'Millet darbeyi yapanlara gerekli dersi verdi'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: (1)- '(15 Temmuz darbe girişimi) Hani beni bağışlayın 'kontrollü darbe' diyorlar ya aslında kendi kontrollerindeydi. Ama millet bu darbeyi onların kontrolünden aldığı için 'kontrollü darbe' olduğunu kendileri çok iyi biliyorlar. Millet, darbeyi yapanlara gerekli dersi verdi'- 'Burası baskıdan, zulümden, yoksulluktan kaçan herkesin büyük bir çınarın altı gibi

Oluşturma Tarihi: 2019-03-12 12:30:15

Güncelleme Tarihi: 2019-03-12 12:30:15

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Hani beni bağışlayın, 'kontrollü darbe' diyorlar ya aslında kendi kontrollerindeydi. Ama millet bu darbeyi onların kontrolünden aldığı için kontrollü darbe olduğunu kendileri çok iyi biliyorlar. Darbeyi yapanlara gerekli dersi verdi." dedi.

İzmir'de bir otelde gazi, şehit aileleri, emekli özel harekatçılar derneklerinin temsilci ve üyeleriyle bir araya gelen Soylu, toplantı başlarken saygı duruşunda bulunulduğunu, İstiklal Marşı okunduğunu, ardından da Kur'an-ı Kerim dinlediklerini belirterek, "Bu aslında bizim nasıl bir millet olduğumuzu, değerlerimizi, kutsallarımızı, bugüne kadar hangi özelliklerle bir arada durduğumuzu gösteren, izah eden en güzel başlangıçtır." ifadesini kullandı.

Soylu, Türk milletinin köksüz, mezhepsiz bir millet olmadığını, bin yıldır bu topraklarda yaşadığını, 2 bin 200 yıldır da devlet idare ettiğini kaydederek, İstiklal Marşı'nın sadece İstiklal Mücadelesini anlatmadığını, geçmişi, o büyük kahramanlığı, geleceği, ne yapılacağını, nasıl bir şekilde yaşanılacağını anlattığını söyledi.

İstiklal Marşı'nı yazan Mehmet Akif Ersoy'u rahmetle anan Soylu, "Bizlere Allah tekrar bir Mehmet Akif aratmasın, tekrar bir İstiklal Marşı yazdırmasın." temennisinde bulundu.

Bakan Soylu, Türk milletinin çok büyük bir millet olduğunu vurgulayarak, "Cenab-ı Hak bu milleti öyle bir denge üzerine yaratmış ki bir yanda büyük tehditler, tehlikeler bir yanda bunları bertaraf edecek kahramanları en kritik anlarda ortaya çıkacak şekilde bu milletin içine yerleştirmiştir. Şairi bile normal değil, Mehmet Akif gibi bir adamdır. Para ödülü var diye aslında yarışmaya katılmamıştır. Paltosu dahi yoktur, maddi sıkıntı içindedir oysa. Sonra ısrar ederler kabul eder." diye konuştu.

- 15 Temmuz'da da aynı ruh

FETÖ'nün darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz akşamında da milletin aynı ruh, aynı vatan sevgisiyle darbeyi engellediğini dile getiren Soylu, şöyle konuştu:

"Toplumun her kesiminden gençler, yaşlılar, kadınlar, erkekler sahaya indi ve geçmiş kahramanları ne yaptıysa aynı ruhla, aynı anlayışı taşıyarak bu milletin her bir bireyi gösterdi. 15 Temmuz'da bu ülkenin lideri, o ruh ile gazimiz nasıl kendisini fedai can etmeye hazırsa aynı ruh ile aynısını yaptı. Kararlı bir duruş, tavizsiz bir duruşla aziz milletine önderlik etti. Dün ne yapıldıysa, 15 Temmuz gecesi Başbakanımız Binali Bey, Bahçeli Bey, arkadaşlarımız aynısını yaptı. İlk meclisin vekilleri ne yaptıysa o gece meclisin vekilleri aynısını yaptı. Elbette ki bazıları hariç. Bazıları gittiler, bir evde televizyon seyrettiler. Hani beni bağışlayın 'kontrollü darbe' diyorlar ya aslında kendi kontrollerindeydi. Ama millet bu darbeyi onların kontrolünden aldığı için 'kontrollü darbe' olduğunu kendileri çok iyi biliyorlar. Millet, darbeyi yapanlara gerekli dersi verdi. Her zaman böyle oldu. İstiklal Mücadelesine girerken de öyle oldu. Ülkeyi kontrol altına almak isteyenlere bu millet müsaade etmedi. Terörle mücadele ederken de aynısı oluyor. Ülkeyi kontrol altına almak isteyenlere bu millet müsaade etmiyor, izin vermiyor, onların önünü kesiyor."

- "Biz başkalarına benzemeyiz"

Ülkede "şehitler tepesinin" hiç boş kalmadığını ifade eden Soylu, bu milletin dualı bir millet olduğunu anlatarak, "Biz elin Batısının insanlarına benzemeyiz. Komşuluğu, vefayı, tarihimizi biliriz. Biz bize hizmet edenin kim olduğunu, hizmet etmeyenin kim olduğunu biliriz." diye konuştu.

Bakan Soylu Afrika'da su kuyusu, sahra hastanesi açarken, Filistin'deki insanlara yardımcı olurken, Yemen'de, Sudan'da yetim ellerine el uzatırken her insanın bir alem olduğunu, dilinin, renginin, dininin önemli olmadığını, önemli olanın ona el uzatmak olduğunu bilen büyük bir millet olduklarını kaydederek, şöyle devam etti:

"Biz başkalarına benzemeyiz. Biz yüzyıllar önce buraya gelen Musevilere sırtımızı dönmedik. Biz Osmanlı Rus Harbinden, oradaki eziyetten kaçan Bulgaristan gelenlere sırtımızı dönmedik. Ana yurtlarına, ata yurtlarına geldiler. Onlarla kucaklaştık. Biz Çerkezlere, Abhazlara, bu topraklarda Gürcülere, Tatarlara çektikleri eziyetten sonra kurtuluşu ana vatanında bulanlara sırtımızı dönmedik. Biz cumhuriyetin kurulmasında sonra Selanik'teki mübadeleyle gelen vatandaşlarımıza, kardeşlerimize ana yurtlarına geldikleri zaman sırtımızı dönmedik. Burası bir ana ocağıdır, ana kucağıdır, biz hürriyeti ve özgürlüğü sadece kendi evlatlarımız için istiyor değiliz. Eğer bunu böyle düşünenler varsa benim kanaatim az, eksik düşünüyorlar. Burası baskıdan, zulümden, yoksulluktan kaçan herkesin büyük bir çınarın altı gibi nefes alacağı aziz topraklardır."

(Sürecek)