Sabiha Gökçen'in işgaline ilişkin davada sanılar dinlendi
15 Temmuz darbe girişiminde Sabiha Gökçen Havalimanı'nın işgaline ilişkin davada 8 sanık dinlendi

Oluşturma Tarihi: 2017-01-24 19:26:48

Güncelleme Tarihi: 2017-01-24 19:26:48

15 Temmuz darbe girişiminde Sabiha Gökçen Havalimanı'nın işgaline ilişkin davada 8 sanık dinlendi. Davaya yarın devam edilecek.

15 Temmuz darbe girişiminde Sabiha Gökçen Havalimanı'nın işgaline ilişkin 62 sanığın 3'er kez ağırlaştırılmış müebbetle yargılandığı davanın bugünkü oturumunda 8 sanığın ifadesi tamamlandı.

Uzman Çavuş sanık Cihat Kucur savunmasında, bölükte kendi işlerini yaparken, üsteğmen Uğurcan Berkhan tarafından çağrıldıklarını belirterek, "11 taburluk mürettebat listesi oluşturulmuş. Zaten bize Suriye'ye, Gaziantep'e, Kahramanmaraş'a gidilebileceği söylendi. Olayın bölgeye yönelik bir denetleme olduğu söylendi. Alarm verilmesi üzerine kıyafetlerini giyerek, tankları hazırladık. Kurmay Yarbay Şakir Çınar bizi çağırana kadar tankların dışarı çıkacağını bilmiyorduk. Biz tankların gösteri için hazırlandığını sanıyorduk. Şakir Çınar tarafından herkes toplandı ve sıkıyönetim ilan edildiğini söyledi" dedi.

"YARBAY ŞAKİR ÇINAR TARAFINDAN HAVAYA ATEŞ AÇILMASI EMRİ VERİLDİ"

Kendilerine rastgele silah verildiğini, bölükte bir telaşın olmasının dikkatini çektiğini kaydeden sanık Kucur, "Sabiha Gökçen Havaalanına giden tankların en önündeki tankı kullanıyordum. Havalimanı'na kısa süre kala telsizden Astsubay Recep Özcan tarafından geri çıkmam istendi. Ben de geri çıktım. Sola doğru manevra yaptım. Geri geri gittiğimde önümde kalan tankların ezdiği bariyerlerin üstünden ben de geçtim. Öndeki tank durunca durduk. Tabur komutanı Şakir Çınar, öndeki tanka çıkmaya çalıştı, çıkamayınca bizim tanka gelip bindi. Yaklaşık 5-10 dakika sonra halkın bize doğru geldiğini gördüm. Şakir Çınar tarafından havaya ateş açılması emri verildi, astsubay Recep Özcan 'Halk var yapmayalım' dedi. Bunun üzerine Şakir Çınar bağırdı, hakaret etti, çıkanı vurun gibisinden emir verdi" diye konuştu.

"MAALESEF KENDİ HALKINI VURMAK İSTEYEN BU İNSAN, BİZİM TABUR KOMUTANIMIZDI"

Astsubay Recep Özcan'ın 'Bizim halkımız, bizim milletimiz yapamayız' diye tepki gösterdiğine vurgu yapan sanık Kucur, "Maalesef kendi halkını vurmak isteyen bu insan bizim tabur komutanımızdı. Biz kimseye ateş etmedik. Ben o saatten sonra konuşma duymadım. Havalimanına giderken bir tane bile polis görmedik. Hakimlik sorgumuzda bize niye teslim olmadığımız soruldu. Polis ne zaman geldiyse biz o zaman teslim olduk. Kandırıldığımıza inandık. Güvenerek çıktığımız insanlar bize bunu nasıl yapar hala hayret ediyorum" ifadelerini kullandı.

Duruşmada savunma yapan sanıklardan uzman çavuş Gıyasettin Demir de hakkındaki suçlamaları reddederek, havalimanına terör saldırısı olacak diye gittiklerini belirterek, "Amirim ne derse onu yapmak zorundayım, öl derse öleceğim" dedi.

SANIĞIN EVİNDE FETULLAH GÜLEN'İN KİTABI BULUNDU

Savunmasında muhabereci olduğunu ve araç kullanamadığını belirten sanık Fatih Kaya, olay günü telefona bakamadığını söyleyerek, "Her şey bir anda gerçekleşti. Sabiha Gökçen Havalimanında vatandaşlar toplanmaya başlayınca oradan ayrıldık" ifadelerini kullandı.

Sanığın savunmasını tamamlamasıyla birlikte Mahkeme Başkanı Ali Öztürk, 'Evinde yapılan aramalarda Fetullah Gülen'in kitabı bulunmuş bu konuda ne diyorsunuz?' diye sordu. Sanık Kaya, 'Üniversitede okuyan yeğenim var. Üstünde de adı yazıyormuş zaten. Evde o kitabın olduğundan haberim bile yoktu. FETÖ ile bir alakam yok. Benim burada olmamın tek nedeni Yarbay Şakir Çınar'ın telsiz kullanmayı bilmemesidir. Sadece mandala basıp konuşabilme yeteneği vardı' şeklinde konuştu.

"EĞER O LİSTEDE OLMASAYDIM BEN ŞU AN EL BAB'TA VATAN KAHRAMANI OLARAK ANILACAKTIM"

Sözleşmeli uzman erbaş sanık Cengiz Gümüş, "Bu mesleği vatanım için, aileme daha mutlu bir yaşam sunabilmek için seçtim. Olay günü denetleme olacağı, Suriye'ye gidilebileceği söyleniyordu. Kıdemli birilerinden duydum bunu. Evli olduğum için Suriye'ye gitmek istemedim. O yüzden adımın da denetleme listeye yazılmasını istemedim ve bunu üstlerime bildirdim. Ancak ne yazık ki listede bir ismin eksik olmasından dolayı benim adımı listeye eklemişler. Darbe girişimi eylemlerine katıldığımız iddia ediliyor. Bizim kışladan çıkmamız için emir verenler, yıllarca Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapmış biri olduğu için bu işten şüphe duymadım. Yeri geldiğinde bu insanlarla savaşa gideceğim için bu insanlara güvenmek zorundaydım. Hiçbir şekilde elime silah almadım. Bulunduğum tanktan bir tek mühimmat kullanılmamıştır. Eğer o listede olmasaydım ben şu an El Bab'da vatan kahramanı olarak anılacaktım. Darbe gerçekleşseydi ya ben idam edilecektim ya da öldürülecektim. Benim 1 ay önce çocuğum doğdu, yüzünü bir kez gördüm Ben erbaşım ama burada subay, astsubay statüsünde yargılanıyorum" dedi.

Dün 5 sanığın ifadesinin alındığı duruşmanın bugünkü oturumunda da 8 sanık dinlenerek, toplamda 13 sanığın ifadesi tamamlandı. Yarın diğer sanıkların ifadesinin alınmasına devam edilecek.

(Başak Akbulut - Mehmet Başa/İHA)