Savaş sonrası İstanbul'daki hayatlarına adapte olmaya çalışan Muhammed Abduljabar El Ahmed, eşi Adle Selo El Ahmed, çocukları 10 yaşındaki Dua El Ahmed, 8 yaşındaki Muhammed El Ahmed ve 6 yaşındaki Beşir El Ahmed, boş zamanlarını İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor AŞ'ye bağlı Çekmeköy Spor Kompleksi'nde değerlendiriyor.
AA muhabirine yaptığı açıklamada, Halep'te otomotiv yedek parça ticareti yaparken, savaş nedeniyle Türkiye'ye gelmek durumunda kaldıklarını anlatan Baba El Ahmed, şunları söyledi:
"Halep'te savaşın başlamasının adından sınırı Kilis'te geçip, İstanbul'a geldik. Üç yıl oldu ve burada yine yedek parça üzerinde çalışan bir firmada tercümanlık yapıyorum. Ailecek stresimizi spor yaparak atıyoruz. Bu şekilde sıkıntılarımızı unutmaya çalışıyoruz. Bize iyi geliyor. Tesis yetkililerine de bize yardımcı oldukları için teşekkür ediyoruz. Önce çocuklarımız spora başladı, ardından da eşim ve ben başladık. Çoğunlukla yüzüyoruz ve bazen basketbol oynuyoruz. Özellikle çocuklarımız için çok iyi oldu. Geldiklerinde yüzme bilmiyorlardı. Şimdi yüzebiliyorlar. Eğitim hayatlarına da olumlu etkisi oldu."
Çocuklarının spor yapmasını önemsediklerini aktaran Muhammed Abduljabar El Ahmed, "Eğer herhangi bir branşta yetenekli olurlarsa, profesyonel olarak da sporla ilgilenmelerini isteriz" ifadelerini kullandı.
Eğitim hayatlarına Türkiye'de devam eden çocuklarının başarılı olduklarını dile getiren El Ahmed, "Eğer Suriye'de savaş biterse yeniden dönmek istiyoruz. Orası bizim memleketimiz. Ancak çocuklarımın buradaki eğitimleri iyi gidiyor. Kızım Dua 4. sınıfa, oğullarımdan Muhammed 3. sınıfa, Beşir ise anaokuluna gidiyor. Kızım Çekmeköy'de not ortalamasıyla okul ve ilçe birincisi oldu" diye konuştu.
- "Annem Türk ve Türk vatandaşlığı istiyoruz"
Muhammed Abduljabar El Ahmed, annesinin Türk olduğunu ve kendilerinin de Türk vatandaşlığı istediğini kaydetti.
Annesinin gelin olarak Suriye'ye gittiğini, bu nedenle de vatandaşlık hakkını kaybettiğini vurgulayan El Ahmed, "Annem Türk. Vatandaşlık hakkım olduğunu düşünüyorum. Dayılarım, teyzelerim hepsi Türk" değerlendirmesinde bulundu.
- Anne El Ahmed: "Avrupa'ya gitmeyi düşünmüyorum"
İstanbul'da Suriyeli göçmenlere okullarda ve hastanelerde tercümanlık yaptığını anlatan anne Adle Selo El Ahmed, Türkiye'de yaşamını sürdürmekten memnun olduğunu ve Avrupa'ya gitme düşüncesi bulunmadığını kaydetti.
Çocuklarının eğitim hayatlarına çabuk adapte olduğunu anlayarak, kızı Dua'nın 2, oğlu Muhammed'in ise 1 sınıf atladığını söyleyen El Ahmed, Avrupa'ya gidebilme ümidiyle bir çok tehlikeyi göze alan vatandaşlarına seslenerek, şöyle konuştu:
"Avrupa'ya gidemem ve gitmeyi de düşünmüyorum. Tanıdıklarımız var giden ama ben önermiyorum. Eşimin abisi yeni gitti. Fazla bilgi alamadık. Ben Avrupa'ya gitmeyi kesinlikle düşünmüyorum. Ne kadar iyi şartları olursa olsun, Müslüman bir devlette yaşamak gibi olmaz. Türkiye Müslüman bir devlet ve bizim için büyük avantajları var. Kızımın, benim dini inançlarımıza göre yaşayabilmemiz, çocuklarımın camiye gidebilmesi benim için önemli. Avrupa'da da camiler vardır ama Müslüman bir devlet daha iyidir."
Türkiye'nin Suriye vatandaşları için yeniden vize uygulamasına başlaması nedeniyle yaşadıkları bir sıkıntıyı da anlatan anne El Ahmed, "Kayınbiraderim Muhammed Abdülaziz El Ahmed, tercümanlık yapmak için Lübnan'a gitmişti ve vize uygulamasından dolayı dönemiyor. Bir aydır orada. Burada eşi ve 4 çocuğu dönmesini bekliyor. Yetkililer bu konuda yardımcı olursa çok seviniriz. Bizler burada mülteci durumundayız ve onu Lübnan'dan getirmek için para talep eden kişiler var. Yetkililer bu konuda yardımda bulunursa çok memnun oluruz" şeklinde görüş belirtti.
- Türkiye'de ilçe birincisi oldu
Ailesiyle birlikte Suriye'den İstanbul'a gelen 10 yaşındaki Dua El Ahmed, eğitim hayatındaki başarısıyla dikkati çekiyor.
Okuluna 2. sınıftan başlayan ancak daha sonra seviyesi ve Türkçe'sinin iyi olması nedeniyle 4. sınıfa yükseltilen Dua, yakaladığı not ortalamasıyla okulunun ve Çekmeköy ilçesinin birincisi oldu.
Öğretmenlerini çok sevdiğini anlatan Dua, "Onlar da beni çok seviyorlar. Bana, 'gözümün nuru' diyerek sesleniyorlar. Ben büyüdüğümde cerrah olmak istiyorum. Suriye'deki hayatımızı çok fazla hatırlamıyorum ama mutluyduk. Savaş sanki birden bire çıktı. Şimdi burada da arkadaşlarım var. Spor yapmak için geldiğim bu tesisteki öğretmenlerimiz de bize çok iyi davranıyorlar" ifadelerini kullandı.
