İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki salonda yapılan duruşmada, iki numaralı sanık İlyas Mamaşaripov, savunmasını tercüman aracılığıyla yaptı.

Reina katliamından önce Başakşehir'deki evde Abdülkadir Masharipov ve ailesi ile 15 gün kaldığını anlatan Mamaşaripov, emniyette kötü muameleye maruz kaldığını öne sürdü.

Bunun üzerine araya giren Mahkeme Heyeti Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, "Burası şikayet yeri değil. Emniyetteki ifadeni reddediyorsan reddet. Burada baskı yapan yok. Neler olduğunu anlatabilirsin." dedi.

Mahkeme Başkanı Dağ'ın Başakşehir'deki evde Masharipov'un eşi ve çocuğunun gitmesinin ardından orada ne kadar kaldığını sorması üzerine, orada 1 saat kaldıklarını, daha sonra da "Haydar" isimli birinin evine gittiklerini söyledi.

Mahkeme başkanının, evi neden boşalttıklarını sorması üzerine, sanık Mamaşaripov, Abdülkadir Masharipov'un eşini ve çocuğunu götüren "Ebu Halid"in kendisine de zarar gelebileceğini söylemesi nedeniyle evi boşalttıklarını öne sürdü.

- "Evlendikten sonra aşırı örgütlere eğilimi başladı"

Duruşmaya SEGBİS'le bağlanan saldırıyı gerçekleştirdiği belirtilen Abdulkadir Masharipov'un eşi Zarina Nurullayeva da savunmasını Türkçe yapmak istediğini söyledi.

Eşiyle 2012 yılında evlendiğini anlatan Nurullayeva, tek suçunun eşi Masharipov'la evli olması olduğunu ileri sürdü.

Tutuklanmasının tek sebebinin eşinin işlediği suç olduğunu öne süren Nurullayeva, "Eşimle evlenirken, o hiçbir suça karışmamıştı. Daha sonra aşırı örgütlere eğilimi başladı." dedi.

Nurullayeva, olaydan 3-4 gün önce eşinin "Ben gelmezsem bir arkadaşım gelecek, sizi alacak, bir eve götürecek" deyip ayrıldığını ve bir daha dönmediğini iddia etti.

Savunmasının devamında eşini ondan sonra hiç görüp görmediği yönündeki bir soruya sanık Nurullayeva, "31 Aralık 2016'da eve gelip pazar alışverişimizi yaptı. Ne yaptığını sorduğumda 'sonra konuşuruz' deyip gitti. Bir daha görmedim." yanıtını verdi.

Nurullayeva, 1 Ocak 2017'de kaldıkları eve gelen bir kişinin kocası tarafından gönderildiğini söyleyip başka bir yere götüreceklerini anlattığını aktararak, "Kocam daha önce bahsettiği için ona güvendim. Pendik'te bir eve gittik. Bu kişi ayrıca bana kocamın öldüğünü söyledi. Çok ağladım, bir süre sonra da ölmediğini söyledi." dedi.

- "Oğlumu zorla aldılar"

Pendik'teki adrese 2 gün sonra gelen ve eşinin arkadaşı olduğunu söyleyen kişilerin oğlu Muhammed'i zorla aldığını savunan Nurullayeva, "Tüm ısrarıma rağmen 'babasına götüreceğiz' diyerek aldılar çocuğumu. Halen nerede olduğunu bilmiyorum." diye konuştu.

Nurullayeva, gözaltına alındığı 7 Ocak'a kadar iki adres daha değiştirdiğini dile getirerek, bu süre zarfında eşinden hiç haber almadığını iddia etti.

- Düzgün Türkçesi şaşırttı

Saldırıyı, gözaltına alındığı sırada polisten öğrendiğini öne süren Nurullayeva, "Bu ülkede yaşamayı seviyorum. Başka ülkeye gitmeyi düşünmüyorum. Tahliyemi talep ediyorum." diye konuştu.

Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, "Doğrusu bizi şaşırtacak kadar iyi Türkçe savunma yaptın." dedi.

- "DEAŞ'a biat etmek istediğini söylemişti"

Savunmasının ardından çapraz sorgusuna geçilen Nurullayeva, mahkeme başkanının "Eşin Afganistan'da çatışmalara katılmış, DEAŞ'a biat ettiği yönünde bilgin var mı?" sorusuna, "Bir, iki defa bana bu terör örgütünden bahsetti. Biat etmek istediğini söylemişti. Aradan zaman geçti, bunu unuttuğunu düşündüm." yanıtını verdi.

Türkiye'ye kaçak yollarla geldikten sonra bir süre Konya'da kaldıklarını anlatan Nurullayeva, "Annemle konuşuyordum. Annem İstanbul'a geleceğini söylüyordu. Ben de annemi uzun süre görmemiştim, eşime 'İstanbul'a gidelim' dedim. Kocam benim yüzümden İstanbul'a döndü." ifadelerini kullandı.

Sanık Zarina Nurullayeva, mahkeme başkanının "Suriye'ye hiç gitmek istedin mi?" sorusuna, "Ben hiç gitmek istemedim ama eşim Suriye'ye gitmek istediğini birkaç kere söylemişti" cevabını verdi.

Eşinin ne zaman nereye gideceğini, nerede çalıştığını, nasıl para kazandığını kendisine hiç anlatmadığını öne süren Nurullayeva, kendisinin de bu nedenle ona hiç soru sormadığını iddia etti.

Mahkeme Başkanı Dağ'ın, "Kocanı 4 gündür görmüyorsun. Neden polise 'kocam kayıp' diye ihbar etmedin" şeklindeki sorusu üzerine Nurullayeva, o zaman Türkçe bilmediğini ve cep telefonunun olmadığını söyledi.

Üye hakimin, eşinin başka bir kadınla daha imam nikahıyla evlendiğini bilip bilmediğini sorduğu sanık Nurullayeva, bundan emniyette haberdar olduğunu savundu.

Ele geçirilen bir videoda, eşi Abdülkadir Masharipov'un veda videosunda oğlunun da büyüdüğünde kendisi gibi "istişhad" eylemi yapması tavsiyesinde bulunduğunu, bunun ne demek olduğunu bilip bilmediği sorulan Nurullayeva, "Bu video evin içinde çekildi. Sıradan aile videosuydu, ben çektim. İstişhad, benim bildiğim kadarıyla Filistin'deki Hamasları anlatıyor." dedi.

İstişhad, kelimesinin intihar bombacısı olup olmadığının sorulması üzerine, sanık Nurullayeva, bilmediğini ileri sürdü.

- "Zaman zaman 'şehit olmak istiyorum' diyordu"

Nurullayeva, "Kocanın intihar eylemi gerçekleştireceğini söylediği oldu mu?" sorusuna, "Zaman zaman 'şehit olmak istiyorum' diyordu." cevabını verdi.

İddianamede yöneltilen suçlamalara ilişkin de Nurullayeva, "Kod ismim yok. Kaçak yaşadığım için gözaltına alınırken polislere isminin 'Fatma' olduğunu söyledim." dedi.

Nurullayeva'nın savunma ve çapraz sorgusunun ardından söz alan bir müşteki avukatı, tutuklu sanık Abdülkadir Masharipov'a oğlunun kimler tarafından götürülüp nerede olduğunu bilip bilmediğinin sorulmasını istedi.

- "Ebu Cihad'a çocuğumu almasını söylemiştim"

Mahkeme başkanının onayıyla söz konusu soruya cevap veren Masharipov, "Oğlumu kimin aldığını bilmiyorum. Suriye'deki Ebu Cihad'a çocuğumu almasını söylemiştim. Çok gürültü yapar diye 'benim yanıma getirme' demiştim." ifadelerini kullandı.

Duruşma, diğer sanıkların savunmalarıyla sürüyor​.