Adan, yaptığı yazılı açıklamada, Ortadoğu'da yaşanan karmaşanın ve kaosun had safhaya ulaştığı günlerde "sözde Kürdistan" için eylül ayında bağımsızlık referandumuna gidileceğinin açıklanmasının tesadüf olmadığına dikkati çekti.
Bunun son derece manidar olduğuna işaret eden Adan, "Anlaşılan odur ki, peşmerge başı Barzani, mevcut kaos ortamını fırsata çevirmenin telaşına düşmüştür ve bu yönde hesaplar yapmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Irak merkezi yönetiminin basiretsiz tutumu ve kendi içlerindeki çatlakların Barzani'yi cesaretlendirdiğini belirten Adan, şöyle devam etti:
"Müslümanların birbirini kırıp geçirdiği, dış güçlerin müdahale ve emelleriyle yapboz tahtasına dönen, mezhep savaşlarına yol açabilecek terör eylemlerine sahne olan ve son derece kırılgan hale gelen coğrafyamızda Barzani'nin bu son hamlesi mevcut durumu daha da içinden çıkılmaz bir hale getirecektir. Bırakınız böyle bir senaryonun hayata geçmesini, hayal edilmesi bile Ortadoğu'nun bağrına yeni bir hançer saplanması anlamına gelecektir. Bu noktada bizim asıl hassasiyetimiz ve endişemiz sözde Kürdistan sınırları içinde zikredilen Kerkük'ün ve diğer Türkmen yerleşimlerinin durumunun ne olacağıdır."
Adan, 2003 yılından itibaren küresel güçlerin desteği ve gözetimi altında Kerkük'e saldıran peşmerge güçlerinin ilk işlerinin tapu daireleri ile nüfus ve mahkeme binalarındaki belgeleri yakmak olduğunu anımsatarak, "Biz bu vandallığı hiç unutmadık." ifadesini kullandı.
Daha sonra kadim Türkmen şehri Kerkük'e asılan sözde peşmerge bayraklarının resmi dairelere asılmasının da mecbur hale getirildiğini vurgulayan Adan, Türkmenler'in yerlerinden, yurtlarından sürüldüğünü, katledildiğini ve hemen her yerde Türk kimliğini ortadan kaldırmak için her türlü kepazeliğin sergilendiğinin altını çizdi.
- "Kerkük'teki yangın bize de ulaşır"
Celal Adan, şunları kaydetti:
"Şimdi de nüfus ve demografik yapısını altüst ettikleri Türkmen bölgelerini sözde Kürdistan'a bağlamak için referandum yapacaklarmış. Böyle bir hamlenin ne hukuki, ne insani, ne rasyonel, ne de geçerli olması mümkün değildir. Bu olsa olsa kendi çalıp kendi oynamaktır. Irak'ın cüceleri ve kuklaları kendilerini dev aynasında sanmaktadırlar.
Kerkük'te bir sözde Kürdistan kadastrosuna izin verilemez. Cehennem gibi kaynayan Ortadoğu kazanının içine Türkmenlerin de atılması kabul edilemez. Bölgedeki geniş ve kadim Türk varlığı, Barzani'nin heveslerine terk edilemez. Türkmenlerin tapulu toprağına gecekondu dikilemez. Türkiye'ye rağmen Türkmen diyarında racon kesilemez. Türkmenlerin istikbali bu kuklaların insafına ve hayallerine teslim edilemez. Barzani ve şürekasının bu hamlesi Türkiye'ye açık bir tehdittir. Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması Türkiye'nin çıkarları ve huzuru açısından elzemdir. Unutulmamalıdır ki, Kerkük'teki yangın bize de ulaşır."
En zor zamanlarında Türkmenlerin yanında bulunan, onlara her türlü yardımın ulaştırılması için seferber olan MHP'nin olup bitenleri yakından izlediğini aktaran Adan, MHP ve Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin bu meseleyi her türlü siyasi mülahazanın üstünde gördüğünü, bir varoluş, onur ve tarihsel sorumluluk konusu olarak ele aldığını belirtti.
