Adana 12. Ağır Ceza Mahkemesince sanık sayısının fazla olması nedeniyle Adana Bölge Adliye Mahkemesinde yaptırılan 375 kişi kapasiteli 420 metrekarelik mahkeme salonunda görülen duruşmaya, sanıklar Baysar ile Gürcan'ın da yer aldığı 49'u tutuklu rütbeli asker ve avukatları katıldı.
Gürcan savunmasında, meslek hayatı boyunca terfi durumuna bakılınca FETÖ'cü olmadığının anlaşılacağını söyledi.
Darbe planının 3 günlük basit bir hadise olmadığını belirten Gürcan, şöyle devam etti:
"15 Temmuz gecesi resmi yazıyla Ankara'ya intikalimiz istendi. Konu tamamen intikal emridir. Tuzağa düşürüldüğümüzü anlayınca kışlaya geri döndük. 15 Temmuz öncesi Jandarma Genel Komutanlığınca bir gezi programı dahilinde yurt dışına gideceğim söylendi. Ben bunu o zaman kabul etmedim. Hatta ben 'eşimle giderim' deyip mazeret göstererek kabul etmedim. Daha sonra 'eşinle yurt dışına çıkabilirsin' dediler. Ben de Romanya'ya gittim. Yani 15 Temmuz öncesi ısrarla birileri beni dışarı çekmeye çalıştı. 15 Temmuz için çok ciddi hazırlıklar yapılmış bu anlaşılıyor. 15 Temmuz gecesi Türk Silahlı Kuvvetleri Komuta Kontrol Merkezinden imzalı bir belge geldi. Bu belge ivedilikle Ankara'ya intikal etmemiz gerektiğini belirten bir belgeydi. Zaten tüm personelimiz kışlada kalıyordu. İntikal emrini okudum ve ülke genelinde yaşanan terör olayları nedeniyle bizim Ankara'dan bekleniyor olduğumuz düşüncesi aklımda uyandı. Biz seçkin bir askeri birliğiz. 'Ankara bu işin önünü alamaz bize ihtiyaç var' düşüncesi aklıma geldi. Ben ordunun FETÖ'cüler tarafından ele geçirildiğini nerden bilebilirim?"
- "Şırnak'ı terörden temizledim" iddiası
Mahkeme başkanının duruşmada sanık Gürcan'a "Şırnak'ta terör riski varken neden 4 tabur askeri Ankara'ya götürme gereği duydunuz?" sorusunu yöneltmesi üzerine Gürcan, "Ben Şırnak'ta operasyonlar yaptım ve Şırnak'ı terörden temizledim." yanıtını verdi.
Gürcan, 15 Temmuz gecesi Cizre'ye giderken 5 ayrı noktadan geçtiklerini anlatarak savunmasını şöyle sürdürdü:
"Buralarda hiçbir rütbeli ve polis bizi engelleyici faaliyette bulunmadı. Cizre'de polisler konvoyun önünü kesti. Ben de 'Genelkurmayın emri var açın yolu' dedim. Ama bizim darbeden haberimiz yoktu. Kimse de bize darbeye kalkışıyorsunuz demedi. Cizre havalimanına yakın yerde asker ve polis karşı karşıya geldi. Bende sürtüşme devam etmesin diye ileriye gideyim istedim ve 'yolu açın' dedim. Polislerin itirazı devam etti. Ben de tümen komutanını aradım. 'Genelkurmayın intikal emri var' dedim. Komutan bana 'Ali Osman geri dön' dedi. Aracıma geldim ve Hasan Binbaşı, Murat ve İsmail Binbaşı vardı. Suratlarında farklı bir ifade vardı. Araçta paralel yapının eylemine iştirak ediyormuşuz gibisinden konuşmalar geçti. Bu sefer de bende 'Bizi darbeyi bastırmak için mi çağırıyorlar acaba' düşüncesi uyandı ama kumpasa uğradığımızın farkına vardım ve Hasan'a Şırnak'a dönüş emri verdim.'
- "Sıkıyönetim emrini görmedim"
Sıkıyönetim emrini görmediğini ileri süren Gürcan, FETÖ tarafından tuzağa ve kumpasa düşürüldüklerini savundu.
15 Temmuz gecesi saat 03.45'te 4 tabur askerle tümene ulaştıklarını belirten Gürcan, 'Günün aydınlanması ile tüm personel emniyet müdürlüğüne götürüldü ve gözaltı işlemi gerçekleşti. Biz FETÖ tarafından kumpasa düşürüldük. Çünkü askeri birliğim çok yetkin bir birlikti. Kimseye ateş emri vermedim. Ben komanda tugay komutanıyım, istesem bütün işleri sekteye uğratacak bir konumdayım ama yapmadım. Hakkımdaki gizli tanık beyanlarını kabul etmiyorum. Ben darbe planı yapılan bir toplantıya katılmadım. Sıkıyönetim listesinde Emniyet Genel Müdürü olarak nitelenmişim. FETÖ'nün emniyette o kadar adamı varken neden bana bu görevi verir anlamıyorum. Bu bile kumpastır. Bu liste Türk Silahlı Kuvvetleri'nde hazırlanan bir liste değil." ifadesini kullandı.
Sanık Ali Osman Gürcan'ın savunmasının alınmasına yarın da devam edilecek.
Soruşturma kapsamında hazırlanan 250 sayfalık iddianamede, dönemin Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan'ın, askeri konvoyun geçişine izin vermeyen polisleri "Yolu açın, yoksa uçakları kaldırtır beş dakika içerisinde burayı bombalatırız" diyerek tehdit ettiği kaydedildi.