MHP Istanbul Milletvekili Yonter:
MHP Istanbul Milletvekili Yonter:

Oluşturma Tarihi: 2016-01-28 17:22:51

Güncelleme Tarihi: 2016-01-28 17:22:51

MHP İstanbul Milletvekili İzzet Ulvi Yönter, Türkmendağı'nda oluk oluk Türkmen kanı akıtıldığını belirterek, "Gelişmeler tehlikeli boyut almış vaziyette. Türkmendağı, Türkmenlerin elinden gitti gidiyor" dedi.

Yönter, düzenlediği basın toplantısında, Türkmendağı'nın dünyanın ve insanlığın gözü önünde her gün inim inim inlediğini, Türkmenlerin canından, topraklarından ve yurtlarından edildiğini, Rusya, Suriye ve İran'ın başını çektiği oluşumların insanlık dışı yol ve yöntemlerle adeta etnik kıyıma çanak tuttuğunu savundu.

Yaklaşık 2,5 aydan beri Türkmendağı'nda cehennem azabı yaşatıldığını belirten Yönter, karadan Esad birliklerinin, ekim ayından beri havadan Rus uçaklarının, denizden Rus donanmasına ait füzelerin Türkmendağı'nı ablukaya aldığını ve oluk oluk Türkmen kanı akıtıldığını, Hükümetin gelişmelere seyirci kalarak yanlış yaptığını, ecdada, tarihi mirasa, soydaşlık hukukuna husumet içinde baktığını ileri sürdü.

Türkiye'nin, Ankara Anlaşmasından ötürü Türkmendağı'nda tarihinden, kültüründen kaynaklanan söz söyleme hakkı olduğunu savunan Yönter, şöyle devam etti:

"Gelişmeler tehlikeli boyut almış vaziyette. Türkmendağı, Türkmenlerin elinden gitti gidiyor, neredeyse son günlerini yaşıyorlar. Bu ağır bombardıman ve saldırılar karşısında Türkiye'nin derhal uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını da kullanarak etkin şekilde devreye girip bölgedeki kıyımı, insanlık dışı saldırıları durdurması gerekiyor. Hükümetin, Türkmen kardeşlerimize sahip çıkıp yardım elini uzatması gerekiyor. Bugün Türkmendağı'nı kaybedersek, bugün Türkmendağı'nda yıkıma, akan kana, cinayetlere suskun kalırsak, emin olun yarın Ankara'nın yakınına kadar gelebilecek saldırılara cevap veremez, tepki gösteremez duruma düşebiliriz."

-"Tehlike çok yakın, çok büyük ve vahim"

Yönter, bölgede uluslararası güçlerin ve etkin olan projelerin sürekli kendini tahkim ettiğini belirterek, yarın düzenlenecek 3. Cenevre Konferansına PYD'nin katılıp katılmayacağının gündemde olduğunu hatırlattı. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, bu haftaki grup toplantısında "Kürtlerin olmadığı masanın eksik olacağı" ifadesinin, dolaylı olarak PYD'ye uzatılmış bir ikram olduğu kanaatini taşıdıklarını dile getiren Yönter, şu görüşleri savundu:

"PYD'nin, Cenevre'de olması için çok yoğun diplomasi, arka kapı diplomasisi yürütülmektedir. PYD'nin Cenevre'de olması demek, Akdeniz'e uzanacak Kürt koridorunun uluslararası planda teyidi ve kabulü anlamına gelecek. Son günlerde Cerablus üzerinde çok sinsi ve yoğun bir oyun oynanmaktadır. Cerablus'un PYD tarafından alınması demek, Suriye'nin kuzeyindeki bildiğimiz hattın tamamıyla PKK'nın, bölücülerin ve terörizmin eline geçmesi demektir. Dört parçalı Kürdistan'ın özellikle Suriye kuzeyindeki hattının oluşması demektir. Barzani'nin 'Kürdistan'ın kurulmasına hiç bu kadar yakın olmamıştık' sözünü de dikkate aldığımızda planlananın ne olduğunu görürüz. Biden'in Türkiye ziyareti, Cenevre konferansı üzerindeki yoğun temaslar, oynanan oyun ve planlanan senaryoyu bize açık etmektedir. Hükümetin etkili şekilde PYD'nin bölgedeki oluşumlarına ve yoğun terör faaliyetine cevap veremediği anlaşılmaktadır. Sözden başka politikanın devreye sokulamaması, PKK karşısında hükümetin çok acınası duruma düşmesine sebebiyet vermiştir. Ne olursa olsun Cerabulus'a PYD'nin sokulmaması lazımdır. Hükümet bu konuda dikkatli ve milli şuurla hareket etmeli. Tehlike çok yakın, çok büyük ve vahim bir noktadadır. Kürdistan noktasında küresel güçlerin faaliyeti son derece fazladır. Buna karşılık Hükümetin iç kamuoyunda kısır tartışmalarla oyalanması da bir başka talihsiz durumumuzdur."

Yönter, Türkiye'nin hiçbir kırmızı çizgisinin kalmadığını, Hükümetin hiçbir milli duruşu, milli gerçekleri savunan sağlam iradesi kalmadığını belirtti.

Yönter, "Bu gidişata mutlaka son vermek lazımdır. PYD, Cenevre'ye danışmanlık statüsünde bile olsa gitmemeli, buna müsaade edilmemeli. Türkiye, caydırıcılık vasfını uluslararası hukuku da kullanarak mutlaka tedavüle sokmalı" ifadesini kullandı.