Kurtulmuş, Konya'da 7-17 Aralık'ta gerçekleştirilecek Hz. Mevlana'nın 744. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen toplantıda basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Bakan Kurtulmuş, buradaki konuşmasında, hemen hemen dünyanın her bölgesinde, özellikle Ortadoğu'da siyasi ve ekonomik çalkantılar yaşandığını söyledi.
Ülkelerin Ortadoğu'da bir güç mücadelesi içinde olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Türkiye olarak, Ortadoğu'da yaşadığımız her olayı bir yapbozun, bir puzzle'ın parçaları olarak görmemiz lazım. Bir tek olayın üzerine yoğunlaşıp o olayı anlamak yerine, büyük resmi görmek, anlamak mecburiyetindeyiz." dedi.
Kurtulmuş, Rıza Sarraf davasına değinerek, bu davanın Türkiye'yi hedef alan operasyonların son halkası olduğunu dile getirdi.
Büyük resmi görmeden, olaylar üzerinden yapılan ayrı ayrı değerlendirmelerin doğru sonuç vermeyeceğini belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bu bizim için böyle olduğu gibi kendilerini oyun kurucu zannedenler için de böyledir. 'Ortadoğu'da istediğimiz gibi oynarız, vekalet savaşları üzerinden güç savaşlarını bir şekilde sürdürürüz' zannedenler, Ortadoğu'daki bu mücadeleyi masa başında bir bilgisayar oyunu oynamaya benzetmesinler. Ellerinde ne kadar güç olduğunu zannederlerse zannetsinler, Ortadoğu'nun bu çatışmalı ortamı içine girenler, asla masa başında bir bilgisayar oyunu oynuyor değiller. Buradaki labirentlerin içinde kaybolurlar, kendilerine bir çıkış yolu bulmakta zorlanırlar.
Yaşanan birçok meselede bunun izleri görülüyor. Örneğin Suriye'deki sorunun nasıl çözüleceğini bilmeyenler, Suriye ve Irak'taki iç kargaşada taraf tutarak, örgütler üzerinden vekalet savaşları vasıtasıyla güç kazanacaklarını zannedenler, bu örgütlere verdikleri desteğin aslında kendi ulusal çıkarlarına hiçbir şekilde hizmet etmediğini de görecekler. PYD'ye verilen silah yardımı konusunda, ABD Başkanı Sayın Trump ile Pentagon'un açıklamalarının ve eylemlerinin farklı noktaya doğru gitmesi, bu kafa karışıklığının, bu labirentlerde kaybolmanın önemli örneklerinden birisidir. Dolayısıyla bir an önce yapılması gereken, Ortadoğu'daki ülkelerin toprak bütünlüğünün sağlanarak, buradaki çatışmaların, farklılıkların ortadan kaldırılmasını temin etmek ve nihayetinde sorunların tamamına siyasal çözüm bulabilmek için ilgili bütün ülkelerin masa etrafında toplanmasını sağlamaktır."
- "Birilerini kaygılandıran, korkutan; büyük resmi gören, büyük bir Türkiye'nin varlığıdır"
Büyük resimde Ortadoğu coğrafyasının bir kez daha bölünmesi çabalarının olduğunu anlatan Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Bir asır evvel Osmanlı cihan devletinin üzerinden onlarca farklı devleti böyle masa başında cetvellerle, pergellerle çizerek oluşturanlar, yeniden bu coğrafyada oyunlar oynamak ve bu bölge halklarının iradesini neredeyse hiç kullanılamaz hale getirmek istiyor. Oyun, bölgenin mezhep ve etnik çatışmalar ekseninde bir kez daha bölünmesidir. Oyun 2. Sykes-Picot'un uygulanması, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyanın lime lime edilerek, iradesiz hale getirilmesidir. İşte tam da Türkiye ile ilgili mesele burada başlıyor. Biz Türkiye olarak, bu coğrafyada oynanan oyunu, tarihten getirdiğimiz devlet birikimiyle, büyük bir medeniyetin varisi olma birikimiyle, bu oyunun ne olduğunu biliyor ve büyük resmin tamamını görüyoruz. İşte birilerini kaygılandıran, korkutan; büyük resmi gören, büyük bir Türkiye'nin varlığıdır."
Kurtulmuş, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi gücünü artırıyor olmasının, bu gücünü, oynanan oyunları bozabilecek bir karaktere dönüştürebilmesinin birilerini rahatsız ettiğini dile getirdi.
Türkiye'nin daha önce kendisine oynanan oyunları başarıyla bozduğunu aktaran Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Türkiye'de çukur eylemleriyle başlatılan süreç, aslında Türkiye'nin parçalanmasına yönelik önemli bir siyasi adımdı. Yani sadece terör örgütünün birtakım sokakları kazarak içine bomba yerleştirmesi meselesi değil, bir büyük siyasi oyundu. Türkiye bütün gücünü kullanarak çukur eylemleriyle başlayan bu süreci durdurdu, hatta çok şükür tersine çevirdi. Terör örgütü PKK'nın Türkiye'ye karşı ciddi bir şekilde ortaya koyduğu bu eylemleri çok şükür şimdi sonlandırma noktasına geldi. Belki bu oyunu kuranlar Türkiye'nin, ortaya konulan siyasi süreci bozamayacağını düşünüyorlardı. Allah'a çok şükür bu oyun Türkiye'nin kararlılığıyla bozulmuştur.
Türkiye karşısına çıkan diğer oyunları da bozmuştur. Barzani'nin referandumuyla ortaya konulan süreç de yeni bir siyasi süreçti. Hiç kimsenin tahmin etmediği ya da bundan 9-10 ay evvel konuşulsa kimsenin ihtimal vermeyeceği bir şeyi Türkiye gerçekleştirdi. Irak Merkezi Hükümeti ve İran ile iş birliği yaparak Kuzey Irak'ta oldu-bittiyle bir harita değişikliğinin ortaya çıkarılması veya sonlandırılmasını Türkiye bir şekilde önledi. Referandum yapıldı ama Türkiye'nin gayretleriyle referandumun sonuçları siyaseten tamamen ortadan kaldırıldı. Bugün, sadece yapılmış ve raflarda kalan bir referandum sonucuyla karşı karşıyayız."
Bir diğer örneğin de Rusya ile yaşanan uçak krizi olduğunu söyleyen Kurtulmuş, Türkiye'nin bu krizi de ustalıkla sonuçlandırdığını vurguladı.
Kurtulmuş, Astana sürecinden de olumlu sonuç alındığını ve çatışmasızlık bölgelerinin oluşması için gerekli adımların atıldığını dile getirerek, "İnşallah şimdi Türkiye, kendisine Afrin bölgesinden gelebilecek olan tehlikeleri de oluşturduğu bu siyasi kararlılık ve iş birliğiyle çözecek noktaya ulaştı." ifadesini kullandı.
Yakın tarihe bakıldığında Türkiye'nin niçin böyle senaryolarla karşı karşıya kaldığının anlaşılabileceğini vurgulayan Kurtulmuş, 7 Şubat krizi, Oslo görüşmeleri, MİT kriziyle başlayan sürecin, bir zincirin halkaları gibi olduğunu bildirdi.
Arkasından gerçekleştirilen 17-25 Aralık operasyonlarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın itibar kaybetmesi, Türkiye'nin uluslararası alanda itibarsızlaştırılması için yapıldığını belirten Kurtulmuş, bunların hiçbirinin tesadüfi olmadığını, her birinin iyi kurgulanmış süreçler olarak uygulanmaya çalışıldığını kaydetti.
Kurtulmuş, Türkiye'nin, içerideki siyasi gücü, kararlılığı sayesinde bütün bu oyunları bertaraf etmeyi başardığını yineledi.
Bakan Kurtulmuş, Gezi olaylarında da ülkenin zor bir dönem geçirdiğine işaret ederek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve siyasetin kararlı duruşuyla o sürecin de atlatıldığını aktardı.
MİT tırları operasyonunun, herhangi bir ülkede, sonuçları onlarca yılda temizlenemeyecek bir ihanet olduğunu aktaran Kurtulmuş, "Çok şükür Türkiye onu da kararlılığıyla aşabilmeyi başardı. Bir başka önemli adım 15 Temmuz'du. 15 Temmuz, yine çok iyi organize edilmiş, millete karşı her türlü iç ve dış hesapları yapılarak gerçekleştirilmiş bir darbe teşebbüsüydü. Darbe girişimi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlı duruşu, milletin ferasetiyle engellendi. 15 Temmuz'un artçı birtakım faaliyetlerinin de devam etmekte olduğu ve Türkiye'nin hem bu kirli karanlık FETÖ çetesiyle mücadelesinin hem de onlarla iş birliği halindeki ulusal ve uluslararası çetelerle mücadelesinin daha uzun yıllar devam edeceği de açıktır." dedi.
- "Türkiye bu coğrafyanın ana unsuru olmaya devam edecek"
15 Temmuz'dan sonra ülke üzerine finansal operasyonlar yapılmaya çalışıldığını belirten Kurtulmuş, "Bu ülkeyi, büyük ve güçlü bir ülke olma yolundan asla ayırmayacağız. Bu konudaki kararlılığımızla yolumuza devam edeceğiz. Uyanık olacağız, birliğimizi, beraberliğimizi, ülkemizi, inançlarımızı, değerlerimizi, medeniyetimizi savunarak, hep beraber farklılıklarımızı kendi içimizde tutarak, ülkeyi daha güçlü hale getireceğiz. Kim ne yaparsa yapsın Türkiye bu coğrafyada gerçekten herkesin gözünün içine baktığı bir mihenk taşı olmaya devam edecek. Türkiye bu coğrafyanın derleyici, toparlayıcı, ana unsuru olmaya devam edecek." ifadesini kullandı.