Cemali, Tunus Diplomatik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin başkent Tunus'ta düzenlediği "Yeni bölgesel dönüşümler ve Mağrib ülkelerine yansımaları" konulu söyleşide, "Arap ülkeleri Libya'da lider bir rol üstlenebilirdi. Ancak farklı tavırlarla dağınık ve düzensiz bir tutum sergilendi. Suriye'deki gibi. Bu durum ilişkilerin gerginleşmesine de neden oldu." dedi.

Arap ülkelerinin çeşitli sebeplerle öncü rol üstlenmediğini dile getiren Cemali, "Bu durum Suriye, Yemen, Irak ve Körfez krizi gibi Arap dünyasının yaşadığı çeşitli krizlerin bir neticesi. Öte yandan Mağrib ülkelerinin tutumlarına baktığımızda Körfez krizinde ortak bir tutum sergilemediğini görüyoruz. Her ülkenin kendi çıkarlarına göre tavrı var." ifadelerini kullandı.

Cemali, Mağrib ülkelerinin Libya krizinde de uyumlu bir tavır sergilemediğine dikkati çekerken, "Hatta Libya krizinin çözümü için Mısır, Tunus ve Cezayir koordinasyonuyla başlatılan üçlü girişimde bile birbirinden farklı tutumlar ortaya çıktı." diye konuştu.

Arapların uyum içinde tutum sergilemesi konusunda sorunlar olduğunu kaydeden Cemali, Mağrib ülkeleri ile diğer Arap ülkeleri arasındaki tarihi ilişkilerde gerileme yaşandığını, yeni ilişkiler kurulması gerektiğini belirtti.

Libya'da 17 Şubat 2011'deki devrimin ardından yaşanan siyasi istikrarsızlık ve karşıt gruplar arasındaki çatışmalar sonucu biri Tobruk'ta Temsilciler Meclisi (TM), diğeri Trablus'ta Milli Genel Kongre (MGK) olmak üzere 2 meclis ve rakip yönetim ortaya çıkmıştı.

Birleşmiş Milletler'in (BM) girişimleriyle 17 Aralık 2015'te Fas'ın Suheyrat kentinde varılan "Libya Siyasi Anlaşması" uyarınca Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi kurulmuştu. BM Güvenlik Konseyi 2259 sayılı kararla Başkanlık Konseyi'ni Libya'nın tek meşru temsilcisi olarak tanımış ancak konseyin sunduğu hükümet listeleri General Halife Hafter'in baskıları nedeniyle Tobruk'taki TM'de onaylanmadığı için süreç tıkanmıştı.

Libya Siyasi Anlaşması uyarınca kendini fesheden MGK'ya bağlı Halife el-Guveyl başbakanlığındaki Ulusal Kurtuluş Hükümeti de ülkedeki krizin çözülemediğini öne sürerek, Ekim 2016'da yeniden faaliyete başladığını duyurmuştu.