ülke haline geldik. İlkeli tutumumuzla, hiçbir gizli ajandası olmayan bir ülke olarak bugün söylediğimiz her şey gerçekleri söylüyoruz. Yerini buluyor. Ve Türkiye en önemli aktör."

(Sürecek)