Tanfer düzenlediği basın toplantısında medya mensuplarıyla bir araya gelerek, grubunun yatırımları hakkında bilgi verdi.
Türkiye'nin en büyük hizmet ihracatçıları arasında yer alan Tanfer Sağlık Grubu olarak yatırımlarını büyütme kararı aldıklarını söyleyen Tanfer, İstanbul Nişantaşı'nda bir diş kliniği ve Levent'te estetik ve sağlık merkezi ile faaliyet gösteren Tanfer Sağlık Grubu'nun, son 8 senedir diş ve estetik ile sağlık turizmi alanında çok ciddi adımlar attığını kaydetti.
Dev bir hastane zinciri kurmayı hiçbir zaman planlamadıklarını anlatan Tanfer, "Biz butik kalacağız ama yaptığımız işi en iyi şekilde yapmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
Elde ettikleri sonuçlara bakarak bu kez bir hastane yatırımı yapmaya karar verdiklerini belirten Tanfer, Mecidiyeköy'de bulunan 45 yıllık Kadıoğlu Hastanesini de sağlık turizmindeki gelecek hedefleri doğrultusunda satın aldıklarını ve orada yola Tanfer Hastanesi olarak devam edeceklerini kaydetti.
Tanfer, "Biz iki senedir Türkiye'nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı listesine giren bir diş kliniği iken, artık yelpazemizi genişleterek bir sağlık grubu haline geliyoruz. Yatırımlar tamamlandıktan sonra hedefimiz ilk 50 arasına girmek." dedi.
- "Türkiye hekim kalitesiyle rakiplerinin çok önünde"
Dr. Nihat Tanfer, önümüzdeki dönemde Bodrum'da kuracakları bir rehabilitasyon merkezi ile büyümeye devam edeceklerini belirterek, bu iki yatırımın toplam maliyetinin ise 25 milyon dolar seviyesinde olduğunu söyledi.
Sağlık turizminin ekonomiye doğrudan ve dolaylı katkılar sunduğunu aktaran Tanfer, şunları kaydetti:
"Biz ülkemize inanıyoruz ve bu ülkenin bize verdiklerini karşılamak için mücadele
içerisindeyiz. Tamamen yerli sermayeli bir grup olarak Türkiye'nin 2023 hedefi olan 20
milyar dolarlık sağlık turizmine giden yolda yeni yatırımlar yapmanın gururunu yaşıyoruz.
Sağlık turizmi Türkiye'nin geleceğindeki en önemli döviz kaynaklarından bir tanesi olacak. Deniz ve güneş turizmi gibi sadece belli aylara sıkışan bir turizmden değil, 12 aya yayılan bir turizmden bahsediyoruz. Üstelik buraya gelen insanların sadece tedavi için geldiklerini de düşünmemek gerekir. Türkiye'de kaldıkları sürece konaklama, yeme-içme ve alışveriş olmak üzere ekonomiye ciddi bir katkı sağlıyorlar.
Türkiye'nin burada en önemli avantajlarından
birisi konumu. Örneğin İstanbul'u ele alırsak, İngiltere'den Dubai'ye 4-5 saat mesafede
milyonlarca insan yaşıyor. Ayrıca Türkiye hekim kalitesi, kullanılan aletler ve maliyet
avantajı olarak da rakiplerinin çok önünde. Bu çizgiyi bozmazsak sağlık turizminden elde
ettiğimiz gelir katlanarak artacak."
- "Yedi bin hasta diş tedavisi için geldi"
Tanfer, geçen yıl diş tedavisi için sadece kendilerine yurt dışından yaklaşık 7 bin hasta geldiğini belirterek, özellikle Avrupa'dan büyük bir talep olduğunun altını çizdi.
İngiltere ve Almanya'dan gelen hastaların başı çektiğini ifade eden Tanfer, şunları kaydetti:
"AB ülkelerinin yanında Afrika'dan Orta Doğu'ya, Rusya'dan Kanada ve ABD'ye kadar Türkiye'ye hasta geliyor. Bu insanlar ortalama 5-10 bin avro arasında tedavi ücreti ödüyor. Gelmelerinin en önemli sebebi burada çok iyi hizmet almaları. Başka ülkelerde doktorlar oturup hastayla konuşmuyor bile.
Biz burada hastaya yaşadığı problemleri oturup izah ediyoruz. İkincisi, Avrupa ve Amerika'da kullanılan en iyi malzemeyi kullanmamıza karşın maliyetler çok düşük. Türkiye'de Avrupa'ya göre neredeyse yüzde 60 daha ucuz bir şekilde hizmet verilebiliyor. Ayrıca biz Türkiye'de yurt dışında yapılamayan zorlu operasyonları yapabiliyoruz.
Bunun da ötesinde Avrupa'da
yapılan hatalı uygulamaları düzeltebiliyoruz. Türkiye'ye ilk bizim getirdiğimiz, şu anda
dünyada sayılı ülkelerde yapılan ve çene kemiği erimesini tedavi etmek için kullanılan box
tekniğini kullanıyor olmamız da yabancıların gelmesinde etkili oluyor."
- "Bodrum'daki amaç ağırlıklı olarak İngiltere ve Avrupa pazarı"
Mecidiyeköy'deki Tanfer Hastanesi'nde de ilk etapta yarı yarıya yabancı hasta hedeflediklerini anlatan Tanfer, Avrupa ağırlıklı olmak üzere önümüzdeki yıllarda bu dengenin biraz daha yabancı hastalara kayabileceğini ifade etti.
Bodrum'da planladıkları yeni proje ile ilgili de bilgi veren Tanfer, burasının bir estetik, rehabilitasyon ve anti-aging merkezi olacağını söyledi.
Bypass veya plastik cerrahi gibi
operasyonların ardından gerekli olan rehabilitasyon dönemlerine talip olduklarını belirten
Tanfer, "Bodrum'daki amaç ağırlıklı olarak İngiltere ve Avrupa pazarı. Bu ülkelerde doktorlar
operasyonların ardından olumsuz bir durum yaşanmaması için bir rehabilitasyon süresi
koyuyor. Biz de Bodrum'da böyle bir merkez oluşturacağız. Böylece dişten başlayıp estetikle
devam eden ve genel cerrahi ile genişleyen yelpazeyi rehabilitasyonla daha da büyüteceğiz."
dedi.
- "Yol almak istiyorsak hekim kalitesi çok önemli"
Türkiye'nin diş ve sağlık turizminde son dönemde en büyük rakibinin Macaristan olduğuna
dikkati çeken Tanfer, Macaristan'ın arkasından Romanya ve Bulgaristan'ın da ciddi atak içinde olduğunu söyledi.
Bu ülkelerin Avrupa Birliği üyesi olmaları nedeniyle belirli sağlık
sigortalarında avantaja sahip olduğunu anlatan Tanfer, "Hasta Türkiye'ye geldiği zaman ise sağlık sigortalarından tam
anlamıyla istifade edemeyebiliyor. Şu anda oradaki hekim kalitesi Türkiye'deki hekim
kalitesiyle aynı değil ama Türkiye'de hekim kalitesinde bir bozukluk başlar ve oralardaki
hekim kalitesi yükselip belirli bir noktaya gelirse o zaman onlar tercih sebebi olur. Bu sebeple
sağlık turizminde yol almak istiyorsak hekim kalitesi çok önemli." ifadelerini kullandı.
Tanfer Sağlık Grubu'nun kuruluşu ile ilgili de bilgi veren Nihat Tanfer, kurumun temellerinin babası Dr. Mehmet Nedret Tanfer tarafından 1957 yılında atıldığını söyledi.
Kendisinin de öğrenciyken orda çalıştığını daha sonra da akademisyenliğe geçiş yaptığını belirten Tanfer, sözlerini şöyle tamamladı:
"Üniversitedeki akademik kariyerime 1981'de YÖK kanunu nedeniyle ara verdim. 1982
yılında Nişantaşı'ndaki Estetik Ağız Cerrahi Merkezi'ni kurdum. 1985 yılında İtalya'ya gidip
implant uygulamalarını inceledim. Daha sonra bunları Türkiye'ye ilk kez getirip uygulama
şansına sahip oldum. Zaman içerisinde Nişantaşı'ndaki merkez büyüdü ve Tanfer ismi ile
markalaşıp bulunduğumuz konuma geldik. Bundan sonra da yatırımlarımız devam edecek."