ODD Genel Koordinatörü Erce, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, bu yılın ilk 7 ayında yaklaşık yüzde 50 büyüyen otomotiv pazarı için senenin geri kalan kısmının biraz daha belirsiz göründüğünü ifade etti.
Bu belirsizliğe neden olan iç ve dış nedenler bulunduğuna işaret eden Erce, dışarıdaki en büyük gelişmenin ABD Merkez Bankası'nın (Fed) eylül veya aralık ayındaki faiz artırımı olduğunu, bunun gelişmekte olan pazarları ister istemez olumsuz etkileyeceğini dile getirdi.
Bölgede devam eden jeopolitik sıkıntıların ve ülke içindeki koalisyon ve yeni seçim sürecinin de bir belirsizlik oluşturduğunu ifade eden Erce, "Bundan sonra ağustos ayının da geçtiğini düşünürsek, 'Eylülün başından itibaren daha zorlu bir süreç bekliyor' düşüncesiyle şu ana kadar, özellikle de senenin ilk 6 ayı daha öngörülebilir değerlendirildi herkes tarafından. İstanbul Autoshow fuarımızın da olumlu etkisini yaşadık. Dolayısıyla bu sene beklentilerin bir miktar üzerinde pazarla ağustos ayına kadar geldik. Ama bundan sonra yılın kalan kısmının çok kolay olacağını düşünmüyorum" diye konuştu.
Şu anda 2015 yılı için otomotiv pazarı tahminlerinin 900-950 bin arasında olduğunu aktaran Erce, eğer bir erken genel seçim söz konusu olursa pazarın 900 bin civarına, hatta bunun bir miktar altına kayabileceğini dile getirdi.
Hayri Erce, daha öngörülebilir değerlendirilen yılın ilk döneminde "Fed faiz artırmaya başladığında veya seçimlerin tekrarı söz konusu olursa kurlar artabilir, faiz yükselebilir" düşüncesiyle satışların bir miktar öne çekildiğini aktardı.
Otomotiv pazarındaki satışlarda 7-8 ayda baz etkisiyle bir artış yaşandığını ve bunun etkisiyle bu senenin zaten olumlu kapanacağını belirten Erce, "Ama senenin son çeyreğinde özellikle de seçime gidilirse ve Fed'in faiz artırımı da söz konusu olursa, bu kesinlikle senenin ilk yarısına göre daha zor bir süreç bizi bekliyor demektir" ifadelerini kullandı.
- "Şu andaki konjonktürel sıkıntı geçici bir belirsizlik"
Erce, bir soru üzerine, toplu taşıma yatırımlarının artmasının gelişmiş ülkelerde otomobil pazarı üzerinde bir durgunluk yaratabildiğini, çünkü bu pazarların zaten bir doygunluk noktasında bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bizde öyle bir şey söz konusu değil. Zaten nüfusun yaş ortalaması 30'un altında. İnsanlar için bir otomobil sahibi olmak hala bir statü ve keyif. Burada duygusal yaklaşımlar çok önemli. Toplu taşıma araçlarının kullanılırlığı artsa da insanlar yine de bir otomobil sahibi olmaktan imtina etmiyor. Aslında toplu taşıma araçlarının artması mobiliteyi artırıyor, daha fazla konfor alanı sağlıyor. İnsanlar kalan vakitlerinde de kendi otomobillerini kullanarak daha farklı vakit geçirmeyi tercih ediyor.
Yani Türkiye'de bu doygunluk sürecine ulaşmadan toplu taşıma yatırımlarının artmasının olumsuz bir etkisini görmek mümkün değil. O kadar iyi satışlar yapılmasına rağmen, göreceli olarak bin kişiye düşen otomobil sayısı daha 170'lere geldi. Batılı ülkelerle, hatta Doğu Avrupa ülkeleriyle mukayese ettiğiniz zaman Türkiye otomotiv pazarının gideceği çok yol var. Onun için bu hız devam edecektir. Şu andaki konjonktürel sıkıntı geçici bir belirsizlik. Bu belirsizlik aşıldıktan sonra, ki öyle veya böyle aşılacak, otomotiv sektörü yine Türkiye'de en önemli sektörlerden biri olacak ve büyümesine devam edecek diye düşünüyoruz."