'PKK ve YPG kültürel teröristler. Tarihi höyük ve arkeolojik alanları mevzi olarak kullanıyorlar'
Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Eravşar, Suriye'de PKK/YPG'li teröristler tarafından arkeolojik eserlere zarar verildiğini belirterek, bu tahribatların Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yapılmış gibi yansıtılmasına tepki gösterdi. Eravşar, 'Suriye'de tarihi eserlere yapılanlar bir kültürel terörizmdir, PKK/YPG ve DEAŞ ayrıca birer kültürel teröristlerdir' dedi.

Oluşturma Tarihi: 2019-10-16 16:34:33

Güncelleme Tarihi: 2019-10-16 16:34:33

Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Eravşar, Suriye'de PKK/YPG'li teröristler tarafından arkeolojik eserlere zarar verildiğini belirterek, bu tahribatların Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yapılmış gibi yansıtılmasına tepki gösterdi. Eravşar, "Suriye'de tarihi eserlere yapılanlar bir kültürel terörizmdir, PKK/YPG ve DEAŞ ayrıca birer kültürel teröristlerdir" dedi.

Prof. Dr. Osman Eravşar, Türkiye'de olduğu gibi, Suriye'deki tarihi eserlerin durumunu da yakından takip ediyor. Suriye'deki iç savaşta kültürel ve tarihi eserlerin terör örgütleri tarafından mevzi, sığınak ve üst bölgesi olarak kullanıldığını tespit ettiklerini dile getiren Eravşar, bu durumun şanlı Türk ordusu tarafından yapılmış gibi gösterilmesine ise tepki gösterdi.

Prof. Dr. Osman Eravşar, Suriye iç savaşında insanlara olduğu kadar, insanlık tarihinin es eski yapılarından olan tarihi eserlere de zarar verildiğinin altını çizdi. Bölgedeki tarihi eserlerin önce DEAŞ, sonra rejim güçleri, son olarak da PKK/YPG terör örgütleri tarafından mevzi olarak kullanıldığını aktaran Eravşar, "Birçok tarihi eser tahrip edildi. Bunların içinde Halep Ulu Cami ve Palmira'daki eserler var. Rejim güçlerinin yanında hareket eden PKK/YPG'li teröristlerin tarihi eserleri hem kazı hem de askeri alanda kullanarak tahrip ettiklerini görüyoruz. Bunları o bölgeden gelen videolardan ve fotoğraflardan görebiliyoruz" diye konuştu.

"Barış Pınarı Harekatı'ndan önce yapılan tahribat var"

Avrupa Komisyonu'nun ve Suriye rejiminin bölgedeki tahrip edilen tarihi eserlerle ilgili envanter çalışması yaptığını kaydeden Eravşar, "Bunlara bakıldığında çalışmaların henüz daha Barış Pınarı Harekatı başlamadan önce yapılmış tahribatlar da var. Sanki bunlar bizim ordumuz, askerlerimiz tarafından yapılmış gibi gösteriliyor. Bu tamamen yanlış ve hileli bir davranış şeklidir. Barış Pınarı Harekatı başlamadan önce PKK/YPG'lilerin oradaki höyükleri, arkeolojik alanları yükseklikleri sebebiyle askeri mevzi olarak kullandıklarını gördük. Buralar iş makineleri ile tahrip edildi. Bu ne yazık ki başkaları tarafından ya görülmüyor yada görülmek istenmiyor. Bizlere düşen bunu doğru şekilde aktarmaktır" ifadelerine yer verdi.

Şanlı Türk ordusunun onurlu tarihine bakıldığı zaman hiçbir zaman insanlığa ya da tarihe zarar vermediğini vurgulayan Osman Eravşar, "Bizim ordumuz bırakın zarar vermeyi tam tersine koruyucu bir politika izlemiştir. Türkiye 1954 tarihli Lahey Antlaşması'na imza koymuştur. Buna göre silahlı çatışma alanlarında kalan tarihi yerleşim yerlerini korumayı kabul etmiştir. Biz kesinlikle bu tür müdahalelerde bulunmazken, karşımızdakiler bu antlaşmaya taraf olmadıkları gibi ve terör örgütü oldukları için bunları hiçe sayıyorlar. Arkeolojik alanlara, kutsal değerlere zarar veriyorlar. Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi kiliselere sığınıp, ordumuzun üzerine ateş ediyorlar. Bu tür yerlerin savaş alanında kullanılmaması gerekir. Ordumuz bunu bildiği halde kiliseye müdahalede bulunmadı" diye konuştu.

"Kültürel terörizm"

Arkeolojik alanların bir kişinin değil insanlığın ortak malı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Osman Eravşar, buraları tahrip etmenin insanlığı tahrip etmek olduğuna dikkati çekti. Suriye'de tarihi eserlere yapılanların bir kültür terörizmi olduğuna vurgu yapan Eravşar, "PKK/YPG ve DEAŞ ayrıca birer kültürel teröristlerdir. Bunun da bu şekilde bildirilmesi gereki." dedi.

Eravşar, Avrupa'ya sadece envanter tutmasının yeterli olmayacağının, oradaki tarihi eserlerin tahribatının durdurulması gerektiğini belirtti.

"Rakka'da değiliz ama orada tahribat var"

Suriye rejim yayınlarının da Türk ordusunun girdiği yerlerde tarihi eserleri tahrip ediyor gibi yansıtan yayınlar yaptığını aktaran Prof. Dr. Eravşar, "Devlet ve ordu olarak hiçbir zaman tahrip edici tutumumuz olmadı, olmayacağına inanıyorum. Bizim çünkü onurumuza terstir. Türk ordusu onurlu bir ordudur. Yağmacı bir anlayışımız olmamıştır. Türk ordusu ile teröristler karıştırılmamalıdır. Biz Rakka'da değiliz ama orada ciddi tahribatlar var. İş makineleri ile mevziler var. Hava fotoğraflarından belli, Tel Abyad'da arkeolojik alanlarda kazılar yaparak mevzi oluşturuyorlar. Bunları yapan biz değil, YPG ve PKK bunlara karşı batının tepkisini göstermesi gerekir" diye konuştu.

Eravşar, terör örgütlerinin uzantılarının Diyarbakır Sur'da da hendek ve mevziler açarak birçok tarihi esere zarar verdiğini sözlerine ekledi.