Erdoğan, Kocaeli'nde Perşembe Pazar Yeri'nde düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, çarşamba günü Hollanda'da seçim yapılacağını hatırlatarak, "Seçimden dolayı, beyler, ırkçılık yapmak suretiyle, oy toplayacaklarını zannediyorlar. Ben şimdi buradan Hollanda'daki Hollanda vatandaşı olan kardeşlerime sesleniyorum; Ne yapacağınızı biliyorsunuz değil mi? Gereğini nasıl yapacağınızı biliyorsunuz değil mi?" diye konuştu.
Şu anda Hollanda, Almanya, Belçika, İskandinav ülkelerinin televizyon ekranlarından kendisini izlediğini belirten Erdoğan, "Hepsine sesleniyorum; Ne yapacağınızı biliyorsunuz değil mi? Türkiye düşmanlarına karşı, Cumhurbaşkanınıza düşmanlık yapanlara karşı, orada ne yapacağınızı biliyorsunuz değil mi? Kullanacakları oyları nasıl değerlendireceklerini o kardeşlerim çok iyi biliyorlar." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir ülkenin bakanı bir yana, herhangi bir vatandaşının hiçbir gerekçe gösterilmeksizin bu tarz muamelelere maruz bırakılmasının asla kabul edilemeyeceğini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hollanda polisi daha da ileri giderek, bu durumu protesto eden vatandaşlarımızın üzerine atlarıyla, itleriyle saldırarak, demokratik haklarını kullanmak dışında talepleri olmayan insanları darbetmiştir. Gazetecileri darbetmiştir, yerlere yatırmıştır. Bir süredir Almanya başta olmak üzere, hemen tüm Avrupa ülkelerinde benzer zorluklarla karşılaşıyoruz. Bugün çıkmış Hollanda Başbakanı açıklama yapıyor; 'Türkiye ile ilişkilerimizi düzelteceğiz.' Neyi düzeltiyorsun? Dur bakalım, daha sen bedel ödemedin. Önce bunun hesabını vereceksin.
Sen benim bir bayan bakanıma, orada akla hayale gelmez şekilde, edepsizce ona davranırsan, bunun hesabını vereceksin. Benim vatandaşlarımın üzerine at, it sürersen, bunun hesabını vereceksin. Dolayısıyla öyle Türkiye hakkında bilmem ne raporu hazırlamak falan, geç o işleri. Biz bize yeteriz. Bize bu millet yeter. Bize Allah yeter."
Başbakan Binali Yıldırım'ın, akşam Hollanda Başbakanı Mark Rutte'yi aradığını anımsatan Erdoğan, "Verdiği cevap; 'Çarşamba günü seçim var, burada sıkıntılı durum var. Herhangi bir şey yapamayız. Bakan burayı terk etsin.' Şuna bak. Seni Türkiye gibi bir ülkenin Başbakanı arıyor, verdiği cevaba bak. Gün ola harman ola. Şu anda biz sabırlıyız. Sabırla bu işin üzerine giderek, bu işin hesabını soracağız. Öyle bu burada kalmaz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hollanda'da yaşanan hadisenin, diplomasinin, uluslararası hukukun, teamüllerin, nezaketin ayaklar altına alınması olduğuna dikkati çekerek, "Avrupa'dan ses çıkıyor mu? Çıkmıyor. Niye? Bunlar birbirini ısırmaz, aynıdırlar. Hollanda, Avrupa Birliği üyesi bir hukuk devleti gibi değil, bir muz cumhuriyeti gibi davranmıştır. Yıllarca Türkiye'ye insan hakları, hukuk, demokrasi nutukları çekenlerin kendilerinin aslında bu değerlerden ne kadar uzak olduğunu tüm dünya gördü. Şimdi, yaptıkları terbiyesizliğe kılıflar uydurmaya çalışıyorlar. Ne söylerlerse söylesinler, mızrak çuvala sığmaz. Yapılan işin adı bir skandaldır. Hollanda, bu terbiyesizliğinin bedelini mutlaka ödeyecektir. Buradan Avrupa Birliği organlarını ve demokrasiyi, insan haklarını, hukuk devletini koruma misyonuyla çalışan tüm uluslararası kuruluşları, Hollanda'ya karşı seslerini yükseltmeye, hatta yaptırım uygulamaya davet ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın Hollanda'da yaşadıklarına değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Benim bakanım, diplomatik bir arabanın içinde mahkum. Ondan sonra da 'bizim tayin edeceğimiz arabaya binmezse, çekiciyle alıp götüreceğiz' diyorlar. Şu vahşete bak. Var mı eğilmek. Biz Allah'ın huzurunda eğiliriz, secdede eğiliriz, başka eğilmek yok. Çünkü bu ülke, kendini hem Avrupa Birliği değerlerine hem de küresel demokratik kabullere sığmayan, ancak faşist yönetimlerde görülebilecek bir konuma düşürmüştür. Meselenin 16 Nisan halk oylamasının ötesinde bir anlama sahip olduğu açıkça ortadadır. Avrupa kıtası, Türk düşmanlığı, Müslüman düşmanlığı, İslam karşıtlığı hastalıklarının pençesinde inlemektedir. Irkçı partilerin ve ırkçı söylemlerin giderek yükselmesi, Avrupa'nın geleceğini tehdit ediyor. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında kaybedilen 10 milyonlarca insandan, yaşanan derin acılardan gereken derslerin hala çıkartılmadığını, üzüntüyle müşahede ediyoruz. Biz kendi medeniyetimizin, kültürümüzün ve tarihimizin bize tavsiye ettiği şekilde, insan öncelikli, yaşatma öncelikli duruşumuzu sonuna kadar sürdüreceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa genelinde 6,5 milyon Türkiye kökenli insanla, bu kıtada var olmakta, yaşamakta ve bir gelecek kurmakta kararlı olduklarını ifade ederek, "Avrupalı dostlarımızdan ırkçılığı ve İslam düşmanlığını bir kenara bırakarak, ortak geleceğimiz konusunda neler yapabileceğimizi konuşabileceğimiz bir iklimin tesisi için çalışmalarını bekliyoruz." şeklinde konuştu.
(Sürecek)