TBMM Başkanvekili Şentop, Endonezya'da
TBMM Başkanvekili Mustafa Şentop:- 'Türkiye, yenilenebilir enerji kaynakları bakımından ciddi bir potansiyel barındırmaktadır'- 'Kısa vadede, (elektrik üretiminde) rüzgar ve güneş enerjisinin oranını da artırmayı hedefliyoruz'- 'Türkiye'nin 1200 MW kurulu güce sahip olacak ilk offshore YEKA rüzgar enerjisi ihalesinin önümüzdeki aylarda gerçekleştirilmesi bekleniyor'

Oluşturma Tarihi: 2018-09-13 18:25:34

Güncelleme Tarihi: 2018-09-13 18:25:34

TBMM Başkanvekili Mustafa Şentop, Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynakları bakımından ciddi bir potansiyel barındırdığını belirterek, "Kısa vadede, (elektrik üretiminde) rüzgar ve güneş enerjisinin oranını da artırmayı hedefliyoruz." dedi.

Endonezya'da bulunan Şentop, katıldığı "İleri Yol: Satın Alınabilir, Güvenilir ve Sürdürülebilir Enerjiye Evrensel Erişim İçin Parlementer Eylem" oturumunda bir konuşma yaptı.

Şentop, Türkiye'nin, 80 milyon nüfusuyla dünyanın en büyük 17. ekonomisi ve 2017'nin en çok büyüyen ülkesi olarak hızlı bir sanayileşme sürecinden geçtiğini ifade etti.

Artan nüfus, şehirleşme ve değişen tüketim alışkanlıklarının, çevre ve doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı artırdığına işaret eden Şentop, çevre kirliliği, iklim değişikliği ve küresel ısınma ile mücadelenin dünya gündemindeki yerini koruduğuna değindi.

Sürdürülebilir kalkınma hedefleri ve iklim değişikliği riskleri arasında denge gözetilmesi gerektiğini anlatan Şentop, "Bu amaçla, yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji sepetimizdeki payı ile enerji verimliliğini artırmayı hedefleyen bir politika izlemekteyiz." diye konuştu.

Şentop, enerji verimliliğinin, enerji arzı güvenliğinin artırılmasını ve iklim değişikliğine sebep olan sera gazı emisyonlarının azaltılmasını sağlayabilen en ucuz ve hızlı yöntem olduğuna vurgu yaparak, düşük karbonlu ekonomiye geçişin, kayda değer bir yatırım ve ilave altyapı inşasını zorunlu kıldığını belirtti.

Yenilenebilir enerjinin öneminin giderek arttığını kaydeden Şentop, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye, yenilenebilir enerji kaynakları bakımından ciddi bir potansiyel barındırmaktadır. Yenilenebilir enerjinin, enerji sepetimizdeki payının artırılmasını teminen söz konusu sektöre önemli yatırımlar yapılmıştır. 2017'de yenilenebilir enerjinin kurulu gücümüzdeki payı yüzde 45 olarak gerçekleşmiştir. Artan enerji talebimiz sebebiyle, kurulu gücümüzün 34 bin MW'ını hidro enerji, 20 bin MW'ını rüzgar, 5 bin MW'ını güneş, bin MW'ını biyo kütle ve bin MW'ını jeotermal enerjinin teşkil etmesini hedefliyoruz."

Şentop, halihazırda 1000 MW olarak öngörülen jeotermal enerji hedefine ulaştıklarını vurgulayarak, Türkiye'de yenilenebilir enerji arzının ağırlıklı olarak hidro enerjiden sağlandığını belirtti. Geçen yıl üretilen elektriğin yüzde 20'sini hidro enerji kaynaklarının oluşturduğuna işaret eden Şentop, "Kısa vadede, rüzgar ve güneş enerjisinin oranını da artırmayı hedefliyoruz. Bu amaçla, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) projelerini hayata geçirdik." dedi.

Türk-Alman ortaklığından oluşan bir konsorsiyumun, Türkiye'deki ilk rüzgar enerjisi YEKA ihalesini Ağustos 2017'de kazandığını hatırlatan Şentop, proje kapsamında toplam bin MW kapasiteli 5 adet rüzgar türbininin kurulacağını kaydetti.

Şentop, Mart 2017'de sonuçlanan güneş enerjisi YEKA projesi ihalesi kapsamında, 1000 MW kurulu güce sahip olacak Karapınar YEKA ile yıllık bin 600 GWh elektrik üretimi gerçekleştirmesini hedeflendiklerini belirterek, "Öte yandan, Türkiye'nin bin 200 MW kurulu güce sahip olacak ilk offshore YEKA rüzgar enerjisi ihalesinin önümüzdeki aylarda gerçekleştirilmesi bekleniyor." diye konuştu.

Yenilenebilir enerji kullanımının geliştirilmesine atfedilen önem çerçevesinde, yenilenebilir enerjinin teşviki ve dünya çapında kullanımını teminen uluslararası girişimleri desteklediklerini anlatan Şentop, şu görüşlerini paylaştı:

"Bu kapsamda, üretim sektörlerinde temiz üretim ve eko-verimlilik ile hem çevrenin korunması hem de rekabetçiliğin artırılması mümkün görülmekte, yeni düzenlemeler ve gerçekleştirilecek yatırımlarla şehirlerin daha çevre dostu ve ekonomik olarak etkin olabileceği öngörülmektedir. Ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için gelişmekte olan ülkelerin daha sürdürülebilir tüketim modellerine doğru ilerlemesi desteklenmelidir."

Şentop, bu eğilimlere bağlı olarak ilerleyen dönemde bazı sektörlerde kısıtlamaların, bazı sektörlerde ise yeni üretim ve istihdam alanlarının ortaya çıkmasının muhtemel olduğunu sözlerine ekledi.