CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM'deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Hep birlikte mücadele edeceğiz. Emin olun başaracağız. Çünkü biz haklıyız. Türkiye'nin özgür, bağımsız olmasını istiyoruz. Türkiye'nin kimsenin önünde eğilmemesini istiyoruz. Elbetteki bunları istiyoruz ama acı olaylar arka arkaya geliyor. Diyarbakır Sur'da 4 polisimiz şehit oldu. Allah'tan rahmet ailelerine başsağlığı diliyoruz. Yaralılarımız var onlara da acil şifalar diliyoruz" dedi.
"Nasıl polis arkadaşlarımız Reina katilini yakaladılarsa aynı başarıyı Adil Öksüz için bekliyoruz"
Ortaköy saldırganının yakalanmasına ilişkin değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, "Reina saldırısını yapan katil yakalandı. Güvenlik güçlerimize özellikle İstanbul'daki polis arkadaşlarımıza yürekten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Onları hep beraber alkışlayalım. Polis arkadaşlarımızın zor şartlarda görev yaptıklarını biliyoruz. Günün 24 saati çalışıyorlar. Söyledim, yine söyleyeceğim, polise askere sıkılan her kurşun millete sıkılmış demektir. Asla kabul etmiyoruz. Teröre her yerde ve her ortamda lanetledik yine lanetliyoruz. Hep birlikte mücadele edeceğiz. Onurumuzla dik duruşumuzla mücadele edeceğiz. Onlar terörle bizi yıldırmaya çalışacaklar yılmayacağız, inançlarımızdan asla ödün vermeyeceğiz. Türkiye'yi ve halkımızı sonuna kadar savunacağız. Demokratik parlamenter sistemimizin güçlenmesini istiyoruz. Nasıl polis arkadaşlarımız Reina katilini yakaladılarsa aynı başarıyı Adil Öksüz için bekliyoruz. İnşallah onu da yakalar adaletin önüne çıkarırlar" ifadelerini kullandı.
"Sarayda oda kapma muhalefeti değil, vatan, millet, bayrak mücadelesi yapıyoruz"
Anayasa görüşmelerinin 1'inci turunun tamamlandığına değinen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bütün milletvekilli arkadaşlarıma, özellikle grup başkanvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Yürekli, onurlu CHP'ye yakışan bir mücadeleyi verdiniz. İç tüzüğün bize verdiği bütün haklarımızı kullandık, baskıya maruz kaldık, hukuka uymadılar. Ama her seferinde bunları uyarmak gibi bir görevi arkadaşlarım yerine getirdiler. Bütün milletvekili arkadaşlarıma baskıya rağmen hele hele öyle aymazlar çıktı ki bir kadın milletvekiline saldıracak kadar kendinden geçenlere rağmen onurla mücadelemizi sürdürdük. Baskılar bizi yıldıramaz ben de biliyorum. Zaten onların gücü de bize yetemez. Biz haklıyız. Bizim mücadelemiz Türkiye'nin bekası mücadelesidir. Bizim mücadelemiz bayrak, cumhuriyet, vatan mücadelesidir. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır. Bizim mücadelemiz budur. Bizim tarihe, ülkemize, bayrağımıza, çocuklarımıza karşı sorumluluğumuz var. Biz muhalefeti bu sorumluluk anlayışı içinde yapıyoruz. Sarayda oda kapma muhalefeti değil, vatan, millet, bayrak mücadelesi yapıyoruz. Hırslarımızı tatmin etmek için siyasi bir mücadele yapmıyoruz. Önyargılarımızla siyaset yapmıyoruz. Öç alma duygusuyla hele hele Cumhuriyetten öc alma duygusuyla siyaset yapmıyoruz. Biz 'ben ve yandaşlarım kazansın gerisi hiç önemli değildir' diye siyaset yapmıyoruz. Herkes kazansın. Zenginliği eşit paylaşalım. Yoksulluğu bu ülkede tamamen silelim diye siyaset yapıyoruz. Zenginin çocuğu askere gitmesin, fakir fukaranın çocuğu askere gitsin diye siyaset yapmıyoruz."
"Böyle siyaset yere batsın diyoruz"
"Siyaset terörle mücadeleyse hepimiz birlikte yapmalıyız" diyen Kılıçdaroğlu, "Hükümet edenlerin Ankara'daki beylerin çocukları askere gitmeyecek, Fırat Kalkanına gitmeyecek eksi 30-35 derece de terörle mücadele etmeyecek, fakir fukarının çocuğu gidecek bunun adına da siyaset diyeceksiniz. Böyle siyaset yere batsın diyoruz. İktidar sahiplerinin yanlış yapmasını istemiyorum. İktidar sahipleri ülkeyi doğru yönetmeli. Hatadan ders çıkarırsanız tarihi tekerrür ettirmezsiniz. Tarihin tekerrürü siyasetçilerin hatalarından kaynaklanmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.
"Allah sizi affeder de, ondan mağdur olan kullar sizi affedecek mi?"
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"15 Temmuz darbesi oldu. Şimdi diyorlar ki 'yanıldık, yanlış yaptık, Allah bizi affetsin.' Allah sizi affeder de, ondan mağdur olan kullar sizi affedecek mi? 1 milyonun üstünde mağdur yarattılar. Binlerce kişiyi açlığa mahkum ettiler. Asıl sorumlu kim henüz belli değil. şimdi gelmişler 'yanıldık' diyorlar. Dış politikada defalarca uyardık, 'yanlış yapıyorsunuz' dedik. Savaş meydanlarından gelen insanlar demişler ki 'sakın savaşmayın.' Barışın önemine vurgu yapmışlar. Suriye'yi, Irak'ı karıştırdık, İran'la, Mısır'la, Libya'yla, Rusya'yla, AB'yle kavga ettik. Kavga etmediğimiz kimse kalmadı. tırlarla silah gönderdi Suriye'ye. IŞİD'i kanka belledi, IŞİD'e silah gönderildi. Şimdi Orta Doğu'nun kabile şeyhleri bile kafa tutuyor. Ses bile çıkaramıyor. Faturayı kim ödedi? Faturayı biz hep birlikte ödedik, vatandaşlar ödedi. Sorumlusu kim? 15 yıldır bu ülkeyi yönetenlerdir bunun sorumlusu. Mavi Marmara olayında 'yapmayın, yanlış yapıyorsunuz' dedik. 'Hayır, Gazze'ye gideceğiz2 dediler. Türkiye'nin itibarını 20 milyon dolara sattık. Şimdi yanlış yaptık diyorlar."
"Yönetemiyorsan bırakacaksın, istifa edeceksin"
İşsizliğin yüzde 12'ye ulaştığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Hiçbir kriz döneminde bu kadar yüksek bir işsizlik olmamıştır. Faturasını işsizler onların aileleri çekiyor. Bir evde bir işsiz varsa o evde huzur yoktur. Gerçek rakamlara göre 10 milyonun üzerinde işsiz var. Eğitim politikalarını şimdi baştan sona değiştiriyorlar. Yeni müfredat. Atatürk'ü, İnönü'yü kaldıracaklarmış. Tarihe saygı duymayan, kendi tarihine saygı duymayan bir siyasal iktidar Türkiye'yi temsil edemez. Önce kendi tarihine saygı duyacaksın. Neden kendi tarihinden utanıyorsun? Sözde Milli Eğitim Bakanlığı, milli olacak. Her bakana göre değişiyor eğitim politikaları nasıl bir millilikse bu. Hiçbir anne ve baba, çocuğunu okula huzur içinde göndermiyor. Terör aldı başını gidiyor, dolar aldı başını gidiyor, işsizlik aldı başını gidiyor, çiftçi ürettiği ürünün karşılığını alamıyor. Derin bir kaygı var. Vatandaş aynı zamanda borç batağında. Emin olun sokaktaki vatandaşa sorun 'Bana 5 tane bakan adı say' diye. 5 tane bakan adını bile sayamaz. Kimin yönettiği belli değil Türkiye'yi. Bir yönetim boşluğu var. Bakanların herbirisi ayrı telden çalıyor. Kimin ne iş yaptığı belli değil. Uyuşturucu kullanımı, fuhuş, kadına yönelilk şiddet, çocuğa cinsel istismar almış başını gidiyor. Türk Lirası, bir kuruş değer kaybettiiğinde bunun reel sektöre maliyeti 2 milyar 100 milyon lira. Suriye lirası karşısında bile TL değer kaybetti. Bu sorunları çözmek için biz yine bütün samimiyetimizle hükümete çağrı yapıyoruz, sorunları çözmek için bizden ne istiyorsanız her türlü desteği vermeye hazırız. Ama getiremezler çünkü ne getireceklerini, Türkiye'yi nasıl yöneteceklerini bilmiyorlar. Onun için söyledim, yönetemiyorsan bırakacaksın, istifa edeceksin" dedi.