Ödülünü almak üzere Stockholm'da bulunan Sancar'ın verdiği konferansa, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu, Türkiye Sağlık Enstitüleri (TÜSEB) Başkanı Fahrettin Keleştemur, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar ile İsveç'te yaşayan çok sayıda Türk vatandaşı katıldı.
Kanser alanındaki çalışmaları ve "Sirkadiyen saat (ritmik saat)" buluşu ile tanınan Sancar, konferansta yaptığı konuşmada, kanser mekanizmasının 5-10 yıl içinde çözüleceğini söyleyerek, günümüzde kanser tedavisinde kullanılan ilaçların büyük çoğunluğunun kanser hücrelerinden önce DNA onarım merkezini yok ettiğini ve bu durumun önüne geçmek için de çalışmalarda bulunduklarını bildirdi.
Ritmik saat konusunda önemli bir buluş yaptıklarını dile getiren Sancar, bunun, DNA onarımını kontrol ettiğini ifade etti. Sancar, DNA onarımının günün belli saatlerinde artış, belli saatlerde de düşüş gösterdiğini belirtti.
Amaçlarının, vücuttaki DNA onarımının minimum olduğu zamanı tespit edip, kanserli hücrelere ilaç vererek, bu hücrelerin ölmesini sağlamak olduğunu belirten Sancar, "Hedefimiz DNA onarımının ne zaman en aza indiğini ve ne zaman en yükseğe çıktığını belirleyerek DNA onarımı potansiyelinin en az olduğu zaman ilaç tedavisi uygulayarak hem ilacın etkisini çoğaltmak hem de yan etkileri azaltmak" ifadelerini kullandı.
- "Milli gururumuz"
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu, konferans öncesi AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sancar'ın pozitif bilimlerde Nobel ödülünü alan ilk Türk olarak tarihine geçtiğini hatırlatarak, "Prof. Dr. Aziz Sancar milli gururumuz" dedi.
Kavranoğlu, "Sayın Sancar, Anadolu coğrafyasında bulunan Mardin'de doğmuş, TÜBİTAK burslarıyla yurt dışına gitmiş, doktorasını yapmış bir Türk bilim adamı olarak milli kimliğine, kültürüne yabancılaşmadan Türkiye'yi buralarda temsil ediyor" diye konuştu.
Bu arada Sancar'ın ceketine Türk bayrağı rozeti iliştirmiş olması dikkatleri çekti.
Prof. Dr. Aziz Sancar, hücrelerin hasar gören DNA'ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde 2015 Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştı.