Protestoların arttığı Şili'de yaşayan Türkler şaşkınlık ve korku içerisinde ne yapacaklarını bilemez durumda. Bazıları evlerini korumak için sokakta nöbet tutuyor, bazıları ise temel gıda maddelerine ulaşmak için marketlerde saatlerce sıra bekliyor. Şili'de metroya yapılan 24 kuruşluk zam yüzünden dün akşam sadece başkent Santiago'da 1.5 milyona yakın insanın sokağa döküldü. Protestolardan etkilenen insanlar arasında çeşitli meslek gruplarında çalışan Türklerin de yer alması dikkat çekiyor.
20 yıldan fazladır Şili'de yaşayan Bora Tanyel; "Olaylar başladığı günden bu yana 1 günde yaptığım satışı 1 haftada yapamadım. Birde her an bir şey olacakmış gibi geliyor. Stres beni öldürüyor" dedi.
Şehrin elit kesimlerinden birinde yaşayan Çağla Arık ise "Marketlerde alışveriş yapabilmek için uzun süre kuyruklarda beklemek zorunda kalıyoruz. Şu anda sabah 9 olmasına rağmen insanlar daha açılmadan markete gelip kuyruğu giriyorlar. Saatlerce bekliyorlar" ifadelerini kullandı.
Bisikletle dünyayı gezen ve 1.5 yıldır Şili'de bulunan Ümit Nuri Acar ise "Burada insanlar çok temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, ilaç alamıyor, kendine bakamıyor, eğitemiyor. Bu açıdan bakınca protestolar bana normal geliyor. Burada 65 yaşındaki amcayı duvara sprey boyayla yazı yazarken gördüm" dedi.
"İki gün önce alışveriş yaptığımız marketi yağmalayıp, yaktılar"
Türkiye'den eşi ve çocuklarıyla beraber çalışmak için Şili'ye gelen İbrahim Özden ise, "Bizim yaşadığımız bölgede geceleri evimizi korumak için sarı yelek giyip, sabaha kadar nöbet tutuyoruz. Daha 2 gün önce burada bizim her gün alışveriş yaptığımız süpermarketi yağmaladılar, sonra da yaktılar" şeklinde konuştu
Yerel halka göre: "Şili uyandı"
Yerel halk ise konunun 30 pesoluk zam değil, 30 yıllık baskı olduğunu iddia ederek sürekli "Şili uyandı" ifadelerini kullanıyor. Üniversitede öğretim görevlisi olan Lucas Araya, "Videoları izliyoruz. Bazı arkadaşlarımız yaptığımızın anlamını kavramış değil. Sokakta askerlerle cueca (Şili yerel dansı) yapıyor, top oynuyor. Askeri kucaklayamayız. Onlar arkadaşlarımızı öldürüyor" ifadelerini kullandı.
Turist rehberi Nicolas Guillen Pacheco ise, "Biz ne komünizm, ne sosyalizm istiyoruz. Biz anneannemin sokakta sopaipilla (sokakta genellikle yaşlıların sattığı bir çeşit yerel börek) satmasını istemiyor. İki kanseri olmasına rağmen otobüs şoförünün çalışmaya devam etmesini istemiyorum" dedi.