Rektörlük makamında yapılan devir-teslim töreni ile OMÜ'de Prof. Dr. Sait Bilgiç dönemi başladı. Halefini çiçekle karşılayan Prof. Dr. Hüseyin Akan'ın duygulu anlar yaşadığı gözlendi. Bu tür görevlerin gelip geçici olduğunu belirten Akan, bu yükün artık Bilgiç'in omuzlarında olduğunu söyledi ve başarılar diledi. Görevi devralan Prof. Sait Bilgiç ise Akan'a hizmetlerinden dolayı teşekkür etti.
"Bu kurumu iyi tanıdığımı düşünüyorum"
ÖMÜ'nün önemli bir kurum olduğunu söyleyen OMÜ Rektörü Prof. Dr. Sait Bilgiç, "Bu emaneti kurum olarak, çalışanlarımız olarak bana teslim edilmiş değerli bir emanet olarak teslim aldığımı ve bunu hakkıyla koruyacağımı, gece ve gündüz demeksizin çalışacağımı bilmenizi isterim. Burada sadece rektörün çalışması ve duruşuyla bir başarı yakalamak mümkün değil. Bu üniversitenin bütün çalışanları bu işe canı gönülden heyecanla sarılmadıkça belli bir noktaya varamayacağımızı düşünüyorum. Bu iş gerçekten sorunluluk gerektiriyor. Bu kurumda 29 yıllık bir geçmişi olan biri olarak burayı iyi tanıdığımı düşünüyorum" dedi.
"Samsun ve ülkemizin beklentileri büyük"
Samsun'un beklentilerini karşılayacak açılımlar ve adımlar atacaklarını söyleyen Rektör Bilgiç, "Üniversitenin Samsun için ne kadar önemli bir kurum olduğunu bir ekiple çalışacağız. Üniversitemizin, 50 bin öğrencisi, 6 bine yakın çalışanı, döner sermaye ile beraber 700 milyon liraya yakın bütçesi olan bir üniversitedir. Üniversitemiz çok çok büyük kurum. Bu kurumdan Samsun ve ülkemizin beklentileri büyüktür. Bu beklentileri karşılamak boynumuzun borcudur. Samsun'un beklentisi olan kaliteli bir üniversiteyi, adı Türkiye'de ön sıralarda olan, saygı duyulan, güvenilen bir üniversite olacağından emin olsunlar" diye konuştu.
"Hainler hariç!"
Hiçbir insanının zarar görmesini istemediklerini ifade eden Bilgiç, Yıllarca emek verilen devletin masraf ettiği zaman harcadığı insanlarının bir çırpıda kenara itilmesinden asla gönlümüz razı olmaz. Ama bir milletin varlığını sürdürebilmesi, vatan dediği bir toprağa sahip olması, kanlarıyla sulanmış bir toprağa sahip olması, o topraklar üzerinde dalgalanan milyonlarca şehidin kanını temsil eden istikbal ve istiklalimizin temsilcisi olan bayrağımızın dalgalanması için hainlerin fırsat bulmayacağı şekilde birbirimize sıkı sıkı sarılmamız gerektiğini bilmenizi istiyorum. Bu değerleri taşıyabilmek içimizdeki hainlerin varlığına son vermek ve onlara fırsat vermemekle mümkündür. Biz bu gün sadece bunları dilemekten ibaret bir konumda değiliz. Devletin bu güveni taşıyarak bize teslim ettiği bu kurumda da varsa hain bunların üstesinden gelmek için elimizden geleni yapacağımıza emin olun. FETÖ'nün içinde olmak, bu örgüte şu veya bu şekilde destek veriyor pozisyonda olmak, dün yanımızda kardeşimiz gibi duruyor olsa, komşumuz olsa, mesai arkadaşımız olsa buna göz yummamız, müsamaha göstermemiz asla ve asla mümkün olmayacaktır. Bugün FETÖ'dür, PKK'dır yarın başka bir adla olabilir. Biz beyni hür özgür bir şekilde bu vatana samimiyetle gönül bağıyla, inançla bağlı insanların haklarını sonuna kadar koruyacağız. Hiç bir fikir ayırımı, hiçbir farklılık onların haklarının korunmasının önünde engel olmayacaktır. Bundan herkes emin olsun. Hainler hariç! Ben bu güne kadar aldığım hiç bir görevde 'yapıyormuş' gibi davranmadım. Ne gerekiyorsa onu yaptım. Bugün içinde ne gerekiyorsa onu yapacağız" şeklinde konuştu.