Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği üyesi Prof. Dr. Tan, 12 Mayıs Fibromiyalji Farkındalık Günü dolayısıyla AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Fibromiyaljinin "kronik ağrı sendromu" olarak tanımlandığını anlatan Tan, bunun, yaygın ağrı, sızı, sürekli yorgunluk, tutukluk, halsizlik, uyku bozukluğu, sabah yorgun kalkma, yaygın hassasiyet gibi yakınmalara neden olduğunu belirtti.
Tan, eklem ve baş ağrıları, sık idrara çıkma, hafıza ve konsantrasyon bozuklukları gibi birçok hastalığı taklit edebilecek bulguların da sıklıkla bu tabloya eşlik edebildiğini kaydetti.
Fibromiyaljiye genetik, ailesel ve çevresel pek çok faktörün zemin hazırlayabildiğine işaret eden Tan, şöyle konuştu:
"Şimdiye kadar pek çok neden öne sürülmüş olsa da bugün için kabul edilen görüşe göre fibromiyaljinin nedeni, ağrı algılama sistemlerinde yaşanan bir bozukluktur. Ağrıyı beynimize taşıyan yolaklarda aşırı bir aktivite, ağrıyı azaltması gereken yollarda ise bir fonksiyon eksikliği söz konusudur. Beyindeki ağrı merkezlerindeki değişiklikler de buna katkı yapar. Sonuçta kişide aşırı bir ağrı algılaması oluşur. Enfeksiyonlar, fiziksel ve psikolojik stres de hastalığı tetikleyebilir."
- "Birçok hastalıkla karıştırılabilir"
Bu sendromun her yaşta görülebileceğini bildiren Tan, "Fibromiyalji, yaşlılar, hatta çocuklarda da ortaya çıkabilir. Genelde erkeklere oranla kadınlarda daha fazla görülse de bu, erkeklerin daha az doktora başvurmasıyla ilişkilidir. Bu hastalık dünya genelinde yüzde 2-10 oranında görülmektedir." dedi.
Fibromiyalji sendromunda bulguların çok çeşitli olması nedeniyle birçok hastalıkla karıştırılabildiğini belirten Tan, "Önemli olan, benzer yakınmaları yapabilecek diğer hastalıkları akla getirip, ayırıcı tanı için gerekli tetkikleri yapmaktır. Bu sendromda laboratuvar bulguları normaldir, tanı koyduracak test yoktur. Detaylı öykü, iyi bir fizik ve nörolojik muayeneyle tanı konulabilir. Ancak fibromiyalji başka hastalıklara da eşlik edebilir, yani hastanın hem osteoartriti hem fibromiyaljisi veya hem iltihaplı eklem romatizması hem de fibromiyaljisi olabilir." diye konuştu.
- "Tükenmişlik sendromuna neden olabilir"
Fibromiyaljinin sadece depresyonlu hastalarda ortaya çıktığının düşünüldüğünü ancak bunun doğru olmadığını vurgulayan Tan, şunları kaydetti:
"Günümüzdeki çalışmalar depresyonun, hastaların yaklaşık beşte birinde görüldüğünü göstermiştir. Fibromiyaljide depresyondan daha sık olarak anksiyete (kaygı) tablosuyla karşılaşmaktayız. Tükenmişlik sendromu ise daha çok duygusal bir çöküş, tükenmişlik hissi olup, bir duyarsızlaşma hali şeklinde ifade edilebilir. Her ne kadar kişinin duygusal durumu fibromiyalji gibi kronik ağrı sendromlarının oluşumuna etkide bulunsa da tek faktör bu olamaz. Ancak kronik ağrılı hastalar zaman içinde tedavi edilmezlerse, tükenmişlik sendromu da yaşayabilirler."
"Fibromiyaljili hastalar, genellikle doktor doktor dolaşıp, tüm tetkik ve muayeneleri normal çıktığı için tanı konamayan ya da 'Bir şeyin yok' diye geri çevrilen hasta grubudur." ifadesini kullanan Tan, öncelikle bu hastalara, yakınmalarının bir adının ve tedavisinin olduğunun anlatılması gerektiğini söyledi.
Bu kişileri yataktan uzaklaştırıp günlük hayata döndürmenin, hafif egzersizler yapmaya ikna etmenin çok önemli olduğunu dile getiren Tan, "Ayrıca hastalar mutlaka ilaçlarını önerilen dozda ve düzgün kullanmalıdır. İlaç düşük dozdan başlanıp yavaş yavaş artırılacağı için etkisi yavaş başlayacaktır. Aynı şekilde ilk kullanımda görülen yan etkiler de zaman içinde azalıp kaybolacaktır." bilgisini verdi.
Hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçların bağımlılık yapmadığına işaret eden Tan, erken tanıyla fibromiyaljinin tedavisinin mümkün olduğunu sözlerine ekledi.