KOBİDER Başkanı Özgenç: 'KOBİ'sel dönüşüm yapılmalı'
KOBİDER Genel Başkanı Nurettin Özgenç, KOBİ'sel dönüşümün yapılmasını ve esnaflığın da bir standardı olması gerektiğini söyledi. Ayrıca Özgenç, hükümete 'Torba Referandum' önerisinde bulundu.
8 Yıl Önce Güncellendi
2017-05-23 16:41:57
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurrettin Özgenç hükümetten KOBİ'ler adına beklentileri olduğunu belirtti. Hükümetin 'KOBİ'ler nasıl büyür', 'Büyük şirketlerle nasıl ortaklıklar kurar' meselesini gündemine almalarını istediklerini aktaran Özgenç,"İstanbul'un çehresini değiştiren 'Kentsel Dönüşüm' gibi çok dağınık bir yapıya sahip olan KOBİ'ler içinde biz KOBİDER olarak önerdiğimiz ve her platformda dile getirdiğimiz 'Kobisel Dönüşüm' yapılmalı. Esnaflığın bir standardı olmalı her isteyen istediği yere dükkân açamamalı. Türkiye'de birçok şeyin standardı varken dükkân yapmanın ve açmanın da bir kuralı kaidesi olmalı" dedi. Bunun yanı sıra Özgenç, hükümetten 'Torba Referandum' yapılmasını istediklerini dile getirdi.
"KOBİ kredilerine de istikrar sağlanmalı"
KOBİ kredilerine de istikrar sağlanması gerektiğini aktaran Özgenç, "Şöyle ki 2009 ve 2010 yıllarında kredi mekanizmalarının hareketlenmesi için KOBİ'lere yönelik kredi faiz desteği uygulaması yapılmıştı ama daha sonra nedense devamı gelmedi. KOBİ kredileri farklı isimler altında olmamalı. Hükümetten KOBİ kredilerine yönelik bir dilek ve önerimiz var. Ekonomiyi ayakta tutan KOBİ'ler olduğuna göre desteklemelerde istikrarlı olmalı, kesintiye uğramamalı. KOBİ'ler periyodik şekilde desteklenmeli. Çünkü Türkiye'nin gelişip büyümesi için siyasi ve ekonomik istikrarın gerekli olduğu gibi KOBİ'lerin büyümesi için kredi desteklerinin istikrarlı bir şekilde sunulması lazım" diye konuştu.
"AB, idam ve Ayasofya için halka sorulsun"
Ayrıca gündeme ilişkin olarak açıklamalarda yapan Özgenç, hükümete 'Torba Referandum' önerisinde bulundu. Konuya ilişkin Özgenç, "Avrupa Birliği (AB) ile ilgili gelinen durum da nihai karar verilmesi, terörden dolayı idamın geri getirilmesi ve Ayasofya'nın camiye dönüştürülerek vakfiye uygun hale getirilmesi için torba referandum yapılmasını öneriyoruz" dedi. Türkiye'nin, sancılı da olsa AB üyelik sürecini devam ettirdiğini dile getiren Özgenç, "Ancak Avrupa Birliği sürecinde yapılanlardan ve yapılmakta olanlardan anlaşılacağı üzere Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin gerçekleşmesi Nasrettin Hoca'nın 'yaz gelecek, yonca bitecek' misaline benziyor. Nitekim Avrupa Birliği tarafından şimdi gerek olan tam üyeliğin uzak bir gelecekte sağlanacakmış gibi gösteriliyor. Ama her defasında da Türkiye için olumsuz olabilecek dayatma maddeler öne sürülüyor. Bize göre bunun arkasında yatan esas düşüncenin din konusu olduğudur" ifadelerini kullandı.
"Türkiye, AB ile müzakerelere devam mı? Tamam mı? şeklinde referanduma gitmeli"
Müslüman bir ülke olan Türkiye'yi aralarına neden almak istemediklerinin gayet açık olduğunu belirten Özgenç, "60'lı yıllarda başlayan AB serüvenimiz onca yıldır hala umutsuzca devam ediyor. Türkiye ise AB'ye girmek için ısrarla gayret sarf ediyor ama nafile. Bunca yıldır kapısında nice yaptırımlarla bekletildiğimiz bir topluluğa girmek için gösterilen gayretler boşa çıkmaktadır. Şimdiden 100 yıl sonrası bile şüpheli olan bir birliğe girmek için beklememiz ne kadar itibarlı? Zira; Avrupa Birliğinin kurucu ülkelerinden olan İngiltere dahi, 'Avrupa Birliğinden çıkalım mı? Kalalım mı?' sorusuna cevap bulmak üzere referanduma gitti ve Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden ayrılması ya da ayrılmaması için yapılan kritik referandumda halk yüzde 51,9 ile, 'AB'ye Hayır' dedi. Aynı şekilde Türkiye'de de 'Avrupa Birliğiyle müzakerelere devam mı? Tamam mı?' sorusuna cevap bulmak için referanduma gitmeli" diye konuştu.
"AKPM'nin kararı Türkiye'ye çifte standart uygulamaktır"
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin (AKPM)Türkiye aleyhine aldığı karara da tepki gösteren Özgenç, "İngiltere, Fransa ve Almanya gibi Türkiye'nin AB'ye girmesine karşı olan ülkeler, Türkiye'ye neden açıkça 'Türkiye, AB'ye üye olamaz' diyememektedir? Kaldı ki; imtiyazlı ortaklığın da temelde AB içinde 'istenmeyen adam' ilan edilen Türkiye'nin AB'ye 'ne şart altında olursa olsun' tam üye olarak alınmaması' anlamına geldiğini yine kendi insanları söylemektedir. Keza Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM)'nin Türkiye'nin denetim sürecine alınmasına yönelik karar tasarısını kabul etmesi, ülkemize karşı yapılan çifte standart uygulamanın ve bahane üretmenin en son uygulaması olduğu açık. Son zamanlar da gün geçmiyor ki; Türkiye'nin AB üyeliği ile ilgili olumsuz açıklama yapılmamış olsun. Avrupa Birliği'nde müzakerelerden sorumlu komisyon üyesi Johannes Hahn, yarım asırlık AB'ye üyelik başvurumuzu 'rüya' olarak tanımlayarak 'Türkiye için AB rüyasının sona erdiğini' söylemesi esas niyetlerini belli etmişlerdir" ifadelerini kullandı.
"Ayasofya camiye dönüştürülerek ibadete açılmalı"
Geçmişte müzeye dönüştürülen Ayasofya Caminin İstanbul'un en anlamlı ibadet yerlerinden biri olduğunu aktaran Özgenç, "Fethin sembolü olan Ayasofya camiye dönüştürülerek vakfiyesine uygun olarak ibadete açılmalı. İstanbul'u fetheden cennet mekân Fatih Sultan Mehmet Han'ın kabrinde huzura erdirmek ve yüzüne bakar hale gelebilmek için vakfiyesini kurduğu, ilelebet açık olacak dediği Ayasofya tekrar camiye dönüştürülmeli. Ne yazık ki; Ayasofya cami, bugüne kadar aslında hiç olmadığı şekliyle maalesef müze haline getirilmiştir. Zira camiler Allah'a ibadet edilen yerlerdir, hiçbir kanun ve kanun koyucular onu asıl maksadından farklı bir şeklide kullanılmasına müsaade edemez. Ayasofya Müzesi, cami olarak ibadete açılmalıdır. Zira tarihi yapı kâr amaçlı kullanılamaz" şeklinde konuştu.
"İdam konusu netliğe kavuşturulmalı"
İdamın da referandumla halka sorulması gerektiğini dile getiren Özgenç, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliğiyle ilgili 16 Nisan'daki referandumdan 'evet' çıkması durumunda, idam cezasının Meclis'in gündemine getirileceğini şayet muhalefetin desteklememesi durumunda da bununla ilgili bir halk oylaması yapılacağını açıklamıştı. Nitekim son zamanlarda sıkça karşılaştığımız ve kamuoyunda kabul gören yaygın isimlendirmeyle 'Torba Yasa' denilen yasama etkinliği ile siyasal ve hukuksal konular çözüme kavuşturuluyor. Hazırlanabilecek yeni bir 'Torba Yasa' ile 'Avrupa Birliği müzakerelerine devam mı tamam mı', 'idam tekrar gelsin mi gelmesin mi' ve 'Ayasofya tekrar cami olsun mu yoksa müze mi kalsın' maddeleriyle yasa teklifi hazırlanarak TBMM Genel Kurulunda tartışılmalı. İdam konusu netliğe kavuşturulmalı" dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara