Doç. Dr. Meryem Özlem Kütük, yaptığı açıklamada, öncelikle ebeveynler olarak sakin olunması gerektiğini belirterek, " Çocuklarla bu konuyu konuşurken net, kısa cümleler kullanılmalı, abartılı ifadelerden kaçınmalı ve asla yalan söylememeliyiz. Özellikle küçük yaştaki çocuklar göremedikleri, dokunamadıkları virüs, mikrop gibi kavramları anlamakta güçlük çekebilirler. Onlara, gözlerimizle virüsleri göremeyeceğimizi söyleyebiliriz ve resimlerle korona virüsü anlatabilir ya da oyunların içine katabiliriz. Temiz ve kirli kavramları üzerinden el yıkama, ellerimizi ağzımıza götürmeme, maske takma ve sosyal mesafe gibi dikkat edilmesi gereken kurallar yine oyunlarla ve resimlerle anlatılabilir. Aynı zamanda küçük çocuklar neden dışarıya çıkamadıklarını, parka gidemediklerini öğrenmek isteyebilirler, bunu yine yaş grubuna uygun bir dille, benzetmeler yaparak anlatmak gerekir, mesela parklar hasta olmuş, parklar iyileşince gideceğiz diyebiliriz. Büyük çocuklarda dünya haritasını açarak ilk hastalığın ortaya çıktığı Çin'den hastalığın nasıl yayıldığı anlatılabilinir, virüs kavramını internetten yaşına uygun görseller ile anlatabiliriz. Ergenlerde ise doğrudan konuşmak yerinde olacaktır, zaten gözlemlediğim kadarıyla erişkinler kadar pandemiyi, etken olan virüsü internetten ve televizyonlardan takip ediyorlar. Büyük yaştaki çocuk ve ergenlere ise uygulamalı olarak hijyen kuralları öğretilebilinir, ayrıca yine kamu spotları ve eğitici videolardan destek alınabilinir" dedi.
Anne ve babaların evin içinde kendini kontrol altına alması, evde panik ortamı oluşturacak davranışlardan kaçınması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Kütük, şunları kaydetti:
"Bunu sağlayacak en önemli basamaklardan biri öncelikle ebeveynler olarak korona virüs hakkında özellikle Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu'nun vermiş olduğu doğru bilgileri takip etmeli, internetteki spekülatif haberlere, felaket senaryolarına inanmamalıyız. Yani çocuğumuzun ruh sağlığını korumak istiyorsak öncelikli olarak kendi ruh sağlığımızı korumalıyız. Çocuğumuzla korona virüs ve alınması gereken tedbirleri konuştuktan sonra çocuğumuzun ev içerisinde güvende olduğunu hissettirmeli, sevdiklerine zarar gelmesi veya onları kaybetme kaygı ve korkularını anlamaya çalışmalıyız"
Doç. Dr. Meryem Özlem Kütük, bu dönemi çocuklarla birlikte ruhsal açıdan nasıl sağlıklı bir şekilde atlatılabilineceği konusunda şu tavsiyelerde bulundu:
"Çocuklara pandemi süresince günlük rutin bir hayat çerçevesi oluşturulmalıdır. Yani sabah kalkış saati, yemek saatleri, ders ve oyun saatleri esnek bile olsa programlanmalı.
Bu dönemde çocuk ve ergenler derslerini televizyon ve bilgisayar üzerinden yaptıkları için teknoloji kullanım saatlerine dikkat edilmeli.
Özellikle küçük çocuklarla evde etkinlik yapmak bu dönem ruh sağlığını korumak için çok önemli, resim yapmak, oyun oynamak, dans etmek, kitap okumak, pasta yapmak çocuklarımızda görülebilecek davranış değişikliklerini büyük ölçüde azaltacaktır.
Çocuklarla her akşam beraber yemek yemek, masa başı sohbetleri düzenlemek, beraber yemek yapmak, kutu oyunları, sessiz film, isim şehir, yapboz ve benzeri etkinlikler yapmak, film izlemek ve ailece egzersiz yapmak, ev işlerinde onlara da görevler vermek hem bize hem onlara ruhsal açıdan iyi gelecektir.
Çocuk ve ergenler bu dönemde hem sevdiklerinden hem de arkadaşlarından uzak kalıyor, bu durum onları mutsuz ediyor, o yüzden yüz yüze görüşme imkanının olmadığı bu günlerde gün içerisinde bir saat belirlenerek yakın akrabalar, arkadaşlar ve öğretmenleriyle cep telefonu yolu ile görüntülü görüşmeleri onlara çok olumlu yansıyacaktır.
Bu dönem kardeş kavgaları da artabilir, normal karşılanmalı. Evdeki ceza ödül sistemini bu dönem için yeniden şekillendirmeli, çocukların bu dönemden ikincil kazançlar sağlaması engellenmelidir.
Bu dönem maalesef televizyon kanallarında ve sosyal medyada korkutucu bilgiler, yalan haberler sıkça yer almakta, çocuklarımızı ve bence kendimizi de olabildiğince bu tür haber ve programlardan uzak tutmalıyız.