Beyrut'u güneyinde Hizbullah'ın kontrolündeki Dahiye bölgesinde dün akşam saatlerinde gerçekleşen çifte intihar saldırısının görgü tanıkları yaşadıklarını AA'ya anlattı.
Dahiye'nin dar ara sokaklarından ulaşılan Ayn es-Sikke meydanı yakınındaki Hüseyniye Caddesinde dün akşam saatlerinde iki patlama meydana geldi. Terör örgütü DAEŞ'in üstlendiği intihar saldırılarında 43 kişi hayatını kaybetti ve 200'den fazla kişi yaralandı.
Mahallenin çevresi Lübnan ordusu ve yerel Hizbullah milisleri tarafından güvenlik kordonuna alınmış durumda. Patlama noktasına giderken çok sayıda güvenlik kontrolünden geçiliyor ve duvarlarını hayatını kaybeden Hizbullah militanlarının resimlerinin süslediği evlerin arasından geçerek ulaşılıyor.
Patlama noktasına yaklaşırken Kur'an-ı Kerim okuyanların seslerinin geldiği ve kapının önünde gözü yaşlı ailelerin beklediği taziye evleri önünden geçiliyor.
Patlamanın gerçekleştiği sokakta yaşayan, çalışan ve güvenlik nedeniyle tam ismini açıklamak istemeyen Hüseyniye Caddesi sakini Hüseyin Ahmed, patlama sırasında çalıştığı süpermarkette bulunduğunu ve yan dükkandakilerin bağırıştıklarını duyduğunu söyledi. Ahmed olayın yaşandığı anlara ilişkin, kendi tanıklığını şöyle anlattı:
"Patlama saat altıdan önce gerçekleşti. Yan taraftaki telefon mağazasının sahibi bu esnada bağırıyordu. Biz de patlama sesini duyunca, yan dükkandaki fırın patladı zannettik. Sokağa çıkınca etrafa dağılmış ceset parçaları ve kopmuş organları gördük. Yaralılara yardım etmeye, onları taşımaya çalışırken, ikinci patlama otuz metre kadar uzağımızda meydana geldi. O esnada üzerindeki bomba patlamamış ancak patlamanın etkisiyle ölmüş üçüncü bir intihar eylemcisini gördük. Bu bombayı birisi uzaktan patlatabilir diye korktuk ve çevresinden uzaklaştık."
Lübnan Silahlı Kuvvetleri de dün akşam yayınladığı yazılı açıklamada, üçüncü intihar eylemcisinin eylemini gerçekleştiremeden ikinci patlamanın yakınlarında ölü bulunduğunu açıklamıştı.
Üçüncü intihar bombacısının yirmili yaşlarda bir genç olduğuna değinen Ahmed, çok sayıda arkadaşı ve komşusunun hayatını kaybettiğinden bahsetti.
İkinci patlamanın yaşandığı noktada mahalle sakinlerinden hayatını kaybeden Adil Tarmus ile ilgili yaygın bir iddiayı, Ahmed de dile getirdi. Mahalledeki yerel Hizbullah güvenlik gücünün ikinci intihar eylemcisini mahalledeki camiye doğru giderken fark edip, silahla omzundan yaraladığını, mahalledeki birçok tanık gibi Ahmed de teyit etti.
Hüseyin Ahmed, intihar eylemcisinin isabet eden yaralardan sonra kalkıp camiye doğru yeniden koştuğu sırada arkadaşı Adil Tarmus'un (30) intihar eylemcisine sarılarak camiye girmesini engellediği ve ikinci patlamanın etkisini azalttığını ileri sürdü. Tarmus'un fotoğrafının mahallenin birçok noktasında yer alması da dikkati çekti.
Ahmed, çevredeki yıkımdan patlamanın etkisi görülen caddede insanlara yardım etmeye çalışırken hissettiklerini, şu sözlerle ifade etti:
"Sokağa çıktığımda arkadaşlarımın cesetlerini çevrede gördüm. Bir yandan, bir sürü yabancı yardım için inliyordu. Bir an için hangisine gitmem, gerektiğini kestiremedim. Olduğum yerde donup kalmışım."
-"Oğlumun öldüğünü zannettim"
Saldırılar gerçekleşmeden önce oğlunu sokağa bakan evlerinden izlediğini ifade eden Hüseyin Ahmed'in annesi Ümmü Ahmed, oğlunun sokakta nargile içen arkadaşının yanına ara ara uğrayıp iş yerine döndüğünü gördüğünü kaydetti.
Patlama olduktan hemen sonra sokağa bakan ve nargile içen arkadaşının cesedini gören Ümmü Ahmed , "Oğlumun da öldüğünü zannettim. İnip gördüğüm herkese oğlumu sordum sonra çok şükür karşıdan geldiğini gördüm" diye konuştu.
-"Evime dönmeye çalışırken dönemedim olduğum yerde kaldım"
Mahalle sakinlerinden Katia Hüseyin de evine dönerken patlamanın önünde gerçekleştiği fırına uğradığını, buradan ayrıldıktan bir süre sonra patlama sesini duyduğunu aktardı. İlk başta patlamanın fırında gaz sıkışmasından kaynaklandığını düşündüğünü anımsayan Hüseyin, şunları kaydetti:
"Gençler yaralıları taşıyordu. Patlama noktasına gitmeyi düşündüm, tam bu sırada ikinci patlama oldu. Bu bende şok etkisi yarattı. Evime dönmeye çalışırken dönemedim olduğum yerde kaldım. Sonunda yaralılara yardım eden gençler beni evime ulaştırdı. Daha önceden de patlamaları duymuştum izlemiştim ama ilk defa böyle bir şeyle karşılaştım, halen şaşkınım. İki patlama arasında iki dakika fark vardır, yoktur. Çok şükür, ailemizden ölen yok ama komşular veya tanıdığımız insanlardan ölenler çok oldu."
Patlamanın saat kaçta gerçekleştiğiyle ilgili soruyu yanıtlayan Hüseyin, tam o sırada telefonla konuştuğunu belirterek cep telefonunun saatine bakarak patlamanın saat 17.40 sularında olduğunu öne sürdü.
Son olarak, Dahiye'de Lübnan güvenlik makamları delilleri toplarken, cenaze evlerinden ateşlenen silahların sesleri yükseldi.