Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, Başkent Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Tahir İkiler, müşteki sıfatıyla olay günü yaşadıklarını anlattı.
Evinde bulunduğu sırada televizyonda darbe girişimine ilişkin haberleri gördüğünü, bunun üzerine eşiyle sokağa çıktığını ifade eden İkiler, darbe girişiminin ilk saatleri olması nedeniyle sokakların sessiz olduğunu söyledi.
Anadolu Meydanı'ndan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi istikametine giden tanklarla karşılaştıklarını belirten İkiler, eşinin aracın camını açarak askerlere "Yapmayın, gittiğiniz yol yanlış." diye bağırdığını aktardı.
Bir süre takip ettiği tankların önünü aracıyla kestiğini, zırhlı araçtan inen bir rütbeliyle tartıştıklarını anlatan İkiler, "Onlara yapılanların yanlış olduğunu söylememize rağmen askerlerden biri bize silah doğrultarak arabayı çekmemizi istedi. Arkadan 'Çektirin arabayı, ateş edin.' diye bir talimat geldi. Bunun üzerine zırhlı araçların üzerindekiler havaya ateş etti. Daha sonra dipçikle eşim ve beni darbederek araca binmeye zorladı. Arabayı geri çekmek zorunda kaldım." şeklinde beyanda bulundu.
AK Parti Genel Merkezi'nin önüne geldiğini, buradaki kalabalığa "Tanklar geliyor." dediğini bildiren İkiler, kalabalıktaki gençlerden bazıları tankların önünü kesmeyi önerdiğini kaydetti.
Jandarma Genel Komutanlığının yakınındaki kavşağı tutan polislerin gitmelerini engellediğini anlatan İkiler, Cuma Dağ isimli vatandaşın, "Darbe oluyor kardeşim, senin burada ne işin var." diye tepki göstermesi üzerine polislerin geçişlerine izin verdiğini dile getirdi.
- "Başı koparak şehit oldu"
Zırhlı araçların Külliye'ye gitmelerine engel olmak için vatandaşlarla yoğun çaba sarf ettiklerini belirten İkiler, bu kapsamda söz konusu araçların konuşlandığı Jandarma Genel Komutanlığı Karargahı önüne geldiklerini vurguladı.
Burada bir rütbelinin telsizden, "Müdahil olmak lazım." dediğini duyduğunu aktaran İkiler, bu görüşmeden sonra vatandaşa doğru yoğun bir şekilde ateş edildiğini dile getirdi.
İkiler, sonrasında yaşananları şöyle anlattı:
"Vatandaşlardan o askerin videosunu çekmelerini istedim zira ateş emri veriyordu. Sonra ateş edildi, bir sessizlik çöktü. Yerde yaralananlar vardı, yardım istiyorlardı. Cansız bir beden yerdeydi, kafası kopmuştu. Bir kadın geldi ona, 'Bu vahşeti çekin millet görsün.' dedim. Bu esnada kadın elindeki telefonu bırakıp 'Cuma (Dağ)' diye bağırdı. Meğer başı koparak şehit olanın eşiymiş. Farkında olmadan eşinin cansız bedenini çekmesini istemişim. 'Zırhlı araçların altında insanlar var, geri alın bunları.' diye bağırdık ama bizi duymak istemiyorlardı. O cansız bedenleri sürükleyerek götürdüler. Mehmet Celal isimli bir yaralı, arabasını getirip kendisini hastaneye götürmemi istedi. Cebinden çıkardığı anahtarla birlikte bir avuç kan uzattı. Arabaya koştum ama başka bir anahtar vermiş. Mehmet'e koştum, yanlış anahtarı verdiğini söyledim.
Sonra alana bir halı yıkama aracı geldi, o araca balık istifi 7-8 yaralıyı koyduk. Yaralılar 'doktor' diye bağırıyordu. Duvar dibindeki bir yaralıyı sürüklerken oradaki askerler beni izliyordu. 'Uzaklaş alandan.' diye tehditler geldi. Bu sanıklar bana en büyük acıyı yaşattılar, yanımdaki insanın başı kopmuştu. Rabbim bana şehitliği değil de şahitliği nasip etti, onlarla hesaplaşmak için."
Müşteki İkiler, sanıklardan şikayetçi olduğunu belirterek, davaya katılmak istediğini sözlerine ekledi.
Duruşmaya devam ediliyor.