KKTC'den AB'nin Türkiye kararına sert tepki
KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, 'AB'nin Türkiye'ye karşı bazı yaptırım kararları alması adil olmayan, kabul edilemez bir durum' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2019-07-16 12:26:05

Güncelleme Tarihi: 2019-07-16 12:26:05

KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, "AB'nin Türkiye'ye karşı bazı yaptırım kararları alması adil olmayan, kabul edilemez bir durum' dedi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanlarının, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki doğalgaz sondaj faaliyetleri nedeniyle yaptırım kararı almasına tepki gösterdi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Burcu 'AB'nin bu tutumu Doğu Akdeniz'deki gerginliği azaltmadığı gibi, Kıbrıs'taki çözüm çabalarına da hiçbir katkı koymamaktadır" dedi.

Sözcü Barış Burcu yaptığı açıklamada, 'Güney Kıbrıs Rum Yönetimi bütün ısrarlı uyarılarımıza rağmen, hidrokarbon faaliyetlerini tek yanlı olarak sürdürmeye devam edince, Kıbrıs Türk tarafına ve Türkiye'ye aynı şeyi yapmaktan başka bir seçenek bırakmamıştır. Bu şekilde oluşturdukları gerginlik ortamının değiştirilmesi ve tansiyonun düşürülmesi adına, bilindiği üzere Cumhurbaşkanımız Sayın Mustafa Akıncı hidrokarbon çalışmalarının birlikte ele alınması için ortak bir komite kurulması önerisini detaylı bir biçimde Sayın Anastasiadis'e sunmuştur. Cumhurbaşkanımızın bu önerisi adamız ve etrafımızdaki coğrafyayı, aynı zamanda enerji çeşitliliği ve güvenliği bakımından alternatifler arayan AB'yi de rahatlatacak bir öneridir. Önerilerimiz henüz karşı tarafın değerlendirmesine açık bir durumdayken, beklentimiz AB'nin Rum Yönetimine bu önerilerimizi ciddiyetle ele alıp değerlendirmesini telkin etmesi yönündeydi. Bunu yapmayıp tam tersi olarak AB'nin Türkiye'ye karşı bazı yaptırım kararları alması sorunun çözümüne katkı koymayan, adil olmayan, kabul edilemez bir durumdur. AB'nin bu tutumu Doğu Akdeniz'deki gerginliği azaltmadığı gibi, Kıbrıs'taki çözüm çabalarına da hiçbir katkı koymamaktadır. Bölgemizdeki gerginliğin azaltılmasına ve tıkanıklıkların aşılmasına yönelik arayışlar için çıkış yolu, cezalandırmaktan değil diyaloğa dayalı hakkaniyetli bir işbirliğinden geçmektedir" ifadelerini kullandı.