AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Baş, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde özellikle yürütmenin yeniden yapılandırıldığını ancak yargı organları itibarıyla büyük bir değişikliğin söz konusu olmadığını ifade etti.
Sayıştayın sistemin mali tarafında olduğuna dikkati çeken Baş, kurumun görevlerinin 6085 sayılı Sayıştay Kanunu ile düzenlendiğini, bu kanunun Sayıştay'a uluslararası denetim standartlarına uygun denetim yapısı ve çalışma tarzı kazandırdığını söyledi.
Baş, Sayıştay'ın tarihinin çok eskilere dayandığına işaret ederek, kurumun özgüveninin de bu tecrübe ve birikimlerden geldiğini, bu tarihi geçmişi uluslararası görüşmelerde ön plana çıkardıklarını anlattı.
Gerek yargı gerek denetim boyutu itibarıyla bakıldığında yürütmenin yeniden yapılandırılmasının Sayıştayın denetime ilişkin kurum içi örgütlenmesinde ve çalışmalarında değişiklikleri gerektirebileceğini ifade eden Baş, "Bir kısım bakanlıklar veya kamu kurumları başka birileriyle birleştiriliyor ve isimleri değişiyor. Mali raporlamanın değişmesi bizim denetim çalışmalarımızı da etkileyebilecek. Dolayısıyla biz bu yılki denetim programımızı yapmak için seçimleri bekledik. Denetim açısından raporlama yapan birim önemlidir. Üniversiteler ve mahalli idarelerin denetim programları hazırdı, merkezi yönetim kapsamındaki idarelerle ilgili olarak yeni oluşan sistemi de dikkate alarak denetim gruplarımızı ve yıllık denetim programımızı oluşturduk. Arkadaşlarımız dün itibarıyla 2018 yılı denetim programına başladı." diye konuştu.
Baş, Sayıştayın raporlarının şeffaflığı sağlamak üzere hazırlanan raporlar olduğunu ve siyasi hesap vermenin altyapısını oluşturduğunu belirterek, daha önceden olduğu gibi bu raporların yeni dönemde de Meclise sunulacağını kaydetti.
- "Son düzenlemelerle istisna getirilen kurum olmadı"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte daha etkin bir idari yapılanma oluşturulması düşüncesiyle bazı kurumların mevzuatında değişiklikler yapıldığını ancak bu değişikliklerin kurumların kendi çalışmaları ile alakalı olduğunu ifade eden Baş, bu tür idari teşkilat değişikliklerinin Sayıştayın denetimini etkilemediğini bildirdi.
Baş, bu mevzuat değişiklikleri çalışılırken eski mevzuattan kalan bazı hükümlerin de ayıklandığına işaret ederek, bunların bir kısmının da Sayıştay denetimine ilişkin olduğunu söyledi.
Son dönemdeki, bazı kurumların Sayıştayın denetiminden çıkarıldığına ilişkin iddiaları değerlendiren Baş, "Sayıştay Kanunu 4. maddesi temel olarak 'Kamu kaynağı kullanan kurumlar Sayıştayın denetimine tabidir' diyor. Kamu kaynaklarının denetimi ile ilgili olarak öncesinde Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu ve Sayıştay vardı, şimdi bu kamu harcamalarının denetimi tek elde birleşmiş oldu, dolayısıyla bizden ayrılan herhangi bir denetim birimi yok. Devlet Denetleme Kurulunun yapısı yeni dönemde biraz daha güçlendirilerek Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak devam ediyor. Sanıyorum daha etkin bir denetim sistemi oluşturmak için yukarıda öyle bir yapıya ihtiyaç duyuldu." ifadesini kullandı.
Baş, yeni sistemle birlikte Sayıştayın yapısında, sistematiğinde ve mevzuatında bir değişiklik olmadığını belirterek, bu süreç içerisinde Sayıştay'ın denetim kapsamına alınan ya da denetim kapsamından çıkarılan herhangi bir kurum olmadığını söyledi.
Ancak 6085 sayılı Sayıştay Kanunu öncesinde sadece genel ve katma bütçeli kamu idarelerinin Sayıştay denetimine tabi olduğunu hatırlatan Baş, şöyle devam etti:
"Bu nedenle genel ve katma bütçeli olmayan diğer kamu idareleri kanun koyucu tarafından Sayıştay denetimine tabi tutulmak istenirse kurumların kuruluş kanununa bu yönde hüküm konulurdu. 6085 sayılı Sayıştay Kanunu ile birlikte kamu kaynağı kullanan merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idareler ile kamu iktisadi teşebbüsleri Sayıştay'ın denetimine tabi tutulmuştur. Dolayısıyla bu kanun yayınlanmadan önceki dönemlerde kurumların mevzuatında Sayıştayın görev alanında olduğu belirtiliyordu, 'Bu kurum Sayıştay denetimine tabidir' ibareleri bu mevzuatlarda yer alıyordu. Ancak 6085 sayılı Sayıştay Kanunu'ndaki genel düzenleme bütün kamu kaynağı kullanan yerlerin Sayıştay denetimine tabi olmasını kapsıyor. Son düzenlemelerle istisna getirilen herhangi bir kurum da olmadı. Ancak mevzuatında 'Sayıştay denetimi dışındadır' ibaresi getirilirse o zaman kurumun denetim kapsamından çıkar."
- "Teknik bilgisi olmayanlar bunun aksini okuyabilirler"
Baş, aksine hüküm olmadığı sürece bütün kamu kaynaklarının kullanımının Sayıştay denetimine tabi olduğuna dikkati çekerek, "Dolayısıyla merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile mahalli idareler ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Türkiye İş Kurumu (İŞKUR), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) gibi üst kurullar da Sayıştay denetimine tabidir. Mevzuat değişikliklerinde teknik bilgisi olmayan kişiler bunun aksini okuyabilirler, eski ile yeni kanun karşılaştırmalı bakıldığında 'Sayıştay denetimine tabidir' ibaresi çıkarıldığı için bu şekilde okunabilir ancak bu işi bilenler öyle olmadığını da bilir. Arkadaşlar hem Anayasa'ya hem de Sayıştay Kanunu'na bakmış olsalar bu tür yorumlar yapmazlardı." diye konuştu.
Sayıştay denetimine nelerin tabi olup olmadığına Sayıştay Kanunu'ndan bakılması gerektiğinin altını çizen Baş, herhangi bir kamu kaynağı kullanımı varsa burada mutlaka bir denetim olduğunu ancak bazı kurumların özel hükümlerle Sayıştay denetiminden çıkarıldığını, başka kuruluşlar tarafından denetimin yapıldığını anlattı.
Baş, örneğin Varlık Fonu ile ilgili böyle bir hüküm bulunduğuna dikkati çekerek, Varlık Fonu'nun kendisinin Sayıştay denetiminin dışında olduğunu ancak Fon'a dahil edilen kamu kaynaklı şirketlerin Sayıştay denetiminde bulunduğunu, bu mevzuatta da son dönemde herhangi bir değişiklik olmadığını bildirdi.