1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Muzaffer Canpolat cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanırken, müşteki yakınları ve taraf avukatları ise salonda hazır bulundu.
Sanık Canpolat'ın avukatı, müvekkilinin akıl sağlığının yerinde olup olmadığına dair rapor aldırılmasını talep etti.
Sarı ailesinin avukatı Ferit Atalay ise sanığın suçunun sabit olduğunu belirterek, en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi.
Adli tıptan alınacak rapora ihtiyaç olmadığını dile getiren Atalay, "Sanığın duruşmadaki tavırları, ifadeleri, suçu işleyiş şekli göz önüne alındığında cezai ehliyetini sorgulamaya gerek olmadığı görülecektir." ifadesini kullandı.
Duruşma savcısı, sanığın akıl sağlının tespiti için İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevk edilmesi ve tutukluluk halinin devamı yönünde görüşünü sundu.
Mahkeme heyeti, sanığın İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevkine ve tutukluluğunun devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Avukat Atalay, duruşma sonrasında, avukatlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle adliye binası önünde basın açıklaması yaptı.
Türkiye'deki kadın cinayetlerinin önüne geçebilmek için bu davada verilecek kararın emsal olacağını kaydeden Atalay, "Sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyoruz. Tüm gayretimiz bunun gibi acımasızca işlenmiş kadın cinayetlerinin önüne geçebilmek." diye konuştu.
- Olay
Selçuklu ilçesi Binkonutlar Mahallesi Revan Caddesi'ndeki evinde yalnız yaşayan Muzaffer Canpolat, komşuları Hacer Sarı (51) ile kızları Şeyma ve Tuğba Sarı'yı evlerinde tabancayla vurmuştu. Öğretmen olduğu öğrenilen Şeyma Sarı olay yerinde hayatını kaybetmiş, hastaneye kaldırılan yaralılardan Tuğba Sarı da kurtarılamamıştı.
Olayın ardından polise teslim olan Canpolat, çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanmıştı.