Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile dönemin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin yargılandığı davalara devam edildi.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, eski Danıştay üyesi sanık Ertuğrul Arslanoğlu, hakim karşısına çıktı. Duruşmaya, sanığın avukat ve yakınları da katıldı.
Duruşmada, Yargıtay Savcısı, sanık hakkındaki iddianamenin özetini okudu.
İddianamede, Arslanoğlu'nun hakim adaylığından itibaren örgüt üyesi olduğu, FETÖ'nün HSYK'da etkin olduğu dönemde örgütün talimatıyla Danıştay üyeliğine seçilenler arasında bulunduğu, 2013'te bir villada düzenlenen örgüt toplantısına katıldığı, Danıştay 6. Dairesinin örgüt sorumlusu olduğu, ayrıca sanığın isminin diğer örgüt üyelerince yapılan ByLock yazışmalarında geçtiği aktarıldı.
Bu yazışmalara göre sanığın, Danıştay 15. Dairesinde görev yaparken, kapatılan Fatih Üniversitesinin SGK ile olan sözleşmesinin feshedilmesi ve MEDULA sisteminden çıkarılmasına ilişkin davada diğer örgüt üyeleriyle birlikte örgüt talimatı doğrultusunda üniversite lehine olacak şekilde yürütmeyi durdurma kararı verdiği ifade edildi.
Savunma için söz verilen Arslanoğlu, örgüt üyeliği suçlamasını reddederek, bir örgüte üye olma suçunun oluşması için kişinin örgütle nerede, nasıl, ne zaman ilişki kurduğunun belirtilmesi gerektiğini anlattı. Arslanoğlu, suçun manevi unsurunun ise suç işleme kastı olduğunu belirtti.
Gözaltına alındığında evinde istirahat ettiğini ileri süren Arslanoğlu, suçüstü halinin bulunmadığını söyledi.
Görev itirazında da bulunan Arslanoğlu, atılı suç tarihinde Danıştay üyesi olması nedeniyle yargılama makamının Yargıtay Ceza Genel Kurulu olduğunu öne sürdü.
Danıştay üyeliğine 18 oyla ve neredeyse üyelerin ittifakıyla seçildiğini savunan Arslanoğlu, idari yargı camiasında verdiği kararlarla tanındığı için seçildiği söyledi.
Dosyada aleyhine delil olarak sunulan tanık beyanlarının doğruluğunun test edilmesi, buna göre hükme esas alınıp alınmayacağına karar verilmesi gerektiğini ifade eden Arslanoğlu, beyanların itiraf çerçevesinde verildiğini anımsattı. Arslanoğlu, bu beyanların, o dönemde sadece itirafçıların tahliye olacağı ya da mesleğine döneceği yönündeki açıklamalar doğrultusunda verildiğinin gözardı edilmemesi gerektiğini savundu.
Hakkındaki ifadelerin dedikodulardan oluştuğunu, hayali anlatımlar ve çelişkilerle dolu olduğunu ileri süren Arslanoğlu, bunların hükme esas alınamayacağını bildirdi.
Örgüt talimatıyla yürütmeyi durdurma kararı verdiği belirtilen karara da değinen Arslanoğlu, söz konusu kararın iki ayrı dosyadan oluştuğunu, birinde oy birliğiyle, diğerinde oy çokluğuyla karar verildiğini anlattı.
Kararı hasta ve yakınlarını koruma saikiyle verdiklerini öne süren Arslanoğlu, "Karar hukuki ve vicdani değerlendirmeye dayanıyor, asla talimat ya da telkinle verilmedi." dedi.
Arslanoğlu, soru üzerine, hakkında yargının sivil imamı olduğu iddiasıyla soruşturma yürütülen Ömer İnan'ı tanımadığını, eski Danıştay üyeleri Ömer Dinç ve Yunus Şahin'i tanıdığını belirtti.
Sanığa, bu kişilerin kendi aralarında yaptıkları ByLock yazışmalarında Fatih Üniversitesine ilişkin kararı konuştukları hatırlatıldı. Sanık Arslanoğlu, böyle bir görüşmeden haberinin olmadığını, üniversitenin o tarihte FETÖ ile iltisakının bilinmediğini ileri sürdü.
Sahte kimlikle yakalandığı ve kaldığı evde yapılan aramada 1 dolar bulunduğu belirtilen Arslanoğlu, sahte kimliği ev kiralamak için çıkardığını, sağlık sorunları bulunduğunu iddia etti. Arslanoğlu, 1 doları ise reddederek, bunun tutanağa sonradan eklendiği iddiasında bulundu. Sanık Arslanoğlu, tahliyesini ve beraatini talep etti.
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Buna göre, sanığın tahliye talepleri reddedilerek, tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Sanık hakkında ifade veren eski Danıştay üyeleri Vahit Bektaş, Hamza Eyidemir ile eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem'in tanık olarak dinlenmesi, duruşmanın 15 Mart 2018'e bırakılması kararlaştırıldı.