Dolar

34,3374

Euro

37,4620

Altın

3.028,03

Bist

8.629,49

Öğretmenlerin FETÖ davası başladı

Adana'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından yürütülen soruşturma kapsamında 9'u tutuklu 34 sanığın yargılanmasına başlandı.

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-03-03 15:05:15

Öğretmenlerin FETÖ davası başladı
Adana'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin ardından yürütülen soruşturma kapsamında 9'u tutuklu 34 sanığın yargılanmasına başlandı.

FETÖ'nün 15 temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturma kapsamında telefonlarında örgütün haberleşme programı ByLock bulunduğu, örgüte üye oldukları, Bank Asya'da hesap hareketliliği tespit edildiği ve örgütün sendikasına üye oldukları iddia edilen ve haklarında 15'er yıl istenen 9'u tutuklu 34 sanığın yargılanmasına Adana 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı.

Tutuklu sanıklar savunmalarını Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEBGİS) ile yaparken tutuksuz sanıklar da salonda hazır bulundu. Sanıklardan hiçbiri örgüt üyeliği suçlamalarını kabul etmedi.

Tutuklu sanıklardan Numan Sönmez hayatını eğitime adamış bir insan olduğunu öne sürerek, "ByLock programının ismini ilk defa açığa alındıktan sonra Eğitim-Bir-Sen sendikasında yapılan bilgilendirme seminerinde duydum. Kullanmadığım için bana kimse referans olmadı. Maddi imkansızlıklardan dolayı avukat tutamadım. Şu anda kendi kendimi savunuyorum, beni savunacak kimse yok" diye konuştu.

Tutuklu sanıklardan Nurhan Erdal ise hakkındaki By-Lock iddialarını kabul etmeyerek, "Benim kendime ait 2 numaram vardı. Kullandığım telefon hattının birisi benim adıma kayıtlıydı. Tam olarak ne zaman hat aldığımı hatırlamıyorum. Yaklaşık 8 ay önce eski nişanlım Emre Kılıçarslan beni rahatsız ettiği için ilk hattımı kapattım. By-Lock programını hiç kullanmadım, nasıl kullanıldığı hakkında bilgim yoktur. Emniyetteki sorgumda öğrendim ByLock'u. Bank Asya'ya da eski nişanlımla düğün alışverişi için para yatırmıştık" ifadelerini kulladı.

Tutuksuz yargılanan Zehra Günaydın da hakkındaki iddiaları yalanlayarak "Ben 23 yıllık biyoloji öğretmeniyim. Vatanıma milletime bağlı olarak bugüne kadar görev yaptım. Hakkımdaki By-Lock iddialarını tamamen reddediyorum. Telefonumda Whatsapp, Facebook gibi programlar vardı. ByLock asla yüklemedim. Birileri benim adıma yüklemişse de davacıyım, şikayetçiyim" dedi.

Tutuklu sanıklardan Orhan Bilimli de 10 yaşındaki oğlunun kendisini hapishanede bilgi teknolojileri dersi verdiğini sandığını anlattı.

Tutuklu sanıklardan Kaşif Candan ise Fetullah Gülen'in dershanelerinde en uygun maaşı aldığı için çalıştığını kaydederek, "Zorunlu olarak maaşımızdan Zaman Gazetesi için para kesiliyordu. Fırsat buldukça bu aboneliği iptal ettiriyordum. Kendi adıma Bank-Asya hesabım vardı. Maaşım da buraya yatıyordu. Fetullah Gülen'in çağrısı olduğunu duydum fakat bankaya para yatırmadım. Param da yoktu. Olsaydı da zaten yatırmazdım" diye kendisini savundu.

Stajyer avukatlardan sorumlu abla olduğu iddia edilen tutuklu sanık Felsefe öğretmeni Kezban Bayram da "Benim stajyer avukatlardan sorumlu abla olduğum, sohbet adı altında Fetullah Gülen'in ve örgütünün propagandasını yaptığım hakkındaki iddiaları kabul etmiyorum. Hakkımdaki abla görevini bir hakaret olarak kabul ediyorum" dedi.

Tutuklu sanıklardan imam-hatip çıkışlı öğretmen Turgut Topal'a da telefonunda By-Lock tespit edildiği ve evinde yapılan aramalarda Fetullah Gülen'e ait 'minberden yükselen ses' isimli CD bulunduğu iddiaları soruldu. CD'nin varlığını kabul eden Topal, "Öğretmenliğe başlamadan önce Diyanet İşleri Başkanlığı'nda imam olarak görev yapıyordum. 2011 yılında ise kurumlar arası geçiş yaparak Milli Eğitim bünyesinde öğretmen olarak atandım. Evimde bulunan FETÖ'ye ait CD'lerden başka çeşitli vaaz ve hitap CD'leri vardı. Ben bu CD'leri meslekte tecrübe edinebilmek açısından, halka nasıl hitap edilir, nasıl vaaz edilir onu öğrenmek için yararlanıyordum. Telefonumdaki By-Lock iddialarını kabul etmiyorum, yüklemedim. Darbe girişimi öncesinde ve sonrasında bu örgütle ilgili bir şahısla irtibatım olmadı. Biz soy ve aile olarak vatanına milletimize bağlıyız. Evli ve 2 çocuk babasıyım. Çocuğumun adı Recep Tayyip'tir. Sevmeseydim oğluma bu ismi vermezdim" şeklinde konuştu.

Duruşma devam ediyor.

Haber Ara