Sultanahmet'teki Kızlarağası Medresesi'nde gerçekleşen ve yazar Gökçen Göksal'ın oturum başkanlığını üstlendiği panelde, sinema yazarı İhsan Kabil'in kişiliği ve mesleki duruşu ele alındı.
Panele katılan AA Kültür Sanat Haberleri Editörü Bünyamin Yılmaz, İhsan Kabil'in herkesle aynı derecede ve eşit seviyede yakınlık içinde olduğuna dikkati çekti.
Kabil'in, gelişmekte olan ülkelerin sinemasına ilişkin bir çalışması olduğunun altını çizen Yılmaz, "İhsan Kabil'in dünyasında biraz daha keşfe açık bir yön var. Onun keşifleri sizi heyecanlandırır. Hiç ismini duymadığınız ülkeler, ismini duyduğunuz ama çok uzak gibi gelen ülkeler, bir sinemacıyla sizi aynı noktada buluşturabilir ve filmleriyle bir araya getirebilir." dedi.
Bünyamin Yılmaz, Kabil'in film festivali çalışmalarına da değinerek, şu bilgileri verdi:
"Benim beklediğim ve onun heyecan duyduğu bir çalışma, Orta Dünya Film Festivali'ni söyleyeyim. Bizim biraz daha İhsan Kabil'in ufkunu, dünyasını yansıtacak bir festivale ihtiyacımız var. Burada belki İhsan Bey'in yalnızlığını söyleyebiliriz. Dostları, arkadaşları var. Yanında çok insan var ama festival duygusunu oluşturacağı bir ekip belki oluşmadı. İhsan Kabil, bugüne kadar çok farklı yerlerde ders verdi, farklı festivallerde bulundu. Mesela, birbirinden aykırı görülecek yerlerde de ortak nokta, İhsan Kabil'di. O yalnız olabilir ama siz yalnız hissetmezsiniz kendinizi."
- "İhsan Kabil, muhafazakar kesimin entelektüelidir"
Sinema tarihçisi Burçak Evren de İhsan Kabil ile uzun yıllara dayanan bir dostlukları olduğunu aktararak, şöyle konuştu:
"Benim gözümde İhsan Kabil, muhafazakar kesimin entelektüelidir. Mutlaka her konuyu tartışabileceğiniz, kendi fikrini empoze etmeden kendi düşüncelerini anlatan ve bir derdi olan kişidir. Herhangi bir grup ya da ideolojiyle bağlantılı değil. Yaşadığı gibi düşünen, yazan, yaşama biçimini de düşüncesine göre ayarlar. Çok ayrı kutuplarda olmamıza ve yazın anlamında aramızda bazen çok sert tartışmalar olmasına rağmen hiçbir zaman nezaketini, ağırbaşlılığını, kibarlığını kaybetmedi. Sonsuz birikimini hiçbir şekilde öne çıkarmadan, nezaket kurallarını muhafaza etti. İyi bir dost, iyi bir sinema yazarı ve entelektüel bir isim."
Kabil'in tarafsız duruşuna da işaret eden Evren, "O, sinemanın her şeye hoşgörüyle bakan estetiği içinde yaklaştı. Sinemayı çok iyi bilen ve izleyen birisi. İhsan Kabil'i asla tek boyutlu olarak tanımlamak mümkün değil. İyi bir sinema yazarı ve düşünürü." değerlendirmesinde bulundu.
Evren, İhsan Kabil'in Türk devletlerinin sinemasına çok önem verdiğine vurgu yaparak, sahip olduğu birikime rağmen, mükemmeliyetçi olduğu için daha az ürettiğini kaydetti.
Kabil gibi, toplayıcı, birleştirici kişilere çok ihtiyaç olduğunu ve onlara önemli görevler düştüğünü belirten Evren, şöyle devam etti:
"Bugün her şeyden önce, birbirimizi anlamamız gerek. Ayrışma, yabancılaşma ve gruplaşma yerine birbirimizi anlamamız gerek. Kimse bir biriyle kardeş olmak istemez ama birlikte üretmek ister. Onun için İhsan Kabil gibi her tarafta saygınlık, kabul gören, liyakata bağlı olarak saygınlık kazanan kişiler, belki de hiç bir araya gelinmeyecek ortamlarda bizleri bir araya getiriyor."
- Hasat olmadan kültür olmaz
Sinema yazarı Abdülhamit Güler ise İhsan Kabil'in ilk tanıdığı günden beridir aynı derecede naif olduğunu ifade ederek, "Kızdığı anlarda bile o kadar, o kadar güzel ifadelerle kızıyor ve eleştiriyor ki."dedi.
Kültür sanat alanında istişare organizasyonu kurulması gerektiğini söyleyen Güler, bir istikamet çizilmesi gerekliliğinin önemini vurgulayarak, "Bence İhsan Kabil'in de bu tür bir organizasyonda yer alması gerekir. Yeteri kadar adım atamadığımız, yeterince yol alamadığımız kültür sanat camiasında, özellikle de sinema alanında bir yol alabilmek için en ciddi mesele, istikamet." diye konuştu.
Güler, farklı fikirlerin bir araya gelmesinden ortaya çıkan üretime dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kültür dediğimiz şey, bugünden yarına oluşan bir şey değil. Kültür en az bir kuşağı kapsar. Çünkü bir aktarımdır. Kültür, şurada biz bize oturup bir birimizi eleştirdiğimiz ya da pohpohladığımız bir şey de değil. Burçak Hoca'nın da altını çizdiği gibi, ayrı dünyaların insanıyız ama bir araya geliyoruz. Kızıyor, eleştiriyor, tartışıyor, görüşüyoruz. Kültür, böyle bir şey zaten. Farklı fikirler bir araya gelecek, konuşacak, çatışacak, ortaya bir şey çıkacak. Yine eleştirecek. Sonuçta yine hasat, yine bir hasat olacak. Hasat olmadan kültür olmaz. Bu noktada, bizim camiamızda kurumsallaşma diye bir şey yok. Kurumsallaşmış yapı olmayınca, İhsan Kabil ya da başka biri tek başına bir şey yapıyor."
Toplantıya katılan İhsan Kabil ise panelden ötürü teşekkür ederek, şunları söyledi:
"Benim için insanın kendisi, biricik kişiliği ve varlığıyla çok saygıya değer bir unsur. Dolayısıyla önce bunu gözetmek gerekiyor. Her ilişkimizde ya da entelektüel alışverişimizde, karşımızdakini anlamalı ve hepimizin hata yapma payımızdan ötürü, esneklik ve hoşgörüyle karşılamak gerektiğine inanıyorum. Eleştiride o yüzden hiç kırıcı olmadan, rencide etmeden, onu anlayarak ve yapıcı olmak anlamında bir çerçeve çizilmesi gerekir. Ancak öylece bir diyalog kurulup geliştirilebilir. Yok sayarak aslında biz kendimizi yok sayma makamına koymuş oluyoruz bir başka açıdan." ifadelerine yer verdi.
TYB İstanbul Şubesi Başkanı ve Festival Koordinatörü Mahmut Bıyıklı da panelin İhsan Kabil'in nezaketine uygun bir şekilde gerçekleştiğini aktararak, "İhsan Kabil, hem ağabeyliği hem yazarlığıyla ufuk açmaya devam ediyor ama çok acıdır ki onu okuyamıyoruz. İhsan Kabil'in bu topraklara katacağı çok büyük hizmetler var." dedi.
Edebiyat Festivali, yarın akşam yapılacak ödül törenin ardından sona erecek.