İstanbul Düşünce Enstitüsü Başkanı Mustafa Şatıroğlu, Avrasya Bir Vakfında (ASAM) 'Türkiye-Libya İlişkileri ve Türkiye'nin Afrika Açılımı' başlıklı bir konferans verdi. Türkiye'nin Afrika ile olan münasebetlerinin Tolunoğulları dönemine kadar dayandığını belirten başkan Şatıroğlu, "Tolunoğullarından başlayıp Osmanlı ile birlikte devam eden, Osmanlının yıkılışı ile bir süre kesintiye uğrayan ve Cumhuriyet ile birlikte tekrar canlanmakta olan bir ilişkidir" diye konuştu.
Afrika ile olan ilişkilerde Libya'nın önemli ve stratejik derinliği olan bir ülke olduğuna dikkat çeken Şatıroğlu, "Sisi yönetimindeki Mısır ile olan münasebetlerimizin iyi olmadığı malumdur. Mısır, Afrika'nın kapısı olarak bilinir. Aynı durum Libya için de söylenir. Dolayısıyla Libya, Türkiye için Mısır'ın alternatifi olabilir. Türkiye Afrika'ya açılımda Libya'yı bir üs olarak kullanabilir" dedi.
"Afrika ve Arap ülkelerine çok rahatlıkla mal satabiliriz"
Libyalı iş adamları ve sanayicilerinin, Türk iş adamlarıyla ortak iş yapmak istediklerini dile getiren Şatıroğlu, "Gidip görüştük. Onları İstanbul'a getirdik. 'Gelin bütün kaynaklarımızı kullanın, hepsi sizindir. Yeter ki ortak işletmeler kuralım. Mısrata'da fabrikalar kuralım. Burada mal üretelim. Başta Afrika ve Arap ülkeleri olmak üzere tüm dünyaya gümrüksüz mal satalım" diyorlar. Libya, Arap Birliği ülkesidir. Biz maalesef Türkiye olarak Arap Birliği ülkelerine mal satamıyoruz. Çünkü yüzde 15-20 gümrük fonuyla karşı karşıya kalmaktayız. Oysa biz Libya'da üretim yaparsak çevredeki Afrika ve Arap ülkelerine çok rahatlıkla mal satabiliriz. Özellikle İkitelli Organize Sanayi Bölgesinde bulunan ve hem sanayi hem de ticaretle ilgilenen girişimcilerimizi oralarda konumlandırmak istiyoruz. Ticareti bu sahalarda ve diğer ihtiyaç alanlarında geliştirmelerini sağlayacak imkanlara sahip olduğumuzu düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
"Mısrata, Türk ağırlıklı ve Türk dostu bir şehirdir"
Libya'nın kuzeyinde bulunan Mısrata şehrinin stratejik bir bölge olduğunu vurgulayan Şatıroğlu, "Mısrata'ya deniz yoluyla yapılacak ulaşım ve lojistik çalışmalar neticesinde burası Türkiye'nin Arap dünyasına ve Afrika'ya giriş kapısı olabilir. Mısrata'dan, Sebha üzerinden güneye doğru; Sudan'a, Cezayier'e uzanmak mümkün olacaktır. Ayrıca Mısrata, Türk ağırlıklı ve Türk dostu bir şehirdir. Bu yüzden bizim orada herkesten daha çok şansa sahip olduğumuzu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.