TCMB Başkanı Uysal, enflasyon tahminini açıkladı: (1)
'Enflasyonun 2020 yılı sonunda yüzde 8,9 olarak gerçekleşeceğini, 2021 yıl sonunda ise yüzde 6,2'ye geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını tahmin ediyoruz'- 'Salgın döneminde kredi kanalının ve firmaların nakit akışının sağlıklı işleyişinin devamına yönelik olarak açıklanan parasal ve mali tedbirler kapsamında kredi büyümesi ivmelendi'- 'İlk çeyreğe kıyasla ik

Oluşturma Tarihi: 2020-07-29 11:52:45

Güncelleme Tarihi: 2020-07-29 11:52:45

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, "Enflasyonun 2020 yılı sonunda yüzde 8,9 olarak gerçekleşeceğini, 2021 yıl sonunda ise yüzde 6,2'ye geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını tahmin ediyoruz." dedi.

Uysal, Enflasyon Raporu 2020-III Bilgilendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmasının başında küresel ve yurt içi makroekonomik gelişmelere değindi.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkisiyle küresel büyümede yılın ilk çeyreğinde görülen zayıflamanın ikinci çeyrekte derinleştiğine işaret eden Uysal, salgını sınırlamaya yönelik tedbirlerin hafiflemesi ve kademeli normalleşme adımlarıyla birlikte üçüncü çeyrekte küresel ekonomik aktivitede kısmı toparlanma sinyalleri görüldüğünü söyledi.

Uysal, küresel büyümedeki toparlanmanın gücüne ve sürekliliğine ilişkin belirsizlikler olduğuna işaret ederek, enflasyonda ise salgın döneminde artan gıda fiyatlarına rağmen küresel büyüme görünümündeki zayıflama ve ham petrol fiyatlarındaki düşüşe bağlı olarak, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ikinci çeyrekte aşağı yönlü bir seyir izlendiğini anımsattı.

Gelişmiş ülke merkez bankalarının aldığı önlemler ve salgın sonrası normalleşme süreciyle temmuzda portföy akımlarının görece daha olumlu seyrettiğini belirten Uysal, "Para ve maliye politikalarında devam eden genişletici adımların da etkisiyle gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının 2020 yılının ikinci yarısında bir miktar toparlanması bekleniyor." diye konuştu.

- "Seyahat kısıtlamalarının hafifletilmesiyle turizm gelirlerinde iyileşme bekliyoruz"

Uysal, normalleşme adımlarını takiben küresel risk iştahındaki artışın etkisiyle, gelişmekte olan ülkelerin para birimleri üzerindeki baskının kısmen azaldığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Böylelikle küresel gelişmelerin Türkiye'nin risk primi ve kur oynaklığı üzerindeki olumsuz etkileri de bir miktar hafifledi. Salgın öncesi dönemde enflasyondaki düşüşe ve faiz indirimlerine bağlı olarak finansal koşullarda sağlanan belirgin iyileşme kredi büyümesini destekledi. Salgın döneminde ise kredi kanalının ve firmaların nakit akışının sağlıklı işleyişinin devamına yönelik olarak açıklanan parasal ve mali tedbirler kapsamında kredi büyümesi ivmelendi. Kredi türlerine baktığımızda, ticari kredilerdeki artışın son dönemde bir miktar ivme kaybetmekle birlikte güçlü seyrettiğini görüyoruz. Konut ve taşıt kredileri için kamu bankalarınca sunulan kredi paketlerinin ve ertelenmiş talebin etkisiyle tüketici kredileri mayıs sonrası dönemde belirgin bir ivme kazandı."

Mayısta başlayan toparlanmanın haziran ve temmuz aylarında güç kazandığını anlatan Uysal, ihracatta daha belirgin olmak üzere dış ticaret hacminde toparlanma gözlendiğini ve dış ticaret açığının bir miktar daraldığını dile getirdi.

Uysal, seyahat kısıtlamalarının hafifletilmesiyle gelecek dönemde turizm gelirlerinde kısmi iyileşme beklediklerini, mal ihracatındaki toparlanmanın ve emtia fiyatlarındaki düşük seviyelerin cari işlemler dengesini destekleyeceğini tahmin ettiklerini ifade etti.

İş gücü piyasasında ekonomideki yavaşlamanın yansımalarının hissedildiğini belirten Uysal, işsizlik oranlarının arttığını ancak katılım oranındaki düşüşün bu artışı sınırladığını kaydetti.

Uysal, yılın ikinci çeyreğinde tüketici enflasyonunun 0,76 puan artarak yüzde 12,62'ye yükseldiğini ve tahmin aralığının üzerinde gerçekleştiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İlk çeyreğe kıyasla enflasyondaki artış temel mal ve gıda gruplarından kaynaklandı. Salgına bağlı birim maliyet artışları, birikimli döviz kuru gelişmeleri, uluslararası petrol fiyatlarındaki toparlanmayla dönemsel ve salgına bağlı etkilerle artan gıda fiyatları tüketici enflasyonundaki yükselişte etkili oldu."

Salgına bağlı tedbirlerle kısa vadede etkili olan arz yönlü unsurların, normalleşme sürecinin devamıyla kademeli olarak ortadan kalkacağını öngördüklerini anlatan Uysal, yılın ikinci yarısında talep yönlü dezenflasyonist etkilerin daha belirgin hale gelmesini beklediklerini vurguladı.

Uysal, mayıs ve haziran aylarında enflasyonda görülen artışa bağlı olarak yıl sonu enflasyonuna ilişkin beklentilerin yükseldiğini, orta vadeli enflasyon beklentilerinin nispeten yatay seyrettiğini söyledi.

- TCMB'nin tedbir setleri

TCMB olarak Kovid-19 salgınının Türkiye ekonomisine olumsuz etkilerini sınırlandırmaya yönelik olarak geçici, hedefli ve kapsamlı bir tedbir seti uygulamaya koyduklarını hatırlatan Uysal, şöyle konuştu:

"Finansal piyasaların, kredi kanalının ve firmaların nakit akışının kesintisiz ve sağlıklı bir şekilde işlemeye devamını teminen aldığımız parasal tedbirlerin yanı sıra mart, nisan, mayıs aylarında politika faizini toplamda 250 baz puan aşağı çektik. Haziran ve temmuzda ise enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurlar ışığında politika faizini yüzde 8,25 düzeyinde sabit tuttuk. Mevcut rapor döneminde, sistemin fonlama ihtiyacının önemli bir kısmı TCMB ve BİST bünyesinde gerçekleştirilen döviz karşılığı Türk lirası swap işlemleriyle karşılandı. Salgın sonrası devreye alınan yeni imkanlar nedeniyle açık piyasa işlemleri (APİ) aracılığıyla sağlanan fonlamanın kompozisyonunda değişiklik gözlendi. Bu kapsamda hedefli ilave likidite imkanları çerçevesinde 3 aylık repo ihaleleriyle sağlanan fonlamayla piyasa yapıcı bankalara sağlanan fonlamanın APİ fonlaması içindeki payları arttı."

- "Tahminlerde makro görünüm esas alındı"

Uysal, orta vadeli tahminler üretilirken makro görünümün esas alındığını ve ithalat fiyatları, gıda fiyatları ve maliye politikası gibi dışsal unsurlar için varsayımlar oluşturduklarını belirterek, OPEC+ ülkelerinin üretimi azaltma konusunda anlaşmaları ve küresel talep görünümündeki kısmi toparlanmaya bağlı olarak petrol fiyatları varsayımını, bir önceki rapora kıyasla, 2020 için ortalama 32,6 ABD dolarından 41,6 ABD dolarına, 2021 için ise 36,8 ABD dolarından 43,8 ABD dolarına yükselttiklerini bildirdi.

ABD doları cinsinden ithalat fiyatları varsayımında alüminyum ve tarımsal ürünler gibi petrol dışındaki diğer emtia fiyatlarındaki zayıf seyre bağlı olarak 2020 ve 2021 yıllarına ilişkin aşağı yönlü güncelleme yaptıklarını belirten Uysal, bir önceki raporda yüzde 9,5 olarak alınan 2020 yılı gıda enflasyonu tahminini, işlenmemiş gıdadaki son dönem eğilimleri dikkate alarak yüzde 10,5 olarak güncellediklerini kaydetti.

- Gıda enflasyonu tahmini

Uysal, gelecek yıla ilişkin gıda enflasyonu tahminini de yüzde 7'den yüzde 8'e çektiklerini ifade ederek, "Orta vadeli tahminler oluşturulurken maliye politikası tedbirlerinin alınan diğer parasal ve finansal tedbirlerle birlikte salgın sürecinde ekonominin üretim potansiyelini destekleyeceği ve salgın sonrası toparlanmaya katkı yapacağı bir görünüm esas aldık. Ayrıca yönetilen-yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamalarının, enflasyondaki düşüş patikasıyla büyük ölçüde uyumlu şekilde belirleneceğini varsaydık." diye konuştu.

Mevcut para politikası duruşu ve güçlü politika koordinasyonu altında, enflasyonun kademeli olarak hedeflere yakınsayacağını öngördüklerine dikkati çeken Uysal, şöyle devam etti:

"Bu çerçevede, enflasyonun 2020 yılı sonunda yüzde 8,9 olarak gerçekleşeceğini, 2021 yıl sonunda ise yüzde 6,2'ye geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 düzeyinde istikrar kazanacağını tahmin ediyoruz. Enflasyonun yüzde 70 olasılıkla, 2020 sonunda orta noktası yüzde 8,9 olmak üzere yüzde 6,9 ile yüzde 10,9 aralığında, 2021 yılı sonunda ise orta noktası yüzde 6,2 olmak üzere yüzde 3,9 ile yüzde 8,5 aralığında gerçekleşeceğini öngörüyoruz."

(Sürecek)