OPET'ten yapılan açıklamaya göre, Çanakkale Gelibolu Yarımadası'nda 2006 yılından bu yana devam eden "Tarihe Saygı Projesi" ile büyük bir değişim yaratan OPET, "Uluslararası Troya Yılı" nedeniyle Çanakkale'deki çalışmalarına devam ederek geçen yıl Troya bölgesinde yer alan Tevfikiye köyünü arkeo-köy'e dönüştürdü.
Anadolu'nun kadim değeri olan Troya'nın dünyaya tanıtılması için uluslararası ölçekte başlatılan kültür ve turizm hamlesine destek veren OPET, bir yıl boyunca bölgede yürüttüğü çalışmaları uluslararası platforma taşıdı.
Türkiye'de "Kurumsal Sosyal Sorumluluk" konusunda öncü kimliğiyle tanınan ve "OPET Bilinçli Toplum Projeleri"nin lideri OPET Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk, Troya bölgesinde yer alan Tevfikiye köyünün geçirdiği değişimi UNESCO'nun Paris'teki merkezinde düzenlenen konferansta anlattı.
1998 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine giren Troya arkeolojik alanının konu edildiği ve UNESCO nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Altay Cengizer'in ev sahipliğinde gerçekleşen konferansa, Öztürk'ün yanı sıra UNESCO Dünya Miras Komitesi Avrupa ve Kuzey Amerika Bölgesi Birim Başkanı Dr. Isabelle Anatole-Gabriel ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nden Prof. Dr. Rüstem Aslan da katıldı.
Türkiye'nin tanıtımı için büyük önem taşıyan konferansı UNESCO büyükelçileri, Fransız üniversitelerinden tarihçi, sosyolog ve akademisyenler, iş insanları, basın mensupları ve çok sayıda davetli izledi.
- "Projemiz tüm dünyaya model olsun"
Açıklamada konferanstaki değerlendirmelerine yer verilen OPET Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk, Çanakkale Gelibolu Yarımadası'nda 13 yıldır yürüttükleri "Tarihe Saygı Projesi" ile bölgenin tarihine sahip çıkmaya devam ettiklerini belirterek, "UNESCO'nun Troya bölgesine desteğinin 20'nci yılı olması nedeniyle Uluslararası Troya Yılı ilan edilen 2018'de, bölgede hayata geçirdiğimiz çalışmaları tamamladık. Tevfikiye köyünü gelecek nesillere taşıyacak çalışmalara imza atmaktan ve bu çalışmaları böylesine önemli, uluslararası bir platformda anlatmaktan büyük gurur duyuyoruz." ifadelerini kullandı.
Troya bölgesine en yakın yerleşim yeri olan Tevfikiye köyünün fiziksel ve sosyal değişimine yönelik çalışmalara değinen Öztürk, şunları kaydetti:
"Troya, dünyanın yakından tanıdığı bir destanlar kenti. Tevfikiye ise 5 bin yıllık kültürel bir devamlılığın izlerini taşıyor. Tevfikiyelilerin, yani son Troyalıların yaşadığı ve bu köyde tarihin izlerini yaşatmak, antik kenti ziyaret edenlerin köyde vakit geçirmesini, mola vermesini sağlamak öncelikli hedefimizdi. Projemize başlarken köy halkının beklentilerini anlamak, sosyoekonomik ve demografik bilgilerini öğrenmek amacıyla bir anket çalışması yaptık. Onların görüşleri ile şekillenen projemizin temelini yine eğitim ile attık. Köylülerimizin bilinçlenmesini, iş sahibi olmasını ve sosyal yaşam kalitelerinin artmasını amaçladık. Takı tasarımından İngilizceye, hijyen kurallarından pansiyonculuğa kadar pek çok değişik konuda eğitim verdik. Aynı zamanda yaşadıkları toprakların değerini anlamalarını, öğrenmelerini ve anlatmalarını sağlamak üzere tarih bilgilerini tazeledik. İş kurmalarını sağlayacak şekilde restoran, pansiyonculuk, kahve ya da organik gıda ürünleri satışı için eğitimler verdik, satış stantları oluşturduk.
Projenin takibi ve köy halkının projeye desteğini sağlamak amacıyla yöreye gelenleri aydınlatmak amacıyla Troya'nın arkeolojik mirasından yola çıkarak köyümüzü fiziksel bir değişimle Troya VI dönemi mimarisi ile donattık. Var olan binalara Troya döneminin izlerini taşıyan görsel düzenlemeler yaparak restore ettik, ziyaretçilerin hayal gücünü çalıştırmaya, canlandırmaya çalıştık. Tarihi bölgelere, antik kentlere yapılan ziyaretlerde hep merak edilen 'ne yiyorlardı' sorusuna cevap aradık. O dönem yetişen sebze, meyve ve tüketilen gıdaları araştırarak bir Troya menüsü oluşturduk. Troya-Tevfikiye köyü ve müze üçgeni içinde köyün değişimi bizi dünyada belki de ilk kez yapılan arkeo-köy modelini geliştirmeye itti. Dileriz ki bundan sonra tüm tarihi alanlarda bu tür hayal gücünü canlandıracak açık hava müzeleri yapılsın, projemiz tüm dünyaya model olsun."
- "Medeniyetler resmi geçidine tanıklık etmektedir"
Troya Ören Yeri Kazı Başkanı Arkeolog Prof. Dr. Rüstem Aslan da "Avrupa uygarlığının gelişiminin erken dönemindeki kritik bir evrede nasıl ilerlediğini anlamak bakımından muazzam bir önem taşıyan Troya arkeolojik alanı, 3 bin yılı aşkın kesintisiz bir yerleşimler zincirini belgelemekte ve bir medeniyetler resmi geçidine tanıklık etmektedir." ifadelerini kullandı.
Troya'nın Anadolu, Ege ve Balkan kültürlerinin buluştuğu bir noktada yer almasının bu 3 uygarlığın birbirleriyle ilişkilerinin belgelenmesinde ona daha da büyük bir önem kazandırdığını vurgulayan Aslan, şunları kaydetti:
"Troya prehistorik dönemin en meşhur ve en önemli kentlerinden biridir. Troya'da ve Troas bölgesinde yürütülen araştırma ve kazılar bölgede 8 bin yıldır yerleşim olduğunu göstermektedir. Troya Arkeolojik Alanı, 4 bin yıllık bir geçmişe sahiptir. Son 150 yıla yayılan 40 ayrı kazı faaliyeti kale ve aşağısındaki kentin geçmiş yerleşimlerinin birçok özelliğini gün yüzüne çıkarmıştır."
Aynı zamanda bir tarihçi de olan UNESCO nezdindeki Daimi Temsilci Büyükelçi Altay Cengizer ise tarih bilincinin bir ülkede yerleşmesinin kalkınma ve ilerleme hedefleriyle doğrudan ilintisi olduğunun ortaya konulmuş olduğunu belirterek, OPET'e bu doğrultuda sürdürdüğü gayretleri için teşekkür etti.
Cengizer, konferansa bilim ve arkeolojiyle ilgili nitelikli Fransız çevrelerinden de oldukça yüksek katılım olduğuna dikkati çekerek, bu faaliyetin UNESCO'da da büyük ilgi uyandırdığını aktardı.
UNESCO Dünya Miras Komitesi Avrupa ve Kuzey Amerika Bölgesi Birim Başkanı Dr. Isabelle Anatole-Gabriel ise Türkiye'nin dünya mirası listesinde yüzde 30'luk payı olduğuna işaret ederek, bu payın Türkiye açısından çok önemli olduğunu vurguladı.
- Troya Tevfikiye Arkeo-Köy Projesi
Çanakkale Gelibolu Yarımadası'nda 2006 yılından bu yana yürüttüğü "Tarihe Saygı Projesi" ile tarihi yarımadada büyük bir değişim yaratan OPET, "2018 Uluslararası Troya Yılı"nda tarihi, mitolojik, kültürel ve doğal güzellikleri ile öne çıkan ve Troya ören yerine en yakın yerleşim yeri olan Tevfikiye köyünün fiziksel ve sosyal değişimini içeren çalışmalarını tamamladı.
Çanakkale Valiliği ile 21 Kasım 2017'de imzalanan protokol ile başlayan proje ile Tevfikiye köyü, Troya dönemini yaşatan atmosferi, binaları, figürleri, tarihi ve mitolojik değerleri ile açık hava müzesi niteliğinde arkeo-köye dönüştürüldü.
OPET Tevfikiye arkeo-köyün, dünyanın yakından tanıdığı, destanlarla anılan ve ülkemizin sahip olduğu en önemli tarihi miraslardan biri olan Troya Antik Kenti'ne yapılan ziyaretler sırasında mola verilen, gezilen, organik sebze-meyve, hediyelik eşya alışverişinin yapılabileceği ve Troya tarihinden izler taşıyan bir köy haline getirilmesi amaçlandı.
Köyün bir yandan restorasyonu devam ederken, diğer yandan da Çanakkale Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü iş birliğiyle farklı başlıklarda kurslar başlatıldı ve bölgede sosyal yaşam kalitesi yükseltildi. Tevfikiye, bölgeye gelen yerli ve yabancı ziyaretçilere en iyi hizmeti verebilecek duruma getirildi.