Başbakan Diyab, ülkesindeki ekonomik kriz ve buna karşı halkın düzenlediği protestolara dair Washington Post gazetesi için bir makale kaleme aldı.
Kovid-19'un ülkeyi büyük bir açlık krizine sevk ettiği ve yıl sonu itibarıyla Lübnanlı ailelerin yarısının yiyecek alma gücünü kaybedebileceğini vurgulayan Diyab, "Lübnan, birkaç hafta önce açlık protestolarına tanıklık etti. Birçok aile temel gıda maddelerini alamaz hale geldi, hatta ekmek bulmakta zorluk yaşayabilme ihtimalleri söz konusu." ifadelerini kullandı.
Ülkesinin üçlü bir krize maruz kaldığına işaret eden Diyab, Lübnan'ın uzun yıllardır devam eden kötü siyasi yönetim ile yolsuzluklar, mevcut ekonomik kriz ve koronavirüsün getirdiği olumsuzluklarla mücadele ettiğine dikkati çekti.
Başbakan Diyab, kötü yönetim sonucu gıda ihtiyaçlarının yarısının ithalata dayalı gerçekleştiğine, bunun da gıda güvenliğinin geleceği açısından tehdit oluşturduğuna işaret ederek, mevcut ekonomik krizin de dış borçlarını ödemelerine engel olduğunu kaydetti.
Lübnan Başbakanı, Kovid-19 salgınının gıda başta olmak üzere ithalat tedarik zincirlerini atıl bıraktığına vurgu yaptı.
Hükümet olarak toplumun en zayıf bireylerini koruma ağlarını genişletmeye çalıştıklarını aktaran Başbakan Diyab, bir taraftan yardım paketleri açıklarken diğer taraftan da fiyat artışlarını engellemeye çalıştıklarını belirtti.
Çalışmaları kapsamında Uluslararası Para Fonu (IMF) ile iletişim kurduklarını ve geçen haftadan itibaren müzakerelere başladıklarını ifade eden Diyab, şunları kaydetti:
"Gıda güvenliği artık üst düzey koordinasyonu gerektiren küresel bir kriz haline geldi. Kovid-19 salgınının üstesinden gelme çabalarının boşa çıkması halinde etkilerini birkaç neslin hissedeceği toplu açlık ve göçlerle sonuçlanacak trajedilere tanıklık edebiliriz."
Farklı din ve mezheplere dayalı siyasi bölünmeler açısından oldukça kırılgan bir yapıya sahip Lübnan ekonomisinin, 1975-1990 yıllarındaki iç savaştan bu yana en büyük krizi yaşadığı ifade ediliyor.