Bahariye Mevlevihanesi'nde düzenlenen sempozyumun ilk oturumu yapıldı. Prof. Dr. Nihat Öztoprak başkanlığında yapılan oturumda, Topkapı Müzesi Başkanı Prof. Dr. Mustafa S. Küçükaşçı "Dünden Bugüne Kutsal Emanetler Dairesi", Dr. Tahir Güngör "Has Oda'da Görev Yapan Meşhur Şahsiyetler", Prof. Dr. Selçuk Mülayim "19. Yüzyıl'da Kutsal Emanetler", Prof. Dr. Süleyman Beyoğlu "Birinci Dünya Savaşı Sırasında Getirilen Kutsal Emanetler" başlığıyla birer tebliğ sundu.
Küçükaşçı, Topkapı Sarayı'ndaki kutsal emanetler bölümünün ilk defa Fatih Sultan Mehmet zamanında yapıldığını ve Yavuz Sultan Selim ile birlikte Harameyn'in Osmanlı idaresine girmesiyle birlikte kullanılmaya başladığını belirtti. Kutsal emanetler bölümünün geçmişten günümüze fotoğraflarını gösteren Küçükaşcı, bu bölümün hiçbir zaman önemini kaybetmediğine vurgu yaparak, "Saray'da bir kelimenin başında has gördüğünüz zaman onun padişaha ait olduğunu anlarsınız. Osmanlı padişahları da III. Murat'tan itibaren her türlü töreni mutlaka bu dairenin içinde yapmaya büyük bir ehemmiyet vermişler. II. Mahmut'tan itibaren de bir anlamda Osmanlıların sembolik anlamda en önemli merasim yeri olarak öne çıkmış."diye konuştu.
Küçükaşçı, Topkapı Sarayı'nın 1924'te Bakanlar Kurulu kararı ile müzeye dönüştürülmesinin ardından kurulan Tahrirat Komisyonu'nun, 1517'den itibaren toplanan bu emanetlerin hiçbirinin eksik olmadığını tespit ettiğini kaydetti.
Dr. Tahir Güngör, "Has Oda'da Görev Yapan Meşhur Şahsiyetler" tebliğinde ise Osmanlı saray teşkilatının en önemli kurumlarından biri olan Enderun'un devletin idare ve askeri kadrodaki kalifiye eleman ihtiyacını karşılamak üzere kurulmuş bir eğitim ve öğretim müessesesi olduğunu söyledi.
Enderun'un en önemli kısmının Has Oda olduğuna dikkati çeken Güngör, şunları kaydetti:
"Has Oda ilk defa Fatih Sultan Mehmet zamanında kurulmuş. Bu odada verilen eğitimin asıl amacı devlete idarecilik yapacak personelin teoriden ziyade pratik olarak yetişmesidir. Bu açıdan bakıldığında Has Oda devletin yönetici sınıfının yetiştirilmesine çok önemli bir misyona haizdir. Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı ilhakının ardından kutsal emanetlerin bir kısmını İstanbul'a getirerek Has Oda'ya yerleştirmesi sonucu burada birtakım değişikliklere gidilmiş. Fatih zamanında 32 olan mevcut görevli sayısı 40'a çıkarılmış ve bazı misyon ve sorumluluklar yüklenmiştir. Bunlardan bir tanesi de Has Oda'da Emanet-i Mukaddesatın bakımı bu kişilere tevdi edilmiştir. Yavuz Sultan Selim'den sonra 40'lar diye anılan Has Odalıların yetki ve sorumlulukları artmıştır. Burada görevini yerine gerektiği gibi getirmeyenlere çeşitli cezalar verilmiştir. Has Oda'da görev yaparak padişaha ve Emanet-i Mukaddesata hizmet etmek bütün Enderun halkı açısından büyük bir şeref olarak görülmüştür. Enderun'un diğer odalarından Has Oda'ya yükselebilmek için büyük bir çaba içinde olmuşlardır. "
Güngör, tebliğinde Has Oda'da görev yaparak sadrazamlığa kadar yükselen Pargali İbrahim Paşa, Sokullu Mehmet Paşa, Siyavuş Paşa, Çorlulu Ali Paşa, Karavezir Mehmet Paşa ile yine bu odada yetişen Abdurrahman Abdi Paşa, Silahtar Fındıklılı Mehmet Ağa ve Has Odabaşı Behruz Ağa'nın hayatları hakkında bilgi verdi.
Konuşmaların ardından katılımcıların sorularının cevaplandırılmasıyla sempozyumun ilk bölümü sona erdi.
Prof. Dr. Mustafa S. Küçükaşcı'nın başkanlığını yaptığı sempozyumun ikinci oturumunda ise, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Toptan "Mukaddes Emanetlere Dair Bir Literatür Denemesi", Yrd. Doç. Dr. Ahmet Önal "Osmanlı Saray Merasimlerinde Mukaddes Emanetler ve Mukaddes Emanetler Dairesi", Dr. Nusret Gedik "Mehmet Münir Ayıntabi ve Asarü'l Hikem Fi Nakşi'l Kadem Adlı Eseri", Prof. Dr. Handan Öztoprak "Nal'i Resul'un İstanbul'a Getirilişi", Prof. Dr. Fatih Andı "Hz. Peygamber'in Mukaddes Emanetlerinin Türk Edebiyatındaki Yansımaları" başlıkları tebliğleri sundu.
Sempozyum öğleden sonra da iki oturumla devam edecek.
Aynı yerde düzenlenen sergide ise hüsn-i hat sanatçıları Hasan Çelebi, Ferhat Kurlu, Faruk Dinçer Eratlı ve Ayşegül Tekmen, tezhib sanatçıları Mamure Öz, Mustafa Çelebi, Serap Bostancı ve Hacer Sönmez, ebru sanatçıları Hikmet Barutçugil, Alparslan Babaoğlu'nun yanı sıra, minyatürde Özcan Özcan ve Gülçin Anmaç, kalem işinde Semih İrteş ve Kaya Üçer, sedef sanatında Salih Balakbabalar, cilt dalında Ali Kunduracıoğlu ve Serra Güney, mozaikte ise Meyçem Ezengin'in eserleri sanatseverlerle buluşacak.
Geleneksel sanat dallarından 40 eserin görülebileceği sergi, 16 Mayıs'a kadar ziyarete açık olacak.