Mersin'den Milletvekili seçilen Elvan, TBMM'deki kayıt işlemlerinin ardından, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Hükümet Programı'nın hazır olup olmadığı sorusu üzerine Elvan, şunları söyledi:
"Hükümet Programımız üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Önemli ölçüde tamamladık. Hükümet Programımız dışında bir eylem planımız olacak. Bu eylem planımızda 3 aylık süreçte neleri gerçekleştireceğiz, hangi yasal düzenlemeleri gerçekleştireceğiz, ne tür vaatlerimizi gerçekleştireceğiz, bunları kapsamlı olarak sizlerle, kamuoyuyla paylaşacağız. Yine 6 aylık süreçte neleri yapacağız, 1 yıllık süreçte neleri gerçekleştireceğiz. Somut, net bir şekilde sizlerle paylaşacağız. Bu Hükümet Programı'mızdan daha sonra olacak. Belki 3-5 gün sonra Sayın Başbakanımız onları da açıklayacak. Eylem planı olacak."
"Reformlardan sorumlu bir bakanlık olacak" şeklindeki sözleri anımsatılan Lütfi Elvan, "Bu seçim beyannamemizde de var. Bir Başbakan Yardımcımız, reformlardan sorumlu olacak. Yeni dönem, reformlarımızın yapıldığı bir dönem olacak. Dolayısıyla bir reform hükümeti bir anlamda olacak. Reformları çok önemsiyoruz" diye konuştu.
"Reformlarımıza hızla başlayacağız ve Türkiye'nin önünü açabilecek, Türkiye'yi daha da ileri götürebilecek bu reformlarımızı, bir çoğunu sizin de bildiğiniz, ama yeni de görebileceğiniz bazı reformları hayata geçireceğiz" ifadesini kullanan Elvan, bu reformların koordinasyonu, takibi ve izlenmesine ilişkin de bir Başbakan Yardımcılığının görev yapacağını kaydetti.
Anayasa konusunun da seçim beyannamelerinin bir parçası olduğunu vurgulayan Elvan, "Ama şu anda bizim 317 milletvekilimiz var. Dolayısıyla anayasayı değiştirecek bir tablo şu anda ortada yok. Ama genel başkanımız, siyasi parti liderlerini ziyaret edecek. Bu konudaki, bizim anayasa konusundaki hassasiyetlerimizi ve mutlaka yeni bir anayasanın yapılmasının gerekliliğini Sayın Başbakanımız ifade edecek. Göreceğiz, muhalefet partilerinin yaklaşımlarını göreceğiz. Ona göre de herhalde bir yol haritası ortaya çıkar diye düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
"Siz de kabinede yer alacak mısınız?" sorusuna Elvan, "Efendim, o bizim yetkimizde olan bir husus değil" diye yanıtladı.
"Silvan'da 11 gündür sokağa çıkma yasağı devam ediyor. Bölgedeki halkın özellikle temel gıda maddelerine ulaşmakta güçlük çektiği ve sivil ölüm iddiaları var. Neler söyleyeceksiniz?" sorusu üzerine Lütfi Elvan, şunları kaydetti:
"Bu kesinlikle doğru değil. Birincisi orada terör örgütü, halkın üzerinde baskı uyguluyor, zulüm ediyor, zulüm. Bunun adı zulüm, başka bir şey değil. Yani terör örgütü, oradaki insanların evlerini gasbediyor, insanlara baskı uyguluyor, sokaklarına girmelerinin, araçlarla girmelerinin önüne geçiyorlar."
Lütfi Elvan, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu terör örgütüne yönelik olarak maalesef bazı basın ve yayın organlarının hala terör örgütünün arkasında hareket etmesini anlamış değilim. Arkadaşlar, yani biraz dikkatli olalım diye düşünüyorum. Neden bunu söylüyorum? Çünkü orada bizim her bir sivil vatandaşımızı koruyacak, kollayacak bir yaklaşım içerisindeyiz. Bugüne kadar da bu tavrı sergiledik biz, sergilemeye de devam ediyoruz. Bizim sadece ve sadece mücadelemiz teröristlerledir, terör örgütüyledir. Özellikle vatandaşlarımız, ısrarlı bir şekilde terör örgütüyle mücadele etmemizi bölgede istemektedirler. Bunu da yapacağız ve devam edeceğiz."
Gazetecilerin, "Manisa Valisinin açıklaması tepki çekti. Bununla ilgili değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine Elvan, bu konuda herhangi bir bilgisinin olmadığını belirtti.
-"Bu stratejiye müsaade etmeyeceğiz"
Kayıt yaptıran milletvekilleri arasında yer alan AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu da hem ekonomik, hem de demokratik anlamda reformları hızlı bir şekilde hayata geçireceklerini, ilk olarak halka söz verdikleri seçim vaatlerini yerine getireceklerini kaydetti.
Silvan'daki olaylarla ilgili bir soru üzerine Ensarioğlu, şu bilgileri verdi:
"Daha önce de Silvan'da 3 operasyon düzenlendi, bu dördüncü operasyon. Aslında Silvan'da 11 mahallenin üçünde planlı bir şekilde hazırlanmış bir takım şeyler bunlar. Bu defa çok daha kalabalık bir grup şeklinde girip örgütlü bir şekilde Silvan'da aslında bu görüntüler, bu ölümler, bu sokağa çıkma yasakları, tank görüntüleriyle Türkiye'de aslında bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Tamamen bilinçli. Yani bugüne kadar 30 yıldır dağda savaşan bir örgüt, bugün sokak aralarında işi ne, bugün sivillerin arasında işi ne, çoluk çocuğun arasında işi ne? Yani çoluk çocuğun, sivil insanların, sokakların aralarına şiddeti taşımakla neyi amaçladı. Kimse bunu sorgulamıyor. Tank ne işi var, helikopterin ne işi var, 11 gündür niye sokağa çıkma yasağı var, herkes bunu soruyor. Ama hiç kimse bu insanlar, sokak arasına niye şiddeti taşıdı, bu sivil insanların yaşamını, hayatını niye zora soktu, sivil ölümlere imkan verecek bir çatışmanın içine niye girdiler? Kendi insanına bu eziyeti niye yapıyorlar?"
"Bütün bunların hepsi Türkiye'de Suriye gibi, Irak gibi iç savaş görüntüsü verebilmek, mümkünse sivil insanları sıkıntıya sokarak, devlete karşı isyana zorlamak ve halkı ayaklandırmak gibi yeni bir stratejidir bu" ifadelerini kullanan Ensarioğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu stratejiye müsaade etmeyeceğiz. 11 gün çok uzun bir süre, hiçbir hükümet istemez, 11 günlük uzun bir sürede sokağa çıkma yasağı olsun. Ama sivil giyimli insanlar, sivil insanların arasında hendekleri kazarak, bomba tuzaklayarak, ellerinde roketlerle dolaşarak, okulları kapatıp camilere yerleşip orada devletin bu operasyonları yapmasını zaten amaçlıyorlardı. Hiçbir devlet bunu oturup seyretmez. Yani orada o operasyonları yapmak zorundadır."
Ensarioğlu, "Tankların görüntüsü bizim arzu ettiğimiz görüntüler değil. Türkiye'de askeri vesayete son veren ve Türkiye'de askeri kışlasına çeken bir iktidarın, bugün bu tankları sokaklara taşıması arzu ettiği bir şey olamaz. Ancak hafif zırhlı araçların, bombalı tuzaklarda polis ve asker ölümlerine sebep olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Daha dün Silvan'da bir asker ve bir polis şehit oldu. Siz mecburen ağır zırhlı araçlarla o operasyonları yürütmek durumunda kalıyorsunuz" diye konuştu.
Sivillerin zarar görmemesi için de helikopterlerle de yukarıdan görüntü alındığını aktaran Ensarioğlu, helikopterlerden ateş açılmasının ve bomba atılmasının söz konusu olmadığını belirtti.
AK Parti'nin ilk defa barışçıl yöntemlerle çözüm arayan bir parti olduğunu vurgulayan Ensarioğlu, "Ama birileri ısrarla sokak aralarına şiddeti taşıma gayreti içinde olurlarsa devlet kamu düzenini sağlamakla mükelleftir. Bir şekilde buna müsaade etmeyecek ve bunlar çok daha fazla uzun sürmeyecek. Kimse kaygılanmasın" dedi.
"Oradaki sivil vatandaşların temel gıda maddelerine ulaşmakta güçlük çektiği" iddiasının hatırlatılması üzerine Ensarioğlu, şunları kaydetti:
"Bunların hepsi yaratılmak istenen algının bir parçası. Ben her gün Sayın Vali beyle görüşüyorum. Silvan'da ekmek de dağıtılıyor, gıda dağıtımı için de gerekli şeyler yapılıyor. Ayrıca Kaymakamlığa ulaşıp gıda, yardım talep eden insanlara da bu yardımlar yapılıyor. Bunun dışında oralarda yaşamak istemeyip çoluk çocuğuyla 'İskan sağlansın' diyen insanlar da gerek oradaki lojmanlara yerleştirildiler, gerekse başka yerlerde kiraları ödenerek bunların iskanı da sağlanacak. Yardım talebinde bulunan herkese yardım edilecek."
Manisa Valisi Bektaş'ın sözleriyle ilgili değerlendirmesi sorulan Ensarioğlu, "Bunun bir vali tarafından açıklanması çok yanlıştır. Eğer böyle açıklamışsa. Hiçbir devlet yöneticisi, vatandaşı kategorize edemez. Bu ülkede yaşayan 78 milyon insan eşittir, eşit yurttaştır, eşit haklara sahiptir. Hiç kimse 'Bu daha makul vatandaş, bu daha itibarsız vatandaş' gibi bir tanımlamayı yapamaz. Hele idareciler hiç yapamaz" yanıtını verdi.
"Bundan sonra Kürt sorunun çözümünde nasıl bir şey göreceğiz, neyle karşılaşacağız?" sorusu üzerine Ensarioğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Güvenlik derken, siz vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamakla mükellefsiniz. Ama AK Parti Hükümeti'nin güvenlikçi politikaları önde tutan, önceleyen bir hükümet olmadığını herkes biliyor. Yani Türkiye'nin güvenlik politikalarından bugün demokratik yöntemlerin kullanıldığı, diyalog ve barışçıl yöntemlerle sorunları çözme iradesini gösteren iktidar AK Parti iktidarıdır. AK Parti iktidarıyla birlikte Türkiye bu işlerle tanıştı. Bizler güvenlikçi zihniyet taşıyan insanlar değiliz. Ama vatandaşın can ve mal güvenliği de iktidarı elinde bulunduranlardan sorulur. Bizler mükellefiz."
Ensarioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Toplum, Kürtler, sadece HDP'den, PKK'dan müteşekkil değil. Bizler de Kürt'üz, her türlü Kürt hassasiyetine sahibiz, Kürtlerin demokratik haklarının mücadelesini siyaseten veren insanlarız. Her Kürt, her Kürtlerin hakkını savunan PKK'lı veya HDP'li olmak zorunda da değil. Birçok farklı siyasi parti ve görüşler var. Siz Kürt sorununun çözümünde sadece PKK'yı, HDP'yi, muhatap alırsanız, onlar da istediği yöne bu işi götürür, istediği zaman durdurur, istediği zaman yürütür. Buna müsaade etmeyeceğiz. Bundan sonra tüm Kürtler, hatta tüm Türkler, hatta tüm Türkiyeliler, bu Çözüm Süreci'nin muhatabıdır, Türkiye'nin demokratikleşme sürecinin muhatabıdır. Ama şiddetin tarafı PKK'dır. Şiddetin tarafı her zaman eğer çözülecekse, çözüme katkı sunacaksa muhataptır."
-"Milletimize bütün gücümüzle, gayretimizle hizmet edeceğiz"
AK Parti Konya Milletvekili Hüsniye Erdoğan da "Biz vatanın gerçek neferleri olarak, gerçek sahipleri olarak huzurlardayız. Milli iradenin tecelli ettiği yerdeyiz, gururluyuz ve vatanımıza, milletimize en iyi hizmet edecek şekilde kendimizi hazır hissediyoruz. İnşallah yapacağımız çalışmalar hayırlı, bereketli olur" dedi.
Erdoğan, "Ben milletimize teşekkür ediyorum, bu gururu yaşattığı için. Şundan emin olsunlar ki biz milletimize bütün gücümüzle, gayretimizle, gecemizle, gündüzümüzle hizmet edeceğiz ve onları bu teveccühlerinden dolayı mahcup etmeyeceğiz" ifadesini kullandı.
Manisa Valisi Bektaş'ın açıklamasına ilişkin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, "Ben doğrusu haberi izleyemediğim için yorum yapmam doğru olmaz. İzlediğim zaman değerlendirmeyi uygun görürüm" yanıtını verdi.
- "Kadınlarımızı başörtülü, başörtüsüz şeklinde ayırmak doğru değil"
MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz da TBMM'deki kayıt işleminin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Partilerinin üzerinde çok ciddi bir şekilde algı operasyonu yapıldığını savunan Yılmaz, "İçeride ve dışarıdan MHP'siz bir parlamento hesabı yapıldı. Onun da ana nedenleri bellidir. İlerleyen süreçte hep beraber yaşayacağız. Ama biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ilelebet yaşaması için MHP 40 kişilik grubuyla üzerine düşen sorumluluğun gereğini her daim yerine getirecektir" diye konuştu.
Kamuoyunda genel başkan adaylığı için adı geçen kişiler ve kurultaya ilişkin bir soru üzerine Yılmaz, "MHP'nin kendi yetkili kurulları ortadadır, ülkücü irade ortadadır, bunun kararını verecek olan irade oradadır" değerlendirmesinde bulundu.
Silvan'daki olaylara ilişkin soruya da Yılmaz, "Şu anda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da kaybettiği devlet hakimiyetini, devletin yeniden almaya çalıştığı bir süreç yaşanıyor" yanıtını verdi.
Manisa Valisi Erdoğan Bektaş'ın, "Paralel Devlet Yapılanmasına yönelik operasyonda gözaltına alınan başörtülü bir zanlıya kelepçe takılmasıyla ilgili ifadeleri" konusundaki değerlendirmesi sorulan Yılmaz, "Şimdi bakın, bunlar çok çirkin ifade. Bir kere Türkiye'de kadınlarımızı başörtülü, başörtüsüz şeklinde ayırmak da doğru değil" dedi.
"Paralel Devlet Yapılanmasına" yönelik operasyonlar çerçevesinde masum insanlara da operasyon yapıldığını ileri süren Yılmaz, "Başörtülü, başörtüsüz şeklinde Türkiye kamplara bölünüyor. Bu kamplaşmayı da derinleştirecek açıklamalarda bulunmak da doğru değildir" ifadelerini kullandı.
Peşmerge'nin Sincar operasyonuyla ilgili bir soru üzerine de Yılmaz, Türkiye'nin Suriye politikasının başından beri yanlış olduğunu savunarak, terörün her türlüsüyle mücadele edilmesi ve üzerine kararlılıkla gidilmesi gerektiğini bildirdi.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer de kayıt işlemlerinin ardından, gazetecilerin partisindeki kurultay tartışmalarına ilişkin sorularını yanıtladı.
Kendisinin ve bir grup milletvekilinin ortak bir yazılı açıklama yaparak Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na desteklerini açıkladıklarını anımsatan Çakırözer, olağan kurultay süreci başladığı için olağanüstü kurultaya gerek olmadığını belirtti.
Eski Başbakan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Ali Babacan da Meclis'e gelerek kayıt işlemlerini yaptırdı.