Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada tanık sıfatıyla ifade veren Rasim Güçlü, olay günü Akıncı Üssü'ndeki uçuş kulesinde nöbetçi astsubay olarak görevli olduğunu söyledi.
Nöbetine başladıktan kısa süre sonra Kayseri'den kalkan fakat uçuş kayıt sisteminde kayıtlı olmayan uçağın iniş izni istediğini belirten Güçlü, Kayseri'yi aradığını, telefonu açan üstçavuşun uçağa iniş izni vermelerini, bunun da oradaki harekat komutanlarının emri olduğunu söylediğini anlattı.
Daha sonra kuleyi Tuğgeneral İlhan Kırtıl'ın aradığını ve "Benim emrim dışında herhangi bir uçak kalkmayacak." dediğini kaydeden Güçlü, harekat komutanı Ahmet Özçetin'e bu durumu ilettiğini ancak Özçetin'in "Kırtıl tutuklandı, işinize bakın." dediğini belirtti.
Kulede terörle mücadele harekatı kapsamında bir harekat olduğunun konuşulduğunu ifade eden Güçlü, kuledeki üsteğmenlerden birinin, "Yurtta sulh, cihanda sulh diyen uçakları indireceksiniz." dediğini söyledi.
Güçlü, darbe girişimi gecesi ilk uçağın saat 22.01'de kalkış yaptığını, o saatlerde kulede televizyonun açık olmadığını, bir müddet sonra açıklamalardan darbeden haberdar olduğunu beyan etti.
Sözde "yurt sulh konseyi" üyesi eski orgeneral Akın Öztürk'ün damadı eski yarbay Hakan Karakuş'un kuleye gelip oradakilere ve uçan pilotlara emirler verdiğini belirten Güçlü, şunları kaydetti:
"Biz kule ekibi olarak 'Bu ortamda çalışmak istemiyoruz.' dedik. Yarbay Nihat Altıntop, 'Uçaklar kesinlikle inecek.' dedi fakat bir yarbay, 'Ne olursa olsun bu uçaklar kalkacak.' diye konuştu. Bu sırada Hakan Karakuş kuleye gelerek, 'Arkadaşlar, bu haberlere inanmayın, derhal televizyonu kapatın ve işinize bakın.' dedi. Hakan Karakuş, sabah saatlerinde son uçağa 'Sarayı da bombalayın, elinize sağlık.' diyordu.
Biz dost muyuz, düşman mıyız bilemedik, kuleye silahlı askerler geldi, Kara Havacılık'tan helikopterler geliyor, helikopterden 'Esir var, tutsak var.' anonsuyla iniş yapıyorlardı. Bir süre sonra Nihat Yarbay'ı esir aldılar, götürdüler. Bizim o saatten sonra telefonlarımızı topladılar, o saatten sonra herhangi bir şey yapamadık. Eskişehir'den aradıklarında telefonu Hakan Karakuş açıyordu ve kendi ismini vermiyordu. Daha sonra telefonu kapattı hatta fişini çekti."
Pistin bombalanmasının ardından kuledeki silahlı askerlerin gittiğini, daha sonra kuleden kaçtığını söyleyen Güçlü, özel aracıyla evine döndüğünü kaydetti.
Duruşmaya öğle arası verildi.